Uncategorized

Gazeteci Adem Metan, Adıyaman’da depremzedelere yardım eden Mustafa Dicle ile konuştu

6 Şubat’ta yaşanan depremlerin ardından ortaya çıkan hikayeler, gündem oluyor. Gazeteci Adem Metan, Adıyaman’da depremzedelere kapılarını açan Mustafa Dicle’nin hikayesini yayınladı.

ensonhaber.com

Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden 2 ay geçti.

Unutulmaz yaralar açan asrın afetinde, şehirlerin yeniden ayaklanması ve depremzedelerin acılarını hafifletmek için çalışmalar hız kesmeden devam ediyor.

50 bini aşkın can kaybının yaşandığı afetten geriye ise gözü yaşlı aileler ve hayata tutunan vatandaşların hikayeleri kaldı.

Bunlardan bir tanesini gazeteci Adem Metan, duyurdu.

Metan, Adıyaman’da bulunan bir Ford araç bayisi sahibi Mustafa Dicle ile röportaj gerçekleştirdi.

“Tüm araçları dışarı çıkartarak burayı vatandaşlara açıyor”

Deprem sırasında bayideki iş yerlerini dışarı çıkartarak, mağdur vatandaşları içeri alan Mustafa Dicle, aynı zamanda bölgedeki aş evlerinin de maliyetlerini karşılıyor.

Mustafa Dicle’ye teşekkür eden Metan, “Teşekkürler başlamak istiyorum, çünkü sizin gibi iyi kalpli insanların hala var olması bence çok değerli bir şey bu zor süreçte. Mustafa ağabey, depremin olduğu gün tüm araçları dışarı çıkartarak burayı vatandaşlara açıyor. Binanın arkasında konteynerler var, kendisi ailesi ve personeliyle birlikte burada yaşıyor. Buradaki bazı aş evlerinin de maliyetini karşılıyor.” diyerek sözü Mustafa Dicle’ye verdi.

“Depremin yaşandığı ilk hafta çok soğuktu, kaloriferli ortam yarattık”

Yaptığı yardımları anlatılmasından yana olmadığını ancak Adem Metan’ın ısrarı sonucu konuşan Mustafa Dicle, şu ifadeleri kullandı:

Aslında ben bunu basınla paylaşmak istemem. Bu bizim insani görevimiz. Bizim yaratılış amacımız zaten insanlığa faydalı olmak. Bu dar zamanda insanlara sıkıntılı döneminde yardımcı olmamız bizim görevimizdi. Biz de kapımızı açtık, tanıyıp tanımamız hiç önemli değil.Herkesi içeri aldık çünkü ilk hafta hava çok soğuktu. Kaloriferli ortam yarattık. Showroom’u yatakhane yaptık, çoluk çocuk orada yattı. Bu kadar acının içerisinde bu bizi mutlu etti. Mutlu olabildiğimiz bir şey bulabildik. 

Biz hiç bir zaman “Adıyaman’ı terk edip, başka bir yere yerleşelim’ gibi bir düşüncemiz olmadı. Çünkü biz sorumluluk sahibi insanlarız. Çalışanlarımız var, bizden medet bekleyen insanlar var, garibanlar var, kimsesizler var.

“Biz yaptıklarımızın duyulmasına gerek duymuyoruz, Allah bilir yeter diyoruz”

Benim kızlarım İstanbul’da okuyor, ben kızlarımı ölenlerin 40’ı çıktıktan sonra görmeye gittim. Hatta artık kızlarım bana ‘Baba biz seni çok özledik’ diye sitem etmeye başladı. Biz Adıyaman’ı terk edemeyiz. 

Biz yaptığımız şeyleri kimsenin bilmesine gerek duymuyoruz, Allah bilir yeter diyoruz.

Kaynak

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir