NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında mart ortasında üçlü bir toplantı konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile mutabık kaldıklarını bildirdi.
NATO’ya üyelik sürecinde Türkiye’nin somut bir adım beklediği İsveç sınavı geçemedi.
Ülkede yaşanan İslam’a yönelik çirkin saldırılar, hali hazırda terör konusunda endişe besleyen Türkiye’nin geri adım atmasına neden oldu.
Kaderi, Türkiye’nin elinde olan İsveç için sancılı bir süreç başladı.
Türkiye, Kur’an-ı Kerim’in yakılması olayının ardından İsveç’e sert bir tepki gösterdi.
İsveç, geçtiğimiz aylarda yaşanan olay sonrasında birçok kez arayı bulmaya çalıştı.
Bu esnada Finlandiya’nın üyeliği konusunda Türkiye olumlu düşünceler beslerken, ülkenin “İsveç ile birlikte üye olacağız” diretmeleri baş gösterdi.
Üçlü görüşme mart ayında
Konuya ilişkin yeni bir gelişme yaşandı.
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile konuyu görüştü.
Stoltenberg, Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında mart ayının ortasında üçlü bir toplantı konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile mutabık kaldıklarını söyledi.
Kahramanmaraş depremlerinden etkilenen Hatay’da enkaz altından çıkan depremzede, yaşadığı korku dolu anları anlattı.
Kahramanmaraş merkezli depremler, 11 ilde büyük yıkıma neden oldu.
Binlerce kişinin hayatını kaybettiği felaket sonrası bazı depremzedeler, memleketinden ayrılarak hayırseverlerin kiraladığı evlere ya da akrabalarının yanına sığındı.
Depremin en çok illerden biri olan Hatay’da oturan kebap ustası Mehmet Uçar, eşi Leyla ve 2 çocuğu ile deprem felaketinin ardından Aksaray’a geldi.
Burada hayırseverlerin kiraladığı evde kalan aile, bir yandan da depremin korkunç izlerini atlamaya çalışıyor.
“Depremde çocuklarımın sesi ile uyandım”
Deprem gecesi eşinin işte olduğunu belirten Leyla Uçar, “Depremin olduğu gün 2 oğlum ile evdeydik. Depremden 10- 15 dakika önce bir kedi sesiyle uyandım. Kedi çok tuhaf bir ses çıkarıyordu. Bize bir sinyal mi veriyordu? Onu da bilemedim. Kediye yemek vermeme rağmen sesini kesmedi. Tekrar yattım. Depremde çocuklarımın sesi ile tekrar kalktım. Kedi de enkaz altında mı kaldı, kayboldu mu bilemiyorum.” dedi.
“Kendi çabamla kurtuldum, hala duvarlara bakıyorum yine yıkılacak mı diye”
2 katlı müstakil bir evde oturduğunu ifade eden Uçar, ”Çocuklarım ağlıyordu. Ne yapacağımı şaşırdım. Daha sonra çocuklarımı dışarı çıkardım. Bu sırada duvarın patlaması ile ayağım duvarın altında kaldı. Enkaz altında kalanların bağırma seslerini duydum. Kendimi kurtarmak ile meşgul olduğum için yardım edemedim. Daha sonra binamızın doğalgazı yerinden söküldü, gaz kokuyordu. Bir de şiddetli yağmur yağıyordu. Kendi çabam ile kurtuldum. Bunca zaman geçmesine rağmen geceleri uyku uyuyamıyorum. Yine ‘Yıkılacak mı’ diye hala duvarlara bakıyorum.” diye konuştu.
“Ev bulup bizi yerleştirdiler”
Aksaray’ın kendilerine sahip çıktığını anlatan Uçar, “Ev bulup, bizi yerleştirdiler. Bir daha memlekete dönemeyiz. Çünkü hiçbir şeyimiz kalmadı. Çok zor günler yaşadık. Önümüzde cesetleri, ağlayanları, ‘İmdat, yardım edin’ sesini duyduk, ama bir şey yapamadık. Gerçekten çok zor bir durum. Allah’ım bir daha böyle bir felaketi yaşatmasın.” dedi.
“O gün bir mahşer yeriydi”
Deprem sırasında lokantada çalıştığını belirten Mehmet Uçar da şunları anlattı:
Deprem olunca hemen dışarı çıktık. Elektrikler kesildi. Bizim işletmenin karşısındaki Mozaik Otel’in bir anda yıkılması ile ortalık toz duman oldu. Deprem durunca evime gitmek için yola çıktım. Binaların yıkılması ile tüm caddeler kapanmıştı. 20 dakikalık mesafeyi 1 saatte gidebildim. Ailemi, evimizin ilerisindeki kapalı pazar alanında yarım saat sonra bulabildim. O gün bir mahşer yeriydi. Çok dramatik bir tablo vardı.
Daha önce 1997 yılında Hatay’da deprem olmuştu. Bu denli büyük ve yıkıcı depremi görmemiştik. O yıl deprem, Ramazan ayında olmuştu. Geceyi dışarıda geçirerek, komşumuzun taksisinde uyumuştuk. Bu sefer çok farklı ve uzun sürdü.
“Feryat figanla insanlar ağlıyordu”
Deprem sabahı gün ağardığında herkesin felaket ile yüzleştiğini söyleyen Uçar, “Çok şiddetli bir yağmur da vardı. Cumhuriyet Caddesi, 2 taraftan binalar çöktüğü için kapalıydı. Feryat, figanla insanlar ağlıyordu. 7-8 katlı binaların ise öne doğru çöktüğünü gördüm. Kapıları açılmadığı için insanlar yardım istiyordu. Bakkalımız vardı, binası yerle bir oldu. İçinde çocukları ile kedi vardı. Vefat etmişler ve karşı apartman ise yerle bir olmuştu.” diye konuştu.
ABD, gelişmiş yarı iletken üretimi için 2030 yılına kadar en az iki büyük ölçekli üretim merkezi kurmayı hedefliyor.
2021’in başlarında otomotivde patlak veren ve ardından diğer sektörlere de sıçrayan küresel çip tedarik sorunları, üretim bantlarında kesintilere yol açıyor.
Bu nedenle birçok ülke, gelecekte bu pazarda güçlenebilmek için dev yatırımlar yapıyor.
ABD’nin çip hedefleri
ABD Ticaret Bakanı Gina Raimondo, gelişmiş yarı iletken üretimi için 2030 yılına kadar en az iki büyük ölçekli üretim merkezi kurmayı hedeflediklerini açıkladı.
ABD’nin devreye aldığı çip yasası kapsamında, gelecek hafta ilk finansman başvurularının alınmaya başlanacak.
Başvuran şirketler, çipleri ABD sınırları içinde üretmek için çeşitli teşvikler alacak.
ABD’nin 1990’da küresel çip üretim kapasitesinin yüzde 37’sini oluşturduğunu anımsatan Raimondo, bugün bu oranın yüzde 12’ye gerilediğini belirtti.
Raimondo, yabancı yarı iletken tedarik zincirlerine bağımlılığının ülke ekonomisine zarar verdiğine dikkati çekti.
Ayrıca Raimondo, güçlü bir yarı iletken Ar-Ge ekosistemi oluşturmak için 11 milyar dolarlık yatırım yapacaklarını da kaydetti.
Elazığ’da meydana gelen depremlerin ardından Yolüstü köyünde görülen zemin sıvılaşması bu kez de Palu’da görüntülendi.
Elazığ’da 17 Şubat günü saat 18.34’te merkez üssü Yolüstü köyü olan 4.6 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
Depremin ardından Yolüstü köyünde metrelerce uzunluğunda yarık oluştuğu görüldü.
Oluşan yarıkların ardından Elazığ Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Burhan Daş, Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Kanık ve Elazığ Belediyesi jeoloji mühendisi Özkan Sarısu bölgede incelemelerde bulundu.
Yapılan ilk incelemede yarığın, fay hattındaki zemin sıvılaşması olduğu bilimsel olarak tespit edildi.
Yine sıvılaşma yaşandı
Zemin sıvılaşması bu kez de Palu’nun Baltaşı köyünde Keban Baraj Gölü kenarında bir vatandaş tarafından görüntülendi.
Elazığ Jeoloji Mühendisler Odası Başkanı Jeoloji Yüksek Mühendisi Burhan Daş, ”Palu’da meydana gelen olay da tıpkı geçtiğimiz gün Yolüstü köyünde meydana gelen zemin sıvılaşması ile aynı durumda” dedi.
Merkez üssü Elazığ’ın Palu ilçesinde 20 Şubat’ta 4,4 ile 4,8 aralığında 4 deprem meydana gelmişti.
Kahramanmaraş depreminden sonra yeterli konut stoku oluşturmak için inşaatlar başlayacak. TOKİ’yi hizmet sunan kamu müteahhitleri içinde bulundukları durumu değerlendirerek, TOKİ konutlarının neden yıkılmadığını ve içinde bulunan zorlukları aktardı.
Deprem sonrası konut yapımına başlanacak. Bu konutları yapacak firmalar, artan maliyetler ve sağlam konutun temel malzemelerin üretiminin zaman alacağı konusunu aşmaya çalışıyor.
Kamu Müteahhitleri ve İş İnsanları Derneği Başkan Vekili
Nedip Şimşek, deprem bölgesinde inşa edilecek konutlarını yaparken ham madde
fiyatlarındaki artıştan korktuklarını belirti.
Şimşek, Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerden etkilenen
bölgelerde mart ayından itibaren yapımına başlanacak konutlara ilişkin
değerlendirmede bulundu.
Şimşek, dernek olarak deprem bölgesindeki tespitlerine ilişkin bir rapor
hazırlığı yürüttüklerini bildirdi.
“TOKİ eliyle yapılacak konutlara ilişkin ihaleler başladı”
TOKİ eliyle yapılacak konutlara ilişkin ihalelerin
başladığını ve müteahhitlik firmalarının da bu ihalelere girdiğini ifade eden
Şimşek, şöyle konuştu:
“Ham madde konusunda stokçuluk olması nedeniyle sıkıntı yaşıyoruz”
TOKİ, Gaziantep, Şanlıurfa ve Kahramanmaraş gibi iller için ihalelere çıktı ancak burada ham madde konusunda stokçuluk olması nedeniyle sıkıntı yaşıyoruz. Müteahhitlik firmalarının korktuğu tek şey bu. Örneğin, yalıtım malzemeleri için ‘1 yıldan önce teslimat yapmayız’ deniliyor. Bölgedeki demir çelik tesislerinin hasar alması bahane edilerek demir fiyatlarında yükseliş yaşanıyor. Ham madde temininde yaşanan bu durum, müteahhit firmalarımızı ürkütüyor. Şu an müteahhitler için en önemli sıkıntı bu. Kamu müteahhitleri olarak ham madde fiyatlarında artışla karşılaşmaktan korkuyoruz ama bizler her zaman olduğu gibi devletimizin yanında ihalelere giriyoruz.
“Küçük parçalar halinde ihale” önerisi
TOKİ’nin 400-500 konutluk paketler halinde ihale açtığına
işaret eden Şimşek şu değerlendirmede bulurdu:
Bu konutların hızlı bitirilmesi için daha küçük parçalar halinde ihaleye çıkılmasını öneriyoruz. Bu konutların 1 yıl içinde bitirilmesi için tek bir müteahhide yüklenmek yerine birçok müteahhide bu işleri paylaştırmak daha doğru olur. 500 konutluk işi kaldırabilecek firmalar var ancak daha küçük parçalar halinde ihaleye çıkılırsa daha hızlı bitirilmiş olur.
Piyasada tünel kalıp sıkıntısı var. Sanayi anlamında üretimine hız verilirse konutları daha hızlı bitiririz. Şu an tünel kalıplar piyasada az bulunuyor, üreticisi az. Tünel kalıp üreten firmalar çoğalmalı. Hükümet bu firmaların sayısının artmasını desteklemeli. Aynı zamanda tünel kalıbın işçilik maliyetinde de depremden sonra artış yaşanıyor. İmalatıyla ilgili de zaten temin sıkıntısı çekiyoruz. Tünel kalıp yöntemi, perde beton olduğu için deprem konusunda tercih ediliyor.
“Zemin etüdü önemli”
Türkiye’deki konut yapım sürecinde müteahhitlik hizmeti
yanında zemin etütlerinin de yapılmasının önem taşıdığını vurgulayan Şimşek,
şunları kaydetti:
“Tarım alanlarında yapılaşmadan kaçınılmalı”
TOKİ konutlarında zemin etütleri zaten yapılıyor. Depremde de o nedenle TOKİ konutları etkilenmedi. TOKİ konutları çok katlı olmadığı ve perde beton kullanıldığı için de etkilenmedi. Ancak özel sektör konutlarında müteahhit işini iyi yapsa dahi zemin etüdü olmadığı için sorun yaşanıyor. Aynı zamanda da tarım alanlarında yapılaşmadan kaçınılması gerekiyor.
Megakent’in en çok nüfusa sahip ilçesi olan Esenyurt, deprem riski açısından merak ediliyor. Esenyurt deprem bölgesi mi, fay hattı geçiyor mu araştırılıyor. İşte deprem risk raporlarına göre Esenyurt’un durumu…
Türkiye’de 11 ilde etkili olan ama 81 ilde yürekten hissedilen deprem sonrası, sismofobi yaygınlaştı.
Aktif fay hatlarının bulunduğu Türkiye, tarihte büyük ve yıkıcı depremleri birçok kez tecrübe etti. Gölcük ve Elazığ’ın ardından şimdi Kahramanmaraş, Adana, Hatay, Gaziantep ve çevresinde yıkım yaşandı.
Depremlerin akabinde 84 milyonun aklında “evimin altından fay hattı geçiyor mu” sorusu yer alıyor. Özellikle uzmanların “İstanbul depremi”ne dikkat çekmesi, endişeyi daha da arttırıyor.
İstanbul, hem nüfus ve yapı yoğunluğu hem de fay hatlarına yakınlığı nedeniyle yüksek bir deprem riski taşıyor. Megakent’te yaşayanlar, güvenli ve riskli bölgeleri öğrenmek istiyor.
İstanbul’un hangi ilçeleri deprem bölgesi, hangi ilçeleri düşük riskli açıklandı.
En kalabalık ilçelerinden biri olan Esenyurt da merak edilenler arasında. 2022 verilerine göre 1.127.489 kişi ile nüfusu, 57 ilden daha fazla olduğu ortaya çıktı.
53 mahalleden oluşan Esenyurt’ta fay hattı var mı, deprem bölgesi mi merak ediliyor. Peki, Esenyurt güvenli mi, riskli mi? İşte detaylar…
Esenyurt olası bir İstanbul depreminde, deprem riski orta ilçeler arasındadır.
7.5 büyüklüğündeki senaryo depreminde, Esenyurt’taki binaların ortalama %36’sının hasar görmeyeceği tahmin edilmektedir. Binaların ortalama %38’inin hafif, %20’sinin orta, %4’ünün ağır ve %1,4’ünün de çok ağır hasar görmesi beklenmektedir.
Esenyurt’ta, analiz edilen toplam bina sayısı 38.685’tir. Ağır ve çok ağır hasarlı binaların aldıkları deprem hasarının, onarılamayacak boyutta olabileceği ve bu hasar seviyelerindeki binaların yıkılıp tekrar yapılması gereğinin ortaya çıkacağı öngörülmektedir.
Kahramanmaraş depreminin ardından ölü ve yaralı sayısı giderek artıyor. İşte depremin son bilançosu..
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde
meydana gelen ve 10 ilde büyük bir yıkıma sebep olan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki deprem felaketinin ardından arama
kurtarma çalışmaları devam ediyor.
Son yılların en büyük felaketlerinden olan bu deprem tüm Türkiye’yi büyük bir yasa boğdu. Yaşanan büyük yıkım sonrası depremden etkilenen 10 ilde 3 ay süreyle OHAL ilan edildi.
Kahramanmaraş merkezli deprem Adana, Hatay, Malatya, Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Kilis, Osmaniye ve Diyarbakır’da büyük hasara yol açmıştı.
Depremin 19. gününde şu ana kadar kaç vatandaşımızın hayatını kaybettiği merak ediliyor.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kahramanmaraş depremi sonrası ölü sayısınıaaçıkladı. İşte son bilanço..
Ölü sayısı artıyor
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kahramanmaraş merkezli depremlerde şu ana kadar 43 bin 556 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.
Yıllar önce İstanbul’u terk eden şarkıcı Ceylan Ertem, takipçlerine İStanbul’u terk edin çağrısı yaptı.
Ünlü şarkıcı Ceylan Ertem, İstanbul’dan ayrılan ve doğa ile iç içe yaşamaya başlamıştı.
Ertem, Kahramanmaraş’ı ve beraberinde 10 ili daha yıkan depremden sonra İstanbul’u terk etme sebebine dair açıklama yapmıştı.
“Tedirginlik geçmiyor”
“Ceylan Ertem’in köy hayatı diye haberler çıkmıştı. Neden şehrin ortasında yaşamıyorum? En önemli sebeplerinden biri aslında 24 yıl geçmesine rağmen bu tedirginliğin geçmemesi. İstanbul’da çok acil; yapı denetimleri hızlanmalı ve önlemler arttırılmalı!”
Ertem son olarak sosyal medyadan 9-6 mesaili çalışmayan çevresine seslendi:
“Başka şehirlere yayılın”
“Köylere uzatın elinizi olabiliyorsa başka şehirlere yayılın! İstanbul’un merkezinin sakinleşmeye ihtiyacı var. Yukarıdan bir yerden bakıp kolayca ‘taşının’ demiyorum. Ama yapabiliyorsanız zaten İstanbul’un kuzeyinde ya da memleketin başka köylerinde/kasabalarında verdiğiniz kiraların yarısını ödeyeceksiniz”
Depremlerden en çok etkilenen ilçe olan Nurdağı’nda iki evladını kaybeden baba, her gün mezarlarını ziyaret ediyor.
Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüklerindeki iki deprem, Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde yıkıma yol açtı.
İlçeye 4 kilometre uzaklıktaki 200 haneli Gökçedere Mahallesi’ndeki birçok ev yerle bir oldu, fay hattının geçtiği mezarlıktaki bazı mezarlar ikiye ayrıldı.
Fay hattı üzerindeki, adeta ortadan ikiye bölünen köyde 70 kişi hayatını kaybetti. 2 metreye yakın yarıkların oluştuğu mahallede oturan Ümit Kaçakçı da depremde kızı 11 yaşındaki Elif ile oğlu 16 yaşındaki Bilal’i kaybetti.
Her gün çocuklarının mezarını ziyaret eden Ümit Kaçakçı, deprem olduğunda Nurdağı merkezde olduğunu ve şiddetli sarsıntı sonrası yanındaki oğlu 18 yaşındaki Ramazan ile 4 kilometrelik yolu koşarak geldiğini belirtti.
“Kızım çok üşürdü”
Enkaz yığını haline gelen evden eşi Zeynep Kaçakçı’nın sağ olarak çıktığını dile getiren Ümit Kaçakçı, şunları söyledi:
Sabah saatlerinde iş makinesiyle enkazı kaldırdığımızda Elif ve Bilal’i çıkardık ama ikisi de can vermişti. 2 çocuğumu da toprağa verdim. O gün yakınlarımızdan olan aynı soy ismi taşıyan 28 kişiyi toprağa verdik. Adeta o gün kıyameti yaşadık. Allah kimseye o günü yaşatmasın. Allah kimseyi evladıyla sınamasın. Evlat acısı çok zor. Ateş düştüğü yeri yakar. Her gün gelip çocuklarımın mezarlarını ziyaret ediyorum, kıyafetlerini düzeltiyorum. Çok büyük bir acı, evlatlarımın acısıyla nasıl yaşayacağım bilemiyorum. Kızım çok üşürdü, o yüzden üşümesin diye annesi montlarını mezarının üzerine serdi. Oğlum da siyah gömleğini çok seviyordu. Şimdi gelip mezarlıkta, çocuklarımız yerine geride kalan kıyafetlerini seviyoruz
Ünlü model Şevval Şahin, kendini tek bir yere ailt hissetmediğini söyledi.
2018 Türkiye Güzeli Şevval Şahin Armağan Çağlayan’ın programına konuk oldu. Türkiye’yi hiç terk etmediğini açıklayan genç model, dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Türkiye’deki hayatının yarışmadan sonra olduğunu söyleyen Şevval Şahin, ülkede mutlu olup olmadığı sorusuna cevap verdi.
“İlgiden daralıyorum”
“Mutluyum ama Türkiye’de 3 ay fazla kaldığımda bana bir daralma geliyor ben gidip gelme taraftarıyım. Buranın enerjisi olabilir, bazen üstümde olan ilgiden daralabiliyorumdur.
“Kendimi bir yere ait hissetmiyorum”
Kendimi onlar gibi bir yere ait hissetmiyorum. Bir yerde bütün bir yıl kalamam. Burada gerçekten yaşamaya başladıktan sonra İstanbul’a da Türkiye’ye de aşık oldum ama bir tek yere ait istemiyorum.”
