İHA

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da liderler düzeyinde İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği’nin ortaklaşa düzenleyeceği Gazze konulu zirve öncesi Tahran İmam Humeyni Havaalanı’nda gazetecilere konuştu.

İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Filistin’i savunmak için kurulduğunu vurgulayan Reisi, bugünkü zirvenin gündeminin Filistin olacağını belirterek şu cümleleri aktardı;

Zirveye katılacak İslam ülkeleri liderlerinden İsrail’e karşı somut adımlar atmalarını umut ediyorum. Alınacak her bir karar uygulanmalı ve hayata geçirilmelidir. Artık konuşma ve cephe alma zamanı bitti, sahaya odaklanmalı ve sahada somut adımlar atmalıyız.

“ABD Gazze’de ateşkesi engelliyor”

ABD’nin İsrail’e verdiği askeri ve ekonomik desteği eleştiren Reisi, İsrail’in Gazze’de işlediği savaş suçlarına ABD’nin de ortak olduğunu belirterek, şöyle devam etti;

ABD savaşın büyümesinden yana olmadığına dair açıklamalar yapıyor. Bu konuda İran ve birkaç diğer ülkeye mesajda gönderdi. Ancak eylemleri bu açıklamalar ile uyumlu değil. Gazze’deki savaş makinesi ABD’nin kontrolünde. ABD Gazze’de ateşkesi engelliyor. Tüm dünya ABD’nin gerçek yüzünü tanımalı.

“Bugün tüm dünya Siyonist rejim ve ABD karşısında Filistin’in yanında durmaktadır”

Riyad’da düzenlenecek zirvede önceliğin Gazze’de ateşkesi sağlamak ve insani yardımların Gazze’ye ulaştırılması olduğunu belirten Reisi, “İslam ülkelerinin işbirliği ve birlikteliği ile bu sorunu çözebileceğimize inanıyorum. Bugün tüm dünya Siyonist rejim ve ABD karşısında Filistin’in yanında durmaktadır” açıklamasını yaptı.

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları devam ederken Suudi Arabistan, Gazze’deki durumu görüşmek üzere İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği zirvelerinin bugün başkent Riyad’da düzenleneceğini duyurmuştu.

Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı (İHA)

ensonhaber.com

“İş kadınıyım” dediği işlerin altından kara para ve yasa dışı bahis suçlamaları çıkan Dilan Polat, tutuklandı.

Dilan Polat’ın eşi Engin Polat, kardeşi Sıla Doğu ve Can Doğu olmak üzere birçok tutuklunun cezaevine gönderildiği Polat Ailesi, ülkenin gündeminde.

Ünlü isimlerden de zaman zaman Dilan Polat’a dair yorumlar geliyor.

Dikkat çekenlerden biri ise Nagihan Karadere oldu.

Survivor Nagihan, Dilan Polat hakkında açtı ağzını yumdu gözünü.

“Beter olsunlar”

Karadere, Instagram hesabından bir sayfaya yorum yazdı.

Survivor Nagihan Karadere, “Beter olsunlar bunlar iyi günleri. Altın tozu içermediğinden çökmüştür. Metabolizması pardon telefonu yok elinde story çekip hava atamıyor, o da olabilir. Acite etmeyin şunları ya ne garibanlar var. Bunlara mı acıyacağız. Beter olsun dolandırıcılar” sözleriyle dikkat çekti.

AA

Filistin’de tüm dünyanın gözlerinin önünde bir insanlık suçu yaşanıyor.

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları 36’ıncı gününe girdi.

Gazze’de sivillerin yaşam alanları hedef alınmaya devam ediliyor.

Başta hastaneler olmak üzere sivillere ait pek çok nokta havadan ve karadan hedef alınıyor.

Hamdan ailesine ait ev hedef alındı

İsrail ordusu bu kez de Gazze’nin Han Yunus kentindeki Hamdan ailesine ait bir evi vurdu.

Saldırıya uğrayan ev tamamen yıkıldı ve can kaybı yaşandı.

Ölü ve yaralılar ambulansa taşındı

Hamdan ailesine ait evin enkazından çıkarılan ölü ve yaralılar ambulansa taşındı.

Can ve mal güvenliği yok

Gazze’deki sivil halk, açlık ve susuzlukla mücadele ederken, can ve mal güvenliğinden yoksun bir hayat yaşamaya devam ediyor.

Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)

ensonhaber.com

Avrupa Birliği (AB), içten yanmalı motorlu araçlara daha katı emisyon kuralları getirmesi beklenen Euro 7 standartları üzerinde çalışmaya devam ediyor.

Avrupa Parlamentosu, ülkeler ve otomobil üreticilerinin baskıları sonrasında emisyon kurallarını hafifletebilir.

Müzakereler başlayacak

Parlamento şimdi nihai belge üzerinde Avrupa Komisyonu ve AB ülkelerinin üst düzey bakanlarının da yer aldığı Avrupa Konseyi ile “üçlü” müzakerelere başlayacak.

Düzenlemeler binek otomobiller için 2026’dan, ağır kamyonlar için ise 2027’den önce yürürlüğe girmeyecek.

Euro 7, içten yanmalı motorlu araçlardan sağlığa zarar veren kirleticilerin emisyonlarını düzenleyen mevcut Euro 6 standardının yerini alacak.

AB yasalarının taslağını hazırlayan komisyon, sağlık yararlarının maliyetlerden çok daha fazla olacağını söyledi.

Otomobil üreticileri ve aralarında İtalya ve Çek Cumhuriyeti’nin de bulunduğu ülkeler, komisyon tarafından önerilen orijinal kuralların çok maliyetli olacağını savunmuştu.

ensonhaber.com

Türkiye’nin gündeminde yer eden Dilan Polat davasında her geçen gün yeni bir gelişme daha yaşanıyor.

Dilan Polat, eşi Engin Polat, Ablası Sıla Doğu ve kardeşi Can Doğu’nun da aralarında bulunduğu 18 kişi, 4 ayrı suçtan yargılandığı davada çıkan karar sonucunda cezaevinde bulunuyor.

Sabıkaları ortaya çıktı

Bu süreçte ortaya çıkan bir iddia ise Dilan Polat ve ablası Sıla Doğu’nun sabıkalı olduğu.

Dava süreci 2019 yılında CİMER’e yapılan bir ihbarla başlarken, Dilan Polat’ın Ataşehir’de faaliyet gösteren işyerinde usulsüz işlemler yapıldığı belirtildi.

Sabah’tan Arzu Kaya’nın haberine göre, şikayet üzerine Ataşehir İlçe Sağlık Müdürlüğü güzellik merkezine denetime gitti.

Suç işledikleri belirlendi

Müşterilere yetkileri olmadıkları halde tıbbi müdahalede bulundukları, güzellik merkezinde yetkisiz şekilde sağlık hizmeti sunulmasına izin verildiği tespit edildi.

Bu amaçla kullanılan cihazlar ve ilaçlar da belirlenirken, alınan bilirkişi raporunda merkezin işletmecisi olan şüphelilerin suç işlediği tespit edildi.

8 yıla kadar hapis talebi

Dilan Polat ve Sıla Doğu hakkında “ruhsatsız olarak sağlık hizmeti sunma” ve “diploması olmadığı halde hasta tedavi etme veya tabip unvanı takınma” suçundan 8 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

“Aylık gelirimiz 30 bin TL”

Hakim karşısına çıkan kardeşleri aylık gelirlerinin 30 bin TL olduğunu belirtti.

Ayrıca Dilan Polat, işyerlerinde doktor çalıştırmadıklarını ancak güzellik alanında uzman kişiler çalıştırdıklarını belirterek şu cümleleri kullandı;

“Yetki sınırımızı aşan işlem yapmadık”

Botoks işlemi de dermapen işlemi de yapmıyorduk. Bir dönem dermapen uygulaması yasak değildi, sonra yasaklandı. Bu nedenle iş yerimde bu cihaz bulunuyordu. Yetki sınırlarımızı aşan işlem yapmadık, yaptırmadık

Bilirkişi raporu, ifadeleri çürüttü

Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasında sanıkların ifadesini bilirkişi raporunun çürüttüğünü tespit etti.

Raporda hasta kayıtlarında cilt altına enjeksiyonla kas felci oluşturma olarak bilinen botoks, hastanın kanını alıp işlemden geçirip tekrar hastanın cilt altına uygulanması yöntemi olan dermapen yaptıları ve ücret tahsil edildiği belirtildi.

Güzellik merkezinde dermapen cihazı ve kartuşlarının bulunduğunu da belirten savcılık, bu işlemlerin güzellik uzmanı tarafından yapılamayacak işlemler arasında olduğunu söyledi.

Sanıkların sağlıkçı olmadığı bu nedenle ruhsatsız olarak sağlık hizmeti sunma suçundan beraatlarını, diploması olmadığı halde hasta tedavi etme veya tabip unvanını takınma suçundan cezalandırılmaları talep edildi.

Ceza 1 yıl 8 aya düştü

2021 yılının mart ayında çıkan kararda sanıkların diploması olmadığı halde hasta tedavi etme veya tabip unvanını takına suçundan 2’şer yıl hapislerine, ardından duruşmadaki davranışları sebebiyle iyi hal indirimi uygulayarak cezayı 1 yıl 8 aya düşürdü.

80 lira da adli para cezası verilirken, ceza tekrar suç işlemeyecekleri konsunda kanaat oluşması nedeniyle ertelendi.

Herhangi bir ceza alınırsa, üzerine 1 yıl 8 ay da eklenecek

Sanıkların cezası 2 yıl süreyle ertelenirken, bu süre içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen hapis cezasının kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirileceği ihtar edildi.

Bu 2 yıllık süreçte Yargıtay’ın dosyası kesinleştirmesinin ardından başlayacak. 2 yıl içinde kasıtlı bir suçtan ceza alması halinde Dilan Polat ve Sıla Doğu kardeşlerin aldığı 1 yıl 8 aylık hapis cezası infaz edilebilecek. Bu denetim süreci içinde ceza almazlarsa dosyaları düşecek.

ensonhaber.com

Osmanlı’da da “Köprüye hayır!”cılar varmış

Vakanüvis

Türkiye tarihinde, eser siyasetine karşı olanların sık sık kullandıkları kelimelerden birisi, hiç kuşkusuz “hayır”. Bugüne kadar; milletin hayatını kolaylaştıracak, ülkeyi ileri taşıyacak, devleti güçlendirecek pek çok icraat, belli kesimlerin itirazları arasında – sık sık zorlukla – yapılabildi.

Keban Barajı’ndan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne, Akkuyu Nükleer Santrali’nden Orhangazi Köprüsü’ne ve daha nice esere karşı hep aynı tepki ortaya konmuştu.

Cumhuriyet dönemindeki bu tepkilerin benzerlerinden biri de Osmanlı zamanında, Galata Köprüsü vesilesiyle görülmüştü.

İlk “Galata Köprüsü” I. Justinus döneminde yapılmıştı

İbrahim Özen’in, İTÜ Dergisi’nin 10’uncu cilt, 4’üncü sayısında yer alan “Galata Köprüleri ve Yeni Galata Köprüsü” başlıklı makalesindeki bilgilere göre, Eminönü’nü Haliç üzerinden Galata’ya bağlayan köprülerin ilk örneği, M.S. 520’lerde yapılmıştı.

Döneminin en görkemli yapılarından biri olan köprü, Bizans İmparatoru I. Justinus’un emriyle yapılmıştı. İlerleyen devirlerde köprü yıkılmış, geriye de herhangi bir iz kalmamıştı.

Leonardo da Vinci’nin Haliç projesi

1453 yılında Fatih Sultan Mehmet, fetih sırasında, gemileri Haliç’e indirmesinin ardından, bu gemilerden kırk kadarını ardı ardına halatlarla birbirine bağlayıp, üstlerine de kalaslar koydurup, yüzer köprü yaptırmıştı.

Ayvansaray yakınlarında bir gece içinde kurulan bu köprü ile binlerce Osmanlı askeri, Kasımpaşa yöresinden karşı kıyıya ulaşmışlardı.

Sultan II. Beyazıd döneminde 1504-1506 yıllarında Haliç’e bir köprü yapılacağını öğrenen ünlü ressam ve heykeltraş Leonardo da Vinci, mimarlık alanında da yetkin bir isim olarak Osmanlı yönetimine bir öneri sunmuştu.

Leonardo da Vinci, 350 metre uzunluğunda böyle bir köprünün 25 metre genişliğinde ve altından yelkenli gemilerin de geçmesine imkân sağlayacak biçimde 41 metre yüksekte olacağını gösteren bir proje hazırlamıştı.

Sultan Beyazıd’a hitaben yazılan mektup arşive, “Ceneviz’den Leonardo adlı kâfirin gönderdiği evrakla mektubun suretidir” başlığıyla kaydedilmişti. Bu arada, yine ressam, heykeltraş ve mimar Mikelanjelo da saraya bir proje sunmuştu.

Osmanlı’daki ilk köprünün adı “Hayratiye”ydi

Haliç’te, bugünkü Galata Köprüsü’nün yerindeki ilk köprü ise ancak 1836 yılında yapılabilmişti. Sultan II. Mahmut’un talimatıyla Kaptanpaşa Ahmet Fevzi Paşa’nın planlarını yaptığı köprü, birbirine bağlanan sallardan oluşuyordu.

Bu köprüden yan yana iki araba geçebiliyordu. Köprünün ortasındaki yüksekçe bölümün altından ise gemiler Haliç’e girip çıkabiliyordu. Geçiş için ücret alınmamasından dolayı halk bu köprüye “Hayratiye” adını takmıştı.

Kayıkçıların köprü sabotajı

Haliç’in girişindeki köprüye halk büyük ilgi göstermekle beraber, herkes aynı fikirde değildi. İki kıyı arasında taşımacılık yapan kayıkçılar, işlerine ket vuran bu köprüden rahatsız olmuşlardı. Ancak kullanımı ücretsiz köprüye halk büyük ilgi gösterdiğinden, kayıkçılar açıktan açığa bir tavır sergileyememişlerdi.

Kısa süre sonra 1836 yılı yapımı köprü ihtiyacı karşılayamaz hale gelmiş, bu nedenle 1845 yılında aynı yere yeni bir köprü yapılmıştı. Devlet bu defa köprünün – en azından yapım giderleri karşılanıncaya kadar – ücretli olmasına karar vermişti.

“Müruriye” adıyla bir ücretlendirmeye gidilmişti. Zaman içinde Galata Köprüsü bir kez daha yenilenecekti. Sultan Abdülaziz döneminde, 1863 yılında gelindiğinde, yeni köprü açılmış, eskisi de bugünkü Unkapanı Köprüsü’nün yerine çekilmişti.

İstanbul’un nüfusu arttıkça paralı köprü geçiş işi de çok kârlı bir hale gelmişti. Bu nedenle özel şahıslar da köprü işine ilgi göstermeye başlamıştı. Bu kişilerden biri olan Cezayirli Mıgırdıç adındaki tüccar, Haliç’in daha iç kısmında Ayvansaray ile Piripaşa arasında, 350 metre uzunluğunda, ahşap kazıklar üzerine bir köprü inşa ettirmişti. Ne var ki, bu köprünün ömrü sadece on gün olacaktı.

Köprü, ekmek paraları ile oynandığı gerekçesi ile çevrede taşımacılık yapan kayıkçılar tarafından kundaklanıp yakılacaktı. Aslında diğer köprüler için de aynı düşüncede olan kayıkçılar, bunların sahibi devlet olduğu için bir girişimde bulunmaya cesaret edememiş, özel şahsın köprüsünü ise daha korunaksız görüp kundaklamayı yapmışlardı.

İHA

Emniyet güçleri, uyuşturucu kacakçılığı ile mücadeleye düzenledikleri operasyonlarla devam ediyor.

Bu yöndeki bir takibin sonucunda Adana’da narkotik ekipleri uyuşturucu satıcısının evine yaptığı baskında 11 kilogram plaka esrar ele geçirdi.

Şüpheli tutuklanırken ifadesinde, “Arkadaşım verdi, 2 gün sonra gelip alacağım.” demesi dikkat çekti.

Şahsın uyuşturucu satışı yaptığı belirlendi

İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Basil H.’nin (34) uyuşturucu satışı yaptığını tespit etti.

Bunun üzerine ekipler, söz konusu şüphelinin Seyhan ilçesine bağlı Fevzipaşa Mahallesi’ndeki ikametine baskın düzenlendi.

Baskında şüpheli Basil H. kelepçe takılarak etkisiz hale getirildi.

7 pakette toplam 11 kilogram plaka esrar ile 587 adet captagon hap ele geçirildi

Evde yapılan arama çalışmalarında 7 pakette toplam 11 kilogram plaka esrar ile 587 adet captagon hap ele geçirildi.

Tutuklandı

Şüpheli gözaltına alınarak emniyete götürüldü. Söz konusu şüpheli emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilirken burada çıktığı mahkemece tutuklandı.

“Arkadaşım verdi” diyerek savunma yaptı

Emniyet ifade veren Basil H., kendisini şöyle savundu:

Bir arkadaşım, bana ‘Sen esrar ve captagon seversin, al bunlar sende kalsın. Senden 2 gün sonra gelip alacağım, karşılığından sana 1 lüp esrar ve captagon hediye edeceğim.’ dedi.

Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı (İHA)

ensonhaber.com

Yeni Açık’ın Youtube kanalına konuk olan Astrolog Meral Güven açıklamalarıyla taraftarlar tarafından çok konuşuldu.

Yıldızların şampiyon takımı söylediğini ifade eden Astrolog Güven, Türkiye Kupası sahibinin de kim olacağını söyledi.

“Fenerbahçe iki yıl üst üste şampiyon olacak”

Güven iki yıl boyunca Fenerbahçe’nin şampiyon olacağını söylediği röportajında “Bu sezon ve önümüzdeki sezon olmak üzere Fenerbahçe, iki yıl üst üste Süper Lig’de şampiyon olacak. Bu sene Türkiye Kupasını da Beşiktaş alacak.” dedi.

Bu sözler sosyal medyada da viral oldu.

AA

ABD merkezli uçak üreticisi Boeing, veri hırsızlığıyla gündem oldu.

Siber suç çetesi Lockbit, Boeing’in verilerini çalarak internette yayınladı.

Kurum içi verileri ortalığa saçıldı

Lockbit’in internet sitesinde yer alan gönderiye göre, Boeing’in çalınan kurum içi verileri paylaşıldı.

“Bilgileri yayınladığının farkındayız”

Boeing’den yapılan açıklamada, şirketin parça ve dağıtım işinin unsurlarının bir siber güvenlik olayı yaşadığını doğrulanırken, şöyle denildi:

Bu olayla bağlantılı olarak, bir fidye yazılımı aktörünün sistemlerimizden aldığını iddia ettiği bilgileri yayınladığının farkındayız.

Olayın araştırılmaya devam edildiği kaydedilen açıklamada, kolluk kuvvetleri ve düzenleyici makamlarla iletişim halinde kalınacağı vurgulandı.

Hassas verilerle ilgili soru işareti

Açıklamada, Boeing’in, olayın uçak veya uçuş güvenliği için bir tehdit oluşturmadığından emin olduğu belirtilirken, savunma veya diğer hassas verilerin Lockbit tarafından elde edilip edilmediği konusunda bilgi verilmedi.

Fidyeyle tehdit ettiler

Lockbit, geçen ay Boeing’in büyük miktarda hassas kurum içi verisini elde ettiğini ve 2 Kasım’a kadar fidye ödenmezse bunları yayınlayacağını bildirmişti.

Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)

İHA

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları küresel gündemde konuşuluyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Elysee Sarayı’nda İngiliz yayın kuruluşu BBC’ye konuya dair özel röportaj verdi.

“Ateşkes İsrail’e fayda sağlayacak”

İsrail’in Gazze’ye ayrım gözetmeksizin sürdürdüğü saldırılara ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Macron, ilan edilecek bir ateşkesin İsrail’e fayda sağlayacağını dile getirdi.

Fransa’nın Hamas’ın eylemlerini de “açıkça kınadığını” hatırlatan Macron, ateşkes çağrılarına ABD ve İngiltere dahil diğer ülkelerin de katılmasını isteyip istemediğine yönelik sorulan soruya ise “Umarım katılırlar” şeklinde yanıt verdi.

“İsrail’i durmaya çağırıyoruz”

Ateşkesin tüm sivillerin korunmasına imkan tanıyacağını vurgulayan Macron, “Fiilen, bugün siviller bombalanıyor. Bebekler, kadınlar, yaşlı insanlar bombalanıyor ve öldürülüyor. Bunun hiçbir gerekçesi ve hiçbir meşruiyeti yok. Bu yüzden İsrail’i durmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.

İsrail’in saldırılarında uluslararası hukuku ihlal edip etmediği sorulan Macron, “Ben bir hakim değilim. Ben bir devlet başkanıyım” şeklinde yanıt verdi.

Macron, İsrail’in kendisini korumanın en iyi yolunun “Gazze’yi bombalamak olduğu” fikrine katılmadığını ve bunun çatışmayı uzatacağını ifade etti.

Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı (İHA)