Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından 17 gün geçti. 

42 binden fazla vatandaşın hayatını kaybettiği depremin ardından tüm Türkiye tek yürek oldu. 

Onlarca vatandaş ise evsiz kaldı. 

Türkiye’nin yaralarını sarmaya çalıştığı felaketin ardından  vatandaşlar birbirine destek olmak için çabalıyor. 

Depremzedelere bağış istedi 

Bu kapsamda yardım etmek isteyen bir sağlık çalışanı sözlü ve fiziksel şiddete maruz kalan sağlık çalışanı Bayram Ceran, şahısla depremzedelere 5 bin TL bağış yapması şartıyla uzlaştı.

Hastanede şiddete uğramıştı 

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev yapan sağlık çalışanı Bayram Ceran, geçtiğimiz yıl hasta yakını tarafından sözlü ve fiziksel şiddete maruz kaldı.

5 bin TL yardım yaptırdı 

Beyaz kod çağrısı üzerine Ceran, şiddet gösteren şahıstan şikayetçi oldu. Dosya Uzlaştırma Bürosu’na gönderildi.

Ceran ve şahıs, uzlaştırma masasına oturdu. Bayram Ceran, depremzedelere 5 bin TL yardımda bulunması şartıyla uzlaşacağını söyledi.

Uzlaşma sağlanıldı 

Şahıs ise Ceran’ın bu teklifini kabul etti.

Bayram Ceran’a örnek davranışı dolayısıyla Türk Sağlık Sen Bolu Şube Başkanı Furkan Özübek tarafından teşekkür belgesi verdi.

“Aklımız, kalbimiz deprem bölgesindeydi”

Aynı zamanda Türk Sağlık Sen Bolu Şubesi üyesi olan Bayram Ceran şu ifadeleri kullandı: 

Türkiye geçmiş olsun. İçimiz yanıyor. Her türlü fedakarlığı yapmaya hazırız. Bende Kahramanmaraşlıyım.

Böyle bir karar alma ihtiyacı duyduk. Keşke böyle olaylar yaşanmasa, keşke deprem olmasa, keşke beyaz kod olmasa, sağlıkta şiddet olmasa. Üzgünüm. Memleketimizin yaşadığı deprem felaketinden de çok üzgünüm.

Zaten aklımız, kalbimiz deprem bölgesindeydi. Nasıl katkı sağlarız noktasında aklıma böyle bir şey geldi. İnsan kendini düşünmüyor. Oradaki insanları düşünüyorsun. O yüzden böyle bir karar aldım.

“Yaralarını sarmak için canla başla çalışmalara başladık”

Birli ve beraberlik ile bu zor günlerin aşılacağına dikkat çeken Türk Sağlık Sen Bolu Şube Başkanı Furkan Özübek şu şekilde konuştu: 

Bizde farkındalık olması açısından Türk Sağlık Sen olarak elimizi taşın altına koyup, depremzedelerin yaralarını sarmak için canla başla çalışmalara başladık. Cansiperane olarak da sağlık çalışanlarımız bölgede gönüllü olarak hizmet vermektedir. Allah onların ayağına taş değdirmesin.

“Depremzedelere yardım ederseniz bende sizinle uzlaşırım”

Bayram Ceran’ın örnek bir davranışta bulunduğunu ifade eden Özübek şunları dedi: 

Üyemiz Bayram Ceran, mahkeme uzlaştırmaya gidin şeklinde karar verince, çok güzel bir örnek davranış sergileyerek, ‘Depremzedelere yardım ederseniz bende sizinle uzlaşırım ve sorun ortadan kalkar’ dedi.

Kendisi de bir depremzede yakınıdır aynı zamanda. Ailesi de depremde zarar görmüş ve şu an çadırda kalmaktadır. Bu örnek davranıştan dolayı kendisine sendikamız adına teşekkür ederim.

Hamsi balığı mevsimsel şartlar nedeni ile bu yıl gelişemedi. Buna rağmen avlanan hamsilerin boyu yasal sınırların altında kaldı.

Balığın soyunun devamlılığını sağlamak amacıyla Marmara’da hamsi avcılığı durduruldu. 

Marmara’da hamsi avcılığının durdurulması sektörde olumlu
karşılandı

Güney Marmaralı balıkçılar, kararı onaylıyor

Güney Marmaralı balıkçılar ve uzmanlar, Tarım ve Orman
Bakanlığınca ekosistemin korunması amacıyla Marmara Denizi ile İstanbul ve
Çanakkale boğazlarındaki hamsi avcılığının durdurulmasını olumlu karşıladı.

“Hamsi
avcılığının balıkçılar için amiral gemisi”

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi
Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, yaptığı açıklamada, hamsi
avcılığının balıkçılar için amiral gemisi olduğunu söyledi.

“Daima korunmalı”

Hamsinin daima korunması gerektiğini belirten Sarı, değerlendirmesinde bulundu:

Bu kararı alan Balıkçılık Su Ürünleri Genel Müdürlüğüne hem de bunu destekleyen balıkçılarımıza teşekkür ediyorum. Bu sezon yapılan uygulama doğru ancak Marmara Denizi’nde sürdürülebilir ekosistem esaslı balıkçılığı sağlayabilmek için sadece hamsi avcılığını sezon sonuna kadar durdurmak yetmez. Mutlaka denizi bir bütün olarak düşünüp boğazlardaki avcılığı da tamamen durdurup diğer türlerin avcılığına yönelik düzenlemeler getirmemiz lazım.

Bandırmalı balıkçılardan Semih Gargı da yasağın daha erken
başlaması gerektiğini dile getirdi.

Avcılığın durdurulmasının gelecek sezona katkı sağlayacağını
ifade eden Gargı, “Allah’ın izniyle vatandaş seneye daha çok balık
yiyecek. Geç kalınmış ama iyi bir karar, yetkililere teşekkürler.” dedi.

“Çoğu çöpe veya yeme gitti”

Yalova Merkez İlçe Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hasan
Karataş, Marmara Denizi’nde hamsi avcılığının durdurulmasını olumlu bir karar
olarak gördüklerini vurguladı.

Karataş, şunları kaydetti:

Tabii ki geç kalınmış bir karar ama yine de güzel bir karar, destekliyoruz. Aslında bu bir ay önce olabilirdi. Çünkü hamsiler genelde boyutu kurtarıyor ama zayıf. Bir nevi kırım oldu. Çoğu çöpe veya yeme gitti, halka intikal etmedi. Bugün Marmara Denizi’nde en büyük sorun, balıkçılarımızın avlamadıklarını yunuslar tüketecek. Biz küçük ölçekli balıkçılar olarak devletimizden bu yunus konusuna bir çözüm bulmasını istiyoruz. Ağır ağır denizciliğimiz bitmek üzere. Çocuklarımız balıkları bu gidişle ansiklopedilerde görecek.

“Hamsinin kilosu, bundan sonra kilosu 80-100 lira olacak”

Karadeniz’de hamsi avcılığının yasaklanmadığını aktaran
Karataş, “En çok Marmara’da oldu hamsi avcılığı, Karadeniz’de pek hamsi
yok. Fiyatlara yansımaması imkansız. Vatandaşlarımız 15, 20, 30 liraya hamsi
alıyordu, bundan sonra kilosu 80-100 lira olacak.” diye konuştu.

Merkez üssü Kahramanmaraş olan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler 11 ile yayılan geniş bir coğrafyada etkili oldu.

Evleri yıkılan ve evlerine giremeyen depremzedelerin çadır ihtiyacı doğdu.

Daha önce depremzedeler için giysi, soba, portatif tuvalet, uyku tulumu ve ekmek üreten öğrenciler, şimdi de öğretmenleri ile birlikte çadır üretmeye soyundu.

Çadırlar spor
salonunda üretiliyor

Kayseri’de Arif Molu Mesleki Teknik Anadolu Lisesi’nin spor
salonunda, öğretmenler ve öğrenciler tarafından depremzedelere gönderilmek üzere
çadır üretiliyor.

Öğrenciler kumaşların ve çadırları taşıyarak öğretmenlerine destek oluyor

Çadır üretimi için bir yandan halk eğitim merkezlerinin usta
öğreticileri ve öğretmenleri dikiş makinesinin başına geçerken, öğrenciler de
kumaşların ve çadırların taşınmasına yardım ediyor.

İl Milli Eğitim Müdürü Bahameddin Karaköse de bu süreçte lisenin spor
salonunda çadır üreten öğretmen ve öğrencileri ziyaret etti.

“En acil ihtiyaçlardan biri çadır”

Deprem bölgesindeki en acil ihtiyaçlardan birinin çadır
olduğunu belirten Karaköse, şöyle konuştu:

Bakanlığımız bizden bu yönde üretim yapmamızı istedi ve bize destek verdi. Tüm imkanları seferber ettik. Gece gündüz vardiya oluşturuldu. Bir gün içinde spor salonundaki üretim alanı oluşturuldu. Bir nevi fabrika gibi çalışıyoruz. Bir günde yaklaşık 50 çadır üretiliyor ve günlük bölgeye gönderiliyor.

Soba ve uyku tulumu da üretildi

Karaköse, müdürlük olarak soba ve uyku tulumu üretimine de
devam ettiklerini, deprem bölgelerinden 4 bin öğrencinin kente nakledildiğini,
kitap, kırtasiye gibi ihtiyaçlarının karşılandığını kaydetti.

Şarkıcı ve söz yazarı Ufuk Beydemir desteklediği siyasetçiyi sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşım ile açıkladı.

Özellikle ‘Ay Tenli Kadın’ isimli şarkısıyla büyük bir üne kavuşan Ufuk Beydemir twitter hesabından destek verdiği siyasetçiyi duyurdu.

Ufuk Beydemir yaptığı paylaşımda “Muharrem İnce’ye ikinci şans verilirse bu sefer hayal kırıklığı değil, umut olabileceğine ve iyi işler başarabileceğine inanıyorum. Artık millet olarak son şansımız.” ifadelerine yer verdi.

Geçtiğimiz yıl oyuncu İpek Filiz Yazıcı ile dünyaevine giren genç şarkıcının bu paylaşımı sosyal medyada kısa sürede gündeme oturdu.

Beydemir’in bu paylaşımına bazı takipçileri destek verirken bazı takipçileri ise tepki gösterdi..

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında yürütülen çalışmalar ve gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’de depremin yol açtığı bir felaketin yaşandığına işaret eden Destici, bölgedeki çalışmalara ilişkin bilgiler paylaştı.

Destici, partisinin ve Alperen Ocakları Vakfının, gerek depremden etkilenen illerde bulunan gerekse bu bölgeden tahliye edilen vatandaşlarla ilgili çalışmalarına devam ettiğini ifade ederek, 340 yardım tırı ve 4 aşevi ile 100’ün üzerinde sağlıkçı ve bin arama kurtarma ekibinin sahada olduğunu söyledi.

“Deprem riski taşıyan bölgelerde hazırlık yapılmalı”

Deprem riski taşıyan tüm illerde, tedbir almanın ve hazırlık yapmanın gerekliliğini vurgulayan Destici, bu konuda önümüzdeki günlerde yeniden kapsamlı bir açıklama yapacaklarını bildirdi.

Destici, çok sayıda çadırın deprem bölgesine gönderildiğini, bununla birlikte çadır kentlere gitmeyen, çeşitli nedenlerle yıkılan ya da ağır hasarlı evlerinin yakınından ayrılamayan vatandaşların da çadır talepleri bulunduğunu, bu taleplerin değerlendirilmesi, çadırların hızla ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması gerektiğini belirtti.

“Siyasi malzeme edilmemeli”

Deprem bölgesinde demografik yapının korunmasına yönelik endişeleri hatırlatan Destici, “Özellikle ‘yabancılara ev ve arazi satışlarının durdurulması’ yönünde görüşler alıyoruz. Buna müsaade edilmeyeceğini bizzat Cumhurbaşkanı’mız açıklamış olmasına rağmen bazı siyasilerin bu konuyu malzeme etmemeleri lazım.” dedi.

Destici, Hazine yardımının siyasi partiler yerine depremzedelere aktarılması yönündeki tekliflerinin geçerliği olduğunu, konunun depremzedeler tarafından talep olarak kendilerine iletildiğini söyledi.

Yıkılan binalara ilgili, hatası, kusuru, ihmali olanların muhakkak tespit edilmesini isteyen Destici, sorumluların yargı önüne çıkarılması gerektiğinin altını çizdi.

Üniversitelerin uzaktan eğitim kararına ilişkin de Destici, özellikle tıp fakültesi ve mühendislik gibi laboratuvar ve klinik çalışma yürütülen fakültelerde yüz yüze eğitimden vazgeçilmemesi önerisinde bulundu.

Destici, Türkiye genelinde büyük bir kentsel dönüşüm seferberliğinin başlatılması, kentsel dönüşüm için ikna edici ve kolaylaştırıcı tedbirlerin alınması çağrısı yaptı.

“Önce yargı sonra Meclis gereğini yapmalı”

Depremin siyasi istismar konusu yapılmaya çalışıldığını ifade eden Destici, şunları kaydetti:

İnsanlarımız henüz enkaz altındayken, benzer hadiselerden ve benzer davranışlardan sabıkalı bazı çevrelerin ‘Buradan nasıl siyasi sonuç çıkartırız?’ endişesine düştüklerini yine devletimize, milletimize ve değerlerimize düşmanlık etmeyi alışkanlık haline getirmiş siyasetçi görünümlü hainlerin, kan kokusu almış sırtlanlar gibi deprem konusuna dahil olmaya uğraştıklarını, tıpkı yağmacılara ait görüntüleri izlerken duyduğumuz iğrenme, nefret ve utanç duygularıyla izlemek zorunda kaldık.

Terör örgütlerinin, mensuplarını, destekçilerini, sempatizanlarını, Meclise taşımalarına karşı gereken zamanda, gerekli tedbirleri almadığımız için, sonrasında, insanlık tarihinin en büyük felaketlerinden birini yaşarken, taşıdıkları milletvekili sıfatıyla, devlete düşmanlıklarını ilan edip, insanları ‘devlete düşmanlık etmeye’ çağıranların ihanetlerine şahit oluyoruz. Yargı bu duruma hiçbir şekilde seyirci kalmamalıdır. Sonuca da sebebe de seyirci kalmamalıdır. Önce yargı sonra Meclis gereğini yapmalı. Devlet düşmanlarını, millet düşmanlarını Meclisten atmalıdır.

“AHBAP gibi kurumların devlet kurumlarına alternatif olarak çıkarılması uluslararası bir reklamın sonucudur”

BBP Genel Başkanı Destici, Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden yapılan tartışmalara da değinerek, şöyle konuştu:

Çeşitli vesilelerle Diyanet İşleri Başkanlığımızın, çirkin polemiklerin içine dahil edilerek, bu polemikler üzerinden gündeme taşınması gayretlerine şahit oluyoruz. Bu durum ilk defa yaşanmıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı, Cumhuriyetimizin en önemli kurumlarındandır. Gerekliliğini ve önemini tartışmaya dahi hicap duyarım. Diyanet İşleri Başkanlığımızın da temsil ettiği değerlerin de sahibiyiz, emanetçisiyiz, kurumlarımızı da değerlerimizi de korumaya devam edeceğiz. Deprem bahane edilerek, değerlerimize, kurumlarımıza, kamu görevlilerimize hakaret eden, iftirada bulunan, depremde yürütülen kurtarma çalışmalarına zarar veren yayınlarla ilgili yargı muhakkak görevini yerine getirmelidir. AHBAP ve benzer sivil toplum kuruluşu kılıflı organizasyonların, siyasi iktidar ve devlet kurumlarına alternatif olarak öne çıkarılması uluslararası bir reklamın sonucudur. Bu tür yapıları gerektiğinde, MASAK dahil ilgili kurumlarla devlet kontrol etmelidir.

Türkiye, 11 ili yıkan deprem felaketinin ardından ayağa kalkmaya çalışıyor.

Kahramanmaraş’ta felaketin en şiddetli vurduğu illerden biri olarak yaralarını sarıyor.

Depremlerde, Kahramanmaraş’ı Malatya, Adıyaman ve Gaziantep’e bağlayan kara yollarının birçok noktasında hasar oluştu.

Çalışma başlatıldı

Karayolları Genel Müdürlüğü ekipleri, yolların onarılması ve hasarların giderilmesi amacıyla başlattığı çalışmalara devam ediyor.

Çöken yollar onarılıyor

Birçok noktada çalışmalarını sürdüren ekipler, ayrıkların oluşturduğu asfaltı doldurdu, çöken yolları ise onarmaya çalıştı.

Ekiplerin, yollardaki hasarları büyük oranda giderdiği belirtildi.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından 17 gün geçti. 

42 binin üzerinde kişinin hayatını kaybettiği afette, yürekler dağlandı.

Asrın felaketinde arama-kurtarma ekipleri, zamana karşı yarışta bir cana daha ulaşmak için büyük bir mücadele ortaya koydu.

Günler sonra enkazdan çıkarılanlar, acının ortasında adeta teselli oldu.

Bunlardan biri de depremin merkezi Kahramanmaraş’ta yaşandı.

248’inci saatte kurtarıldı

Kayabaşı Mahallesi’nde yıkılan Atabey Apartmanı enkazında bir kişinin canlı olduğunu tespit eden Dilovası Belediyesi ekipleri, yetkililere haber verdi.

Ardından olay yerine gelen ekipler, depremden 248 saat sonra 17 yaşındaki Aleyna Ölmez’i uzun uğraşlar sonucu enkazdan sağ kurtardı.

17 yaşındaki genç kız, yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye sevk edildi.

Önce geçmiş olsun telefonu ardından ziyaret

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da tedavisi süren Ölmez ile yakından ilgilendi.

İlk olarak ailesini arayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra genç kızla telefonda konuşup durumunu sormuştu.

Son olarak afet bölgesinden Ankara’ya dönen Cumhurbaşkanı Erdoğan, verdiği sözü tutarak Aleyna Ölmez’in tedavi gördüğü hastaneye gitti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, hastanede tedavi gören diğer depremzede çocukları da ziyaret etti.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından 17 gün geçti. 

Vatandaşların yavaş yavaş yaralarını sildiği depremin ardından günler geçti. 

40 binden fazla vatandaşın hayatını kaybettiği depremin ardından binlerce vatandaş evsiz kaldı. 

Bunun üzerine vatandaşlar farklı şehirlere tahliye edildi. 

Şehit annesi Afyonkarahisar’a gönderildi

2012’de Tunceli’de mayın patlaması sonucu şehit düşen Kahramanmaraşlı Uzman Çavuş Ahmet Oğul’un ailesinin deprem sonrası Afyonkarahisar Polis Moral Eğitim Merkezi’nde misafir edildiğini öğrendi.

Şehit anneleri bir araya getirildi 

Aynı terör saldırısında şehit olan Afyonkarahisarlı Jandarma Komando Çavuş Ramiz Demir’in ailesini bir araya getirmek isteyen Kumartaşlı, durumu her iki şehit ailesine iletti.

Şehit anneleri birbirine sarıldı 

Dernek binasında ilk kez bir araya gelen şehit aileleri, burada birbirlerine sarılarak duygu dolu anlar yaşadı.

Şehit annesi Selma Oğul, deprem sonrası Kahramanmaraş’ta zor duruma düştüklerini ancak kendilerine devletin sahip çıktığını anlattı.

“Evlatlarımız aynı bombalı saldırıda şehit olmuş”

Eşiyle birlikte Polis Moral Eğitim Merkezi’nde misafir edildiklerini aktaran Oğul şu ifadeleri kullandı:

Tunceli’deki aynı terör saldırısında oğlumla birlikte şehit olan Ramiz Demir’in ailesiyle tanıştık. Evlatlarımız aynı bombalı saldırıda şehit olmuş, tanıştığımıza da memnun olduk. Yaramız bizim içimizdeki sönmeyen bir ateş. Bizimle de mezara kadar gidecek.

Şehit babası teşekkür etti 

Şehit babası Ejder Oğul da ilk defa geldikleri Afyonkarahisar’da acıları tazelense de kendilerini buluşturan Dernek Başkanı Kumartaşlı’ya teşekkür etti.

Aileler mutluluklarını dile getirdi 

Şehit annesi Neslihan Demir de aynı kaderi paylaştıkları Oğul’un ailesiyle tanıştıkları için memnun olduklarını belirterek, Afyonkarahisar’daki kaldıkları sürece yanlarında olacaklarını dile getirdi.

Şehit babası İbrahim Demir ise oğluyla birlikte şehit olan Ahmet Oğul’un ailesiyle tanışmayı uzun yıllardır istediklerini, bunun bugüne nasip olduğunu ifade etti.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Twitter adresinden kurduğu uluslararası teması paylaştı.

“AB heyetini ağırladık”

Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Avrupa Birliği (AB) Komiseri Sayın Oliver Varhelyi ve AB Dönem Başkanı İsveç Uluslararası Kalkınma, İşbirliği ve Dış Ticaret Bakanı Sayın Johan Forssell başkanlığındaki AB heyetini Bakanlıklarında ağırladıklarının bilgisini veren Bakan nebati açıklamalarını şöyle sürdürdü:

Uluslararası Bağışçılar Konferansı hazırlıkları ele alındı

Ülkemizde yaşadığımız acı deprem felaketi nedeniyle taziyeleri kabul ettik. AB önderliğinde Mart ayında Brüksel’de toplanması öngörülen Uluslararası Bağışçılar Konferansı hazırlıklarını ele aldık.

Türkiye’ye sağlanan yardımlar için teşekkür edildi

Bakan Nebati, paylaşımında ayrıca heyete, bugüne kadar deprem felaketi nedeniyle AB tarafından Türkiye’ye sağlanan yardımlar ve gösterdikleri dayanışma için kendilerine teşekkür ettiklerini ne iletti.

.

Türkiye’nin 11 ilini sallayan büyük depremleri yaşayan vatandaşlar o gecenin izlerini unutamıyor.

Depremin merkezi Kahramanmaraş’ta yaşayan 19 yaşındaki Abdullah Sarıgül ise deprem gecesi gördüğü rüyayı yarım saat sonra yaşadığını belirterek, sallantının çok uzun sürdüğünü söyledi.

“Rüyamda gördüğümü yaşadım”

Gece yaşadıkları sokağın mahşer yeri gibi olduğunu söyleyen Sarıgül, şunları söyledi:

Deprem gecesi saat 12’de uyudum. 1-2 saat uyuduktan sonra tekrar uyandım. O arada rüyamda böyle bir olay gördüm. Yatağımın sallandığını, odamın dağıldığını gördüm. Kabus gibiydi uyandım. Biraz uyanık durdum korkumdan dolayı. Tekrar uyudum. Yarım saat sonra rüyamda yaşadığım olayın aynısını tekrar yaşadım. Kendimi direk cenin pozisyonuna aldım. Kafamı korudum. Sallantının geçmesini bekledim çok uzun sürdü. Ne zamana geçeceği hakkında artık fikrim yoktu. Şimdi geçer diyemedim biraz daha uzayınca. Sallantı hafifleyince hemen ailemin yanına geçtim. Üzerimize montumuzu aldık sokağa indik. Biz indiğimizde bütün mahalle sokaktaydı, mahşer yeri gibiydi. O günü mahallede geçirdik korku içerisinde. Öğleden sonra tekrar ikinci bir deprem daha oldu. Onda da arabanın içerisindeydik herkes korkuyordu ama yapacak bir şey yoktu. Direk kendimizi açık alana attık ilk gün böyle geçti. 15-16 gün oldu artık günleri de bilemiyoruz.