Kağıthane’de park halindeki kamyonet nedeniyle yolu göremeyen bir kişi, karşıya geçmek isterken seyir halindeki otobüsün altında kalmaktan kıl payı kurtuldu. Yaşananlar kameraya yansıdı.
İHA
İstanbul’un Kağıthane ilçesinde yaşanan olay, sosyal medyada gündem oldu.
Bir vatandaş, caddenin karşısına geçmek için hızlı adımlarla yol kenarına geldi.
Yanına park halinde bulunan kamyonetten yolu göremeyen vatandaş, buna rağmen aniden yola çıkmak istedi.
Kıl payı kurtuldu şoka girdi
O esnada süratle gelen otobüs ile çarpışmaktan son anda gösterdiği refleksle kıl payı kurtulan kişi, olayın şokuyla birkaç saniye hareket edemedi.
Derin bir nefes çekerek olayın şokunu atlatan vatandaş, olaya tanık olan motosiklet sürücüsüne, “Az daha gidiyorduk.” dedi.
Önce uyardı sonra ters şeritte ilerledi
Motosikletli bir sürücü, ölümden dönen kişiye dikkatli olmasını söylemesinin ardından motosikletiyle ters şeride girerek ilerlemeye devam etti.
O anlar sosyal medyada, ‘Ölüm teğet geçti‘ ifadeleriyle paylaşıldı.
Dünya genelinde küresel ısınma, türlü felaketleri tetikleyerek insanlığı korkunç bir kıyametin eşiğine sürüklüyor. Peki bu kıyametten sonra dünyadaki önemli yapılar nasıl görünecek? Bu haberimizde, yapay zeka tarafından oluşturulan görüntülere bakıyoruz.
Özel İçerik
Dünya genelindeki birçok bilim insanı, küresel ısınmanın tetiklediği felaketlerin etkilerini hafifletmek için acil önlemler alınması çağrısında bulunuyor.
Sürdürülebilir enerji kullanımı, karbon emisyonlarının azaltılması ve uluslararası iş birliği, kıyameti önlemenin anahtarları olarak öne çıkıyor.
Küresel ısınma, türlü felaketleri tetikleyerek insanlığı korkunç bir kıyametin eşiğine sürüklüyor.
Bilim insanları, iklim değişikliklerinin acil önlemler alınmazsa, kaotik bir gerçekliğe dönüşebilecek ciddi sonuçları konusunda uyarıyor.
Son birkaç yıl içinde, dünya genelinde sıcaklık rekorları sürekli olarak kırıldı. Kutup buzullarındaki erime hızı, deniz seviyelerindeki artışı hızlandırarak kıyı bölgelerini tehdit ediyor. Kutup ayıları ve diğer birçok tür, yaşam alanlarını kaybetme tehlikesi altında.
Kıyamet senaryosu
Küresel ısınma nedeniyle gelecekte bazı bölgeler sıcaklıktan kavrulacak, bazı bölgeler ise yükselen deniz seviyeleri nedeniyle oldukça zor durumda kalacak. İşte dünyanın önemli yapılarının gelecekteki halleri:
İstanbul’da devam eden sağanak yağışların etkisiyle Megakent’e su sağlayan barajlardaki doluluk oranı son yağmurların ardından yüzde 50,28’e yükseldi.
AA
Türkiye kuraklığın pençesine düşmek üzere.
Özellikle Megakent İstanbul, bu konuda en büyük riski barındıran şehir.
Şehri besleyen barajlar alarm verirken son yağmurlar imdada yetişti…
Barajlar yükselişe geçti
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre, 11 Kasım’da yüzde 16,18 seviyelerine kadar gerileyen barajlardaki doluluk oranı, son dönemdeki yağışların etkisiyle yükselişe geçti.
Barajlardaki doluluk oranı son 1 haftada yüzde 9,88 artarak yüzde 50,28 seviyesine çıktı.
Su miktarı Alibey’de yüzde 61,68, Büyükçekmece’de 40,42, Darlık’ta 61,24, Elmalı’da 88,71, Istrancalar’da 95,98, Kazandere’de 44,58, Pabuçdere’de 26,20, Sazlıdere’de 31,22, Terkos’ta 39,43 ve Ömerli’de 68,14 ölçüldü.
Metrekare başına 839,55 kilogram yağış
Bu yıl barajlara düşen yağış miktarı metrekare başına 839,55 kilogram oldu.
Kente su sağlayan baraj ve göletler 868 milyon 683 bin metreküp biriktirme hacmine sahipken, su miktarı bugün itibarıyla 436,75 milyon metreküp seviyesinde kaydedildi.
Melen ve Yeşilçay’dan bu yıl alınan su miktarı 720,72 milyon metreküp olarak gerçekleşti.
İçme suyu arıtma tesislerinden bu yıl kente verilen su miktarı ise 1 milyar 80 milyon 67 bin metreküp oldu.
İstanbul’da günlük su tüketimi, dün itibarıyla 2 milyon 397 bin metreküp olarak ölçüldü.
Son 10 yılın doluluk oranları
İSKİ istatistiklerine göre, 20 Aralık tarihli baraj doluluk oranları 2013’te yüzde 38,26, 2014’te yüzde 53,73, 2015’te yüzde 60,56, 2016’da yüzde 38,63, 2017’de yüzde 57,71, 2018’de yüzde 76,42, 2019’da yüzde 34,21, 2020’de yüzde 21,78, 2021’de yüzde 47,25, 2022’de ise yüzde 34,15 olarak kayda geçti.
Sokak köpeklerinin yoğunlukta olduğu Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Büyük Park’ın yakınında oturan vatandaşlar, mahallede korkuyla gezdiklerini belirterek yetkililerden yardım istedi.
İHA
Başıboş köpek sorunu her geçen gün büyümeye devam ediyor…
Türkiye’nin henüz çözüme ulaşmayan sorunları arasında yer alan sokak köpekleri, saldırılarıyla çok sayıda can yaktı.
Kimileri ölümle kimileri de ağır yaralanmalarla sonuçlandı.
Belediyeye ait parkta köpekler vatandaşlara saldırıyor
İnsan canını tehdit eden köpekler, vatandaşların korkulu rüyası olmaya devam ederken bir isyan da Eskişehir’den geldi.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Büyük Park’ın içinde yaşayan bazı köpeklerin mahalledeki vatandaşlara saldırdığı belirtildi.
Araçlara saldırıp kazalara sebep oluyorlar
Köpek popülasyonunun yüksek olduğu bölgede cadde üzerinden geçen araçlara saldırdığı gözlemlenen ve zaman zaman kazalara sebebiyet verdiği öne sürülen hayvanlarla ilgili mahalledeki vatandaşlar şikâyetini dile getirdi.
Hayvanların yerinin sokak değil, barınak olduğuna vurgu yapan vatandaşlar, hem onlar için hem de kendileri için yetkililerin konuyla ilgili çözüm üretmesi konusunda çağrıda bulundu.
“Araç gördükleri zaman hemen koşturuyorlar”
Şarhöyük Mahallesi’nde uzun yıllardır esnaflık yapan Ümit Çim, bölgedeki çoğu köpeğin zararsız olduğunu ancak popülasyonun yüksek olması nedeniyle saldırgan olanlarla karşılaşabildiklerini ifade etti.
Çim, şu ifadeleri kullandı:
Parkın içinde hayvanları besliyorlar. Hatta ben de onlara minder falan verdim. Kulübeler yapmışlar, mama koyuyorlar. Geçenlerde mama parası topladılar, biz de verdik. Hayvanlar yiyor, çoğu da obez. Kısırlaştırıyorlar, bu yüzden kimseye bir zararları yok. Çoğu koşamıyor, yürüyemiyor bile. Ama içlerinde kabileye yeni gelen bazı hayvanlar var, belli ki onlar zamanında araçlardan falan zarar görmüşler ya da bir insandan tekme yemişler. Araç gördükleri zaman hemen koşturuyorlar. Ötekilerin de haberi yok, onun arkasından gidiyorlar. Bunun dışında şahsen fazla bir şey görmedim. O hayvanlar insanlara bir şey yapmaz. Ama insanlar da korkuyor tabii.
“Köpekten korktukları için çocuklar parka giremiyor”
Sabah erken saatlerde okula giderek akşam geç saatlerde eve dönen çocuklar olduğunu ve karanlık havalarda köpeklerin onları korkuttuğunu dile getiren Çim, sözlerine şöyle devam etti:
Köpekler burada dolaşıyor. Parkta 20-30 tane köpek var. Besledikleri için hayvanlar burada kalıyor ama aslında bunların hepsini toplayıp barınağa götürmek lazım. İnsanlar parkta spor yapacaklar, korkuyorlar. Köpekten korktukları için çocuklar parka giremiyor. Mesela benim eşim de çok korkuyor. Bir şey yapmaz hayvan ama insanlar korkuyor işte. Hayvanların yeri barınak, sokaklar değil. Çünkü onlar da zarar görüyor. Geçtiğimiz gün hayvan polisleri geldi, galiba birisine araba çarpmış. Hayvanlar ağır ağır karşıdan karşıya geçerken ya bisiklet çarpıyor, ya araba çarpıyor. Yani bir şeyler oluyor, herkes mağdur.
“Saydığımız zaman 15-20 taneyi buluyorlar”
Mahallede erkek kuaförlüğü yapan Yaşar Ardıç ise, başıboş sokak köpeklerinin vatandaşı korkutmasının yanı sıra trafik kazalarına da sebebiyet verdiğine dikkat çekerek şunları söyledi:
Geçtiğimiz günlerde 4-5 tane köpek toplu bir şekilde buradan geçti. Bir yerlere giden çocukların, bisikletlilerin arkalarından sürekli koşuyorlar. Trafiği de engelliyorlar. Vatandaşlar gece saatlerinde parkın içine korkarak giriyor. Orada insanlar hayvanlara bakıyor. Bu sefer de orada yoğunluk oluşuyor. Ama insanlara saldırıyorlar. Köpeklerin sayısı bayağı çok. İçeride saydığımız zaman bazen 15-20 taneyi buluyorlar. Geçtiğimiz zamanlarda içeride koşan bir kadın düşmüştü. Sonra köpekler onu ısırmaya yeltenmişti. O köpekleri çevredeki insanlar kovalamıştı. Mahallelinin şikâyeti var.
Çocuk okula gidiyor, geliyor. Mecbur yanında bir büyüğünün olması lazım. Ben de bir baba olarak tedirgin oluyorum. Çocukları boş verin, biz bile tedirgin oluyoruz. Köpek olur olmaz yerde aniden saldırıyor. Hayvanlar arabaların arkasından koşarken onlara çarpmamak için sürücüler frene basıyor, onun arkasından gelen araç da diğer araca çarpıyor. Yetkililere çağrımız, köpekleri toplasınlar. Varsa barınak oraya götürsünler. Hayvanseverler de hayır mı yapacaklar, ne yapacaklarsa barınaklarda yapsınlar. Köpekler orada dursun. Bu şekilde insanları rahatsız etmelerine gerek yok bence.
Devre arasında kadrosuna santrfor transferi yapmak isteyen Beşiktaş gözünü Chelsea forması giyen Armando Broja’ya çevirdi.
ensonhaber.com
Beşiktaş Başkanı Hasan Arat’ın seçim öncesi İngiltere Premier lig takımı Chelsea ile görüşmeler yaptığı açıklamıştı.
Arat, başkanlık koltuğuna oturmasının ardından önce Fransa ardından İngiltere’ye seyahatler yapmıştı.
Arat bir de her fırsatta devre arasında iyi transferler yapacaklarını ifade edince söylentiler arka arkaya gelmeye başladı. Bunlardan biri de ‘Anlaştım’ dediği Chelsea’nin genç forveti Armando Broja oldu. İngiliz kulübüyle 2028’e kadar sözleşmesi bulunan 1.91 boyundaki dev golcünün devre arasında siyah-beyazlı takıma gelebileceği ileri sürüldü.
1.5 yıllığına kiralanabilir
İddiaya göre Arat’ın İngiltere’de kurduğu temaslarda 22 yaşındaki oyuncunun kiralanması için görüştüğü ve olumlu sonuçlar aldığı kaydedildi.
Kulüpler arasında tamamen anlaşılması sonrası Armando Broja’nın 1.5 yıllığına siyah-beyazlı takımın kadrosuna katılması bekleniyor.
30 maça çıktı
Geçtiğimiz sezon çok ciddi bir sakatlık yaşayan Armando Broja, Chelsea formasıyla 30 resmi maça çıktı ve bu karşılaşmalarda 2 gol, 2 asistlik skor katkısı sağladı.
Tuzla Piyade Okul Komutanlığı’nda iddia edilen olaya ilişkin açıklamada bulunan Milli Savunma Bakanlığı, olaya sebebiyet veren personel hakkında geçici görevden uzaklaştırma kararı alındığını bildirdi.
Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ülkemize yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve sınır ötesinde üstlenmiş olduğu tüm görevleri büyük bir azim, kararlılık ve başarıyla yerine getirmektedir.
Binlerce yıllık köklü bir geçmişe ve geleneğe sahip kahraman ordumuzun ve askerliğin temeli disiplin üzerine kurulmuştur.
Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu Madde 13’te belirtildiği üzere “Disiplin: Kanunlara, nizamlara ve amirlere mutlak bir itaat ve astının ve üstünün hukukuna riayet demektir. Askerliğin temeli disiplindir.”
Önceliği müesses disiplini muhafaza etmek olan Türk Silahlı Kuvvetlerimizde; temel değerlerini sarsacak, disipline aykırı ve askerî hiyerarşiyi bozan, bozabilecek hiçbir kişi, olay ve duruma müsamaha gösterilmeyeceğinden en ufak bir şüphe duyulmamalıdır.
Cumhuriyetimizin kurucusu ve ebedî başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, sonsuzluğa uğurlanışının 85’inci yıl dönümünde Piyade Okul Komutanlığında vuku bulan hadiseye ilişkin, disipline aykırı her olay ve durumda olduğu gibi, adli soruşturmaya ilave olarak derhâl idari soruşturma başlatılmıştır.
İlgili mevzuat çerçevesinde millî anma ve kutlama günleri, tören ve bayramlarda günün anlam ve önemine uygun şekilde davranmak disiplinin bir gereğidir. Mevzuata uygun davranmamak nasıl disiplinsizlik ise buna karşı görev, yetki ve sorumluluğu dışında suç teşkil edecek nitelikte müdahale etmek ya da davranışta bulunmak da disiplinsizliktir.
Bu kapsamda, Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu Madde 29’daki “Disiplinsizlik veya suç teşkil edebilecek bir fiili nedeniyle hakkında yapılan inceleme ve araştırmanın emniyetli ve sıhhatli olarak devam etmesi amacıyla, görevi başında kalmasında sakınca görülecek subay, astsubay, uzman erbaş veya sözleşmeli erbaş ve erler idari izinli sayılarak görevinden geçici olarak uzaklaştırılabilir.” amir hükmü uyarınca, olaya sebebiyet veren personel hakkında Geçici Görevden Uzaklaştırma Kararı alınmıştır. Bu olayla ilgili olarak kamuoyuna yansıtılmaya çalışılan durumun aksine, henüz tesis edilmiş nihai bir disiplin işlemi bulunmamaktadır. Yüksek Disiplin Kurulu süreci ve adli soruşturma tamamlanıncaya kadar bu konuyu farklı noktalara çekmek, eğer bilgisizlikten kaynaklanmıyorsa, kamuoyunda olumsuz algı yaratarak Türk Silahlı Kuvvetlerine zarar verme amacı taşımaktadır.
21 yaşındaki gencin tıkanan lavabosuna döktüğü açıcı bomba gibi patlarken, vücudunun ise yüzde 35’i yandı. Kabus anlarını anlatan genç, “Yüzüme, ayaklarıma döküldü, acı çeke çeke hastaneye gittim” dedi.
İHA
İstanbul Esenyurt’ta tek başına yaşayan ve bir fırında çalışan 21 yaşındaki T.Ç., hayatının kabusunu yaşadı.
Geç saatlerde eve gelen ve lavabosunun tıkandığını gören genç, iki ürünü birden kullanarak açmaya çalıştı.
Lavabosunu açmak isteyen genç, ürünlerin patlamasıyla neye uğradığını şaşırdı.
Patlamanın etkisiyle sıçrayan gencin yüzü dizleri ve
vücudunun birçok noktasında yanıklar meydana geldi.
Acıyla kendini dışarıya atan
gence ilk müdahaleyi çevredeki vatandaşların yaptığı öğrenilirken hemen
yakındaki bir hastaneye götürüldü.
Vücudunun yüzde 35’i yandı
Hastanedeki ilk müdahalenin ardından genç,
Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Yanık Tedavi Merkezi’ne yönlendirildi.
Burada tedavisine başlanan vücudunun yüzde 35’inin yandığı öğrenilen gence,
yamalar yapılırken çeşitli ameliyatlar geçirdi. Hastanedeki tedavisi tamamlanan
genç, taburcu edilirken yaşadığı korku dolu anları anlattı.
Yanık Tedavi
Merkezi Sorumlusu, Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Turan ise tedavi
sürecine ilişkin bilgi verdi. Prof. Dr. Turan, malzemelerin alınırken
üzerindeki bilgilerin okunmasının gerektiğini anlatırken koruyucu ürün
kullanımı ve ilk müdahale konularının önemine dikkat çekti. Öte yandan patlama
sonrası kıyafetinin geldiği hal ise dikkat çekti.
“Acı çeke çeke hastaneye gittim”
Lavaboyu açmak isterken bir anda büyük bir patlama
yaşandığını ve korkuyla oradan uzaklaşmaya çalıştığını söyleyen 21 yaşındaki T.
Ç., “Evdeydim, gece 23.30’da evi temizliyordum daha sonra 2 şişeyi beraber
çalkalayarak aynı anda dökünce güçlü bir patlama yaşandı. Yüzüme, ayaklarıma
döküldü o anki panikle kendimi dışarı attım. Sağ olsun vatandaşlar yardımcı
oldu. Hiçbir şey hissetmedim sadece kendimi nasıl dışarı atabileceğimin
paniğindeydim, olan oldu. Acı çeke çeke hastaneye gittim. İlk yardım müdahalesi
oldu, yüzüme, ayaklarıma su döküldü.
Sağ olsun bir vatandaşımız arabaya aldı,
hastaneye götürdü. Kullanmamalarını tavsiye ediyorum, çok tehlikeli bir şey.
Hayatınıza maal olma ihtimali olabiliyor, ben bu şekilde ucuz atlattım, bu
halime şükür diyorum. Bazıları bu şekilde hafif yaralarla da atlatamayabiliyor.
Daha ağır geçirebiliyorlar, profesyoneller hariç alınmasın, satılmasın, ben
geçirdim kimse geçirmesin” şeklinde konuştu.
“Yoğun bakımda yatan benzer hastalar var”
Vatandaşların lavabo açıcı gibi ürünleri kullanırken çok
dikkatli olmasını gerektiğini söyleyen hastanenin Yanık Tedavi Merkezi
Sorumlusu, Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Turan, hastasının durumuna
ilişkin şöyle konuştu:
“Hastamızı getirdiler, evlerinde lavabo tıkanmasına
bağlı olarak nalburdan lavabo açıcı temin ediyorlar. Onu kullandıktan 2 saniye
sonra büyük bir patlama gerçekleşiyor. Yüzünde, gövdesinde sıkıntılar,
elbiseleri zaten paramparçaydı. Yüzde 35 civarı bir yanıkla bize geldi, hızlı
bir şekilde tedavilerine başladık, 3 tane ameliyat geçirdi. Yüzü baya toparladı
ama ayaklarındaki yerlere ileride belki deri nakli ihtiyacı olabilir. Maalesef
bu ürünlere vatandaş tam hakim olmuyor, gencecik insanlar çok ciddi
patlamalarla geliyor, gencecik insanlar göz kayıpları söz konusu, ciddi sakatlıklar.
Ömür boyu devam eden sıkıntılarla baş başalar. Yoğun bakımda yatan benzer
hastalar var. Bize neredeyse haftada, on günde bir benzer bir sorun geliyor.
Özellikle de güçlü lavabo açıcılar raflarda yer alıp vatandaş eskisi gibi masum
zannederek bunlara ulaştığı andan itibaren biz ciddi bir sorunla karşı
karşıyayız. Diğer şehirlerdeki yanık kliniğindeki arkadaşların gözlemleri ve
bulguları da benzer boyutta o yüzden vatandaşımızın bu tarz üzerinde özellikle
beton çözücü, çok güçlü yazan sıvı ürünleri çok dikkatli kullanmaları, koruyucu
elbiseler, gözlükler ve o tarz ekipmanlarla kullanmaları gerekiyor.
“Hastamız geldiği zaman elbiseleri paramparçaydı”
Çok basit
şeylerden, masum bir olaydan gözünü kaybeden bazı hastalara kornea da
nakledilemiyor çünkü çok derin göz hasarları oluyor ve tamamen kör olabiliyor.
Bu tarz aside maruz kalınan durumlarda mutlaka bulaşan elbiselerin
uzaklaştırılması, çıkartılması gerekiyor ki hastamız geldiği zaman elbiseleri
paramparçaydı. Bazı hastalar şunu diyor; buzdolabına gelmiş, metali eritmiş.
Olay sonrası sıvıyla bol suyla yıkanması, çeşme suyunda bir 15 dakika yüzün,
gözün yıkanması ki ilk kimyasal reaksiyonun minimize edilmesi gerekiyor. Bunlar
ev kazaları, bu ürünler hayatımızda var bazıları uygunsuz satış oluyor,
herkesin bir bahanesi oluyor. Sıvı formlarına çok dikkat etsinler, üzerlerinde
de yazmayabiliyor içerisinde hidroklorik asit çıkıyor.”
Kastamonu’da banka hesabına yanlışlıkla 635 bin TL gönderildiğini fark eden Ramazan Ahlatçıoğlu, açıklama kısmının boş bırakılmasına rağmen tutanak tutturarak parayı sahibine iade etti. Vatandaşlık görevini yaptığını belirten vatandaş, “Art niyetli birisi olsaydık, bu parayı bizden kesinlikle alamazdı” dedi.
İHA
Kastamonu’da ticaretle uğraşan 41 yaşındaki Ramazan Ahlatçıoğlu telefonundaki “Hesabınıza 635 bin TL geldi” bildirimini görünce şoke oldu.
Ahlatçıoğlu, Bayram Kılıç isimli bir vatandaş tarafından hesabına yatırılan yüklü miktardaki parayı incelediği sırada banka şubesinden arandı. Paranın iadesini istediklerini beyan eden banka şubesindeki personele, parayı iade edeceğini söyledi.
Son günlerde yaşanan dolandırıcılık ve hesaplara illegal paraların aktarılmasından şüphelenen Ramazan Ahlatçıoğlu, Kastamonu Adalet Sarayına giderek Cumhuriyet savcısıyla görüştü.
Adliyede tutanak tutturan Ramazan Ahlatçıoğlu, açıklama kısmı boş bırakılan ve dekontun üzerinde hiçbir bilginin olmadığı 635 bin TL’yi, kendisine gönderilen hesaba iade etti.
Parayı iade ettikten sonra Bayram Kılıç ile de görüşen Ahlatçıoğlu, şahsa uyarılarda bulunarak başka bir hesaba para gönderirken dekonta açıklama eklemesi yönünde tavsiyede bulundu.
“Savcılığa giderek açıklama kısmında herhangi bir not bırakılmadan tarafıma para transferi yapıldığını izah ettim”
Yaşanan olayı anlatan Ramazan Ahlatçıoğlu, “Telefonuma bakarken o sırada bir para transferi olduğunu gördüm. Hesaplarımı incelediğim zaman tanımadığım bir şahıstan tarafıma para transferi yapıldığının farkına vardım. Araştırmak üzere hesaplarıma bakarken bankadan arandım. Banka personeli kadın, yanlış bir işlem olduğunu ve kendilerine aktarılan bir paranın sahibinin yanında olduğunu ve parayı geri aktarmamızı istedi. Tabii ki günümüz şartlarında bir sürü illegal işler döndüğü için açıklaması olmayan bir parayı direk olarak geri iade etmek istemedik. Bunun neticesinde savcılık ile görüşmek istedim. Savcılığa giderek açıklama kısmında herhangi bir not bırakılmadan tarafıma para transferi yapıldığını izah ettim. Bunun neticesinde doğabilecek sorumluluklardan üzerimize herhangi bir şekilde bizlere yansımasını istemediğimiz için ne yapmamız gerektiğini sordum. Bunun üzerine savcı beyin talimatıyla bir tutanak tutularak parayı kayıtlara geçtik. Ondan sonra ben, vatandaşın parasını iade ettim” dedi.
“Kendisine parasını iade ettik”
Para transferi yapan vatandaşların dikkatli olması gerektiğini belirten Ahlatçıoğlu, “Kişiler arasında yapılacak olan ticaretlerde, para transferlerinde muhakkak açıklama kısmına ne için paranın gönderildiğini belirtmeleri gerekiyor. Bu para ark niyetli bir şahsın hesabına geçmiş olsaydı imkanı yok, zaten geri alamazlardı bu parayı. Gönderen arkadaşta 25-30 yaşları arasında genç bir arkadaşımız. O da ticaret ile uğraşıyormuş. Bizler, kendisine parasını iade ettik. Gençlere tavsiyemiz, bu tarz bankacılık işlemlerinde nereye ve kime para göndereceklerini doğru bir şekilde açıklama kısmına beyan etsinler. Arkadaş araç alıp sattığını bizlere beyan etmişti. Bu arkadaşımızda araç almasına rağmen açıklama kısmına hiçbir şey belirtmemiş. Kimden aldığına dair ya da kime gönderdiğine dair hiçbir şeyi belirtmemiş. Bu tarz gönderimlere dikkat edelim ki ark niyetli bir kişiye denk geldiğimiz zaman sıkıntı yaşamayalım. Asıl bizim vermek istediğimiz mesajımız budur” diye konuştu.
“İnsanların anlık dikkatsizliğinden ya da zafiyetinden kendi şahsımıza para geçirecek bir insan değiliz”
Vatandaşlık görevini yaparak parayı iade ettiğini kaydeden Ahlatçıoğlu, “Bu tarz paraların bizler için bir önemi yok. İnsanların anlık dikkatsizliğinden ya da zafiyetinden kendi şahsımıza para geçirecek bir insan değiliz. Bizler de bu bilinçle iyi niyetimizden dolayı arkadaşımıza parasını iade ettik. Akabinde de arkadaşımız bizlere teşekkür etti. Bizler insanlık görevimizi yerine getirdik. Günümüz teknoloji çağı, yaptığımız tüm para transferlerini dikkatli bir şekilde yapalım. Ark niyetli kişilere de böyle fırsatlar vermeyelim” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Aliyev arasında gerçekleşen görüşmede, mevcut ilişkiler ve yeni iş birlikleri ele alındı.
AA
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın temasları devam ediyor.
Yılmaz, son olarak Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile Zagulba Sarayı’nda bir araya geldi.
Yılmaz ve Aliyev, Zagulba Sarayı’ndaki görüşmede, iki ülke
arasındaki mevcut işbirliklerini, yeni iş birliği olanaklarını, bölgesel ve
küresel gelişmeleri ele aldı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, görüşmeye ilişkin sosyal
medya hesabından yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:
“Tek millet, iki devlet”
Azerbaycan’a yaptığımız resmi ziyaretimiz kapsamında, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev ile bir araya geldik.
Sayın Aliyev ile görüşmemizde, ülkelerimiz arasındaki mevcut iş birliklerimiz ve yeni iş birliği olanakları ile bölgesel ve küresel gelişmeleri değerlendirdik.
Türk Dünyasının itici gücünü oluşturan Türkiye-Azerbaycan iş birliği, ülkelerimizin ortak çıkarları temelinde bütüncül bir stratejiyle daha da ileriye taşınacaktır.
“Tek millet, iki devlet” şiarıyla yükselen Türkiye-Azerbaycan ilişkilerini, Türkiye Yüzyılı’nda daha da güçlendirmeye devam edeceğiz.
Sıcak ve samimi misafirperverlikleri için Sayın Aliyev’e teşekkür ediyor, kardeş Azerbaycan halkına muhabbetlerimi iletiyorum.
Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı (İHA)
Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı (İHA)
Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı (İHA)
Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı (İHA)
Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)