Merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan ve toplam 11 ili etkileyen depremler nedeniyle Türkiye’ye yardımlar devam ediyor.

İşgal altındaki Filistin genelinde de zarar gören Türk vatandaşlarıyla dayanışma ve yardım amacıyla yapılan faaliyetler devam ediyor.

Deprem bölgesine arama kurtarma ekiplerini gönderen Filistin, ayni ve nakdi yardımın yanı sıra, Mescid-i Aksa’da kılanan gıyabi cenaze namazı ve her namaz sonrasında edilen dualarla depremzedelere destek olmaya çalışıyor.

15 ton hurma gönderdi

Filistinli hurma üreticisi Emirates şirketi de Türkiye’de deprem bölgelerine ulaştırılmak üzere, 15 bin 600 kilogram hurma gönderdi.

Ramallah merkezli şirketin sahibi Mehdi Adas açıklamasında, hurma yüklü konteynerin bugün Mersin Limanı’na ulaşmasını beklediklerini söyledi.

“Durup seyirci kalamazdık”

Filistinlilerin Türkiye’yi çok sevdiğini anlatan Adas, “Bu deprem zamanında ufak da olsa elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Buradaki şartlar da zor ama durup, (Türkiye’deki felakete) seyirci kalamazdık. Biz de Ankara Büyükelçimiz Sayın Faid Mustafa ile koordine halinde bu çalışmayı yaptık. İnşallah daha fazla göndereceğiz.” dedi.

Hurmanın besin değerleri bakımından zengin bir gıda olduğuna dikkati çeken Adas, şunları kaydetti:

“Hurma tarih boyunca savaş ve afet gibi anlar için önemli bir gıda maddesi olmuştur. Çünkü pirinç veya et gönderseniz pişirecek şartlar yok, bölgede gaz ve elektrik yok. Ama hurma ve süt bir insanın ihtiyaç duyduğu tüm gıdalara sahip. Ben de gönderilecek en faydalı şeyin bu olacağını düşündüm. Hurma, gece gündüz uyumadan çalışan arama ve kurtarma ekiplerine güç verir.”

“Babalarımız bize araba veya ev sahibi olmakta değil iyilik yapmakta yarışmayı öğretti.” diyen Filistinli iş insanı, deprem nedeniyle Türkiye ve Suriye’de hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.

Depremin yaraları sarılmaya çalışılırken, acı hikayeler gün yüzüne çıkmaya devam ediyor.

Kahramanmaraş Pazarcık’ta 7.7 ve Elbistan’da 7.6 büyüklüğünde meydana gelen depremler sonrası Kahramanmaraş Onikişubat ilçesinde yaşayan Fatma Kurt, eşi Adil Kurt, oğulları Ahmetcan, Bilal Efe ve Mustafa Kurt ile birlikte enkaz altında kaldı.

Enkaz altında kurtarılmayı bekleyen Kurt ailesi o esnada cep telefonu kamerasıyla video çekerek vasiyet bıraktı.

Enkaz altında çektiği video ile vasiyetini bırakan Fatma Kurt sevdiklerine ve borç aldıkları kişilere seslenerek helallik istedi.

Enkazdan yaklaşık 10 saat sonra ekipler tarafından enkazdan Fatma Kurt, eşi Adil Kurt, 2 çocuğu Ahmet Can ve Mustafa Kurt canlı kurtarılırken, Kurt ailesinin 12 yaşındaki oğlu Bilal Efe Kurt hayatını kaybetti.

“Ölümden sonra geride kalacak olan şeyleri, borçlarımızı, yetim çocukların hakkını düşündüm”

O esnada ölümü düşündüğünü ifade eden Fatma Kurt, “Ölümden sonra geride kalacak olan şeyleri, borçlarımızı, yetim çocukların hakkını düşündüm. Beni üzen, yıpratan kendi borcum değildi. Başkalarının hakkıydı bende olan. Bilmiyorum bu çok tarifsiz bir acı. Şu an evin enkazından hastaneye geldik. Anlatamıyorum. O esnada yavrum yoktu. Bekledim gelmedi. Ümidimiz vardı ama artık ümidi kesmiştik. Çok zor olduğunu düşünüyorduk. Bizim üzerimizde 4 kat vardı. Betonlar üzerimize binmiştir. Ölürüz diye düşünüyorduk. Ama çok güzel harikulâde bir şekilde yakınlarımız bizi kurtardı. Bu olaydan sonra beni sayısız arayan oldu. Herkese çok teşekkür ediyorum. Beni takdir ediyorlar. Maddi ve manevi destek olmak istiyorlar. Evini açmak isteyenler var ama benim başımı sokabileceğim bir evim var. Şu an başka bir şey istemedim. Enkazda kaldığım için biraz yıprandım ama şu an iyi durumdayım” dedi.

“Ne kadar güzel bir hayatımız vardı ama her şey yerle bir oldu”

3 oğlundan birini enkaz başında beklediğini ama gelmediğini kaydeden acılı anne Fatma Kurt, “Oğlumu bekledim enkaz başında gelmedi. Eşimin beli kırılmış onu hastaneye götürdük. Benim de belim ağrıyordu. Ben de muayene olacaktım ama ben başkalarını görünce ayakta olduğum için hakka girmek istemedim. Muayene olmadım. Bu yaşanılanlar anlatabilecek bir şeyler değil. Diri diri mezara gömülmek. Yavrum yanında cansız yatıyor. Ne kadar güzel bir hayatımız vardı ama her şey yerle bir oldu. Ne yapacağımı bilmiyorum. Şu an sadece iki oğlum için ayakta kalmaya çalışıyorum.” şeklinde konuştu.

Kahramanmaraş merkezli depremin üzerinde 11 gün geçti.

Dünyanın gündemine oturan asrın afetinde, Türkiye tek yürek olarak mücadele başlattı.

Sahada arama-kurtarma çalışmaları sürerken, depremzedeler için de yaşam alanları oluşturulmaya başlandı.

Enkaz çalışmalarındaki mucizevi kurtuluşlar ise milyonlara teselli oluyor.

Elbistan ilçesinde ikamet eden 70 yaşındaki Meliha Sarıçiçek, torunu Mehmet Emin ile ilk depremde bulunduğu apartmandan çıktı.

Bir süre torunuyla birlikte dışarıda kalan Sarıçiçek, Battalgazi Mahallesi’ndeki diğer apartmanına gitti.

İkinci depremde enkazın altında kaldı 

Yaşlı kadın ve torunu, bu kez Elbistan merkezli 7.6 büyüklüğündeki ikinci depreme bu apartmanda yakalandı. 

Bina yıkılınca enkaz altında kalan Mehmet Emin hayatını kaybetti, Sarıçiçek ise depremin 24’üncü saatinde Düzce itfaiyesi tarafından kurtarıldı.

Yaşlı kadın, Kahramanmaraş’taki tedavisinin ardından Düzce Atatürk Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Sarıçiçek’in hastanedeki tedavisi sürüyor.

“Rabbime yalvardım”

Enkaz altında geçirdiği zor saatleri anlatan Meliha Sarıçiçek, o anları şu ifadelerle anlattı:

Depremde Elbistan’daydım. İlk deprem olduğunda köye gittim. Köye gittik ve eve çıktık. Torunum ‘Ben yatayım’ dedi. ‘O zaman ben de bir yemek yapayım’ dedim. O anda deprem oldu. Evim yıkıldı ben de enkazda kaldım. 24 saat enkaz altında kaldım. Sonrasını bilmiyorum. Enkazda kaldığım sürede hiçbir şey hissetmedim. Karanlıkta Allah’a yalvardım. Bulaşık makinesinin yanındaydım, mermeri kırılmıştı. Rabbime yalvardım. Ağladım ama bir şey diyemedim. Torunum Mehmet’i çağırdım ama ondan haber alamadım.

“Elime betonlar düşmüştü”

Sarıçiçek, şöyle konuştu:

Sağlıkçılar, kurtarma ekipleri, bakanlar, milletvekilleri enkaz bölgesinde. Kızım beni alıp Düzce’ye getirdi. Onlar olmasaydı elim kesilirdi. Elime betonlar düşmüştü. Doktorlar önce dikti, kırık var diye alçıya aldılar. Elim morardı. Daha sonra yeniden hastaneye gelince ‘Elin enfeksiyon kapmış’ dediler. Kızım da alıp Düzce’ye getirdi.

“Kaderimde bu da varmış”

Depremde 20 yaşındaki torunu Mehmet Emin’i kaybeden yaşlı kadın, şu ifadeleri kullandı:

Depremde torunumu kaybettim, o bana çok ağır geliyor. Hiçbir şeyim kalmadı. Düzce itfaiyesi beni çıkarttı. Ben onların sesini duydum. ‘Yavrularım beni çıkartın, öleceğim burada’ diye bağırdım. Beni çıkarttılar, hastaneye götürdüler. Hamd-ü senalar olsun. Ne yapayım, kaderimde bu da varmış. Çocuklarımın canı sağ olsun.

Kahramanmaraş merkezli 2 büyük depremin ardından asrın felaketi yaşandı. 

Tüm ülkenin tek yürek olduğu felaketin ardından deprem bölgelerine vatandaşlar yardım ulaştırmak için canla başla mücadele ediyor. 

Bir yandan da devam eden arama kurtarma çalışmalarında can pazarı yaşanıyor. 

Deprem malzemesi toplandığı ihbarı alındı 

Vatandaşların iyi niyetini fırsat bilen bir şüpheli ekipleri harekete geçirdi.

Muğla’nın Menteşe İlçesinde bir işyerinde deprem malzemesi toplandığı ihbarı sonrası polis ekipleri arama yaptı.

Yardımları topladı 

Aramada depremzedeler için toplandığı belirlenen malzemeleri dükkanda sattığı ihbarını alan polis ekipleri yapılan aramada 2 çuval odun, 1 yağmurluk, 2 beyaz havlu, 1 elektrikli battaniye, 5 iç çamaşırı, 4 çocuk elbisesi, 5 battaniye, 1 nevresim takımı, 1 kullanılmış bot bayan, çeşitli kuru bakliyatlar, 1 kağıt havlu, bir buçuk litre zeytinyağı ele geçirildi.

Şüpheli tutuklandı 

Ele geçirilen malzemelere el konulurken, işyeri sahibi gözaltına alındı.

Gözaltına alına Ali K. çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak ceza evine gönderildi.

Kahramanmaraş merkezli depremin ardından hayatın morale dönmesi için hummalı bir çalışma yürütülüyor.

Adıyaman’da Organize Sanayi Bölgesi (OSB)
hizmet vermesi için çalışılıyor. Ancak Bölgeni işçilerin il dışına çıkmasından endişeleri var.

Adıyaman OSB Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Çelenk, yaşanan depremde Adıyaman’ın büyük hasar aldığını söyledi.

“OSB’de 10 bina hasar gördü”

Depremlerde OSB’de 10 binanın hasar gördüğünü ifade eden
Çelenk, alt yapıda herhangi bir sıkıntının bulunmadığını bildirdi.

“OSB çalışabilir duruma”

OSB’yi çalışabilir duruma getirdiklerini anlatan Çelenk,
şöyle konuştu:

Doğalgaz, elektrik, su hizmetlerimiz tamam. Şu an işe başlama durumundayız. Ancak barınma sorunundan dolayı işçilerimizin çoğu il dışına çıkıyor. Biz bunu önlemek zorundayız. İşçilerin barınma sorununu çözmek lazım. Bunu kendi imkanlarımızla yapabilecek güçte değiliz. Devlet ya da organize sanayi bölgelerinin yardımıyla bu sorunu halletmek zorundayız. Aksi takdirde sadece OSB’yi değil Adıyaman’ı kaybederiz.

“Yetişmiş elemanlar il dışına giderse bir daha toparlanamayız”

OSB’nin Adıyaman’ın “ekmek kapısı” olduğunu
vurgulayan Çelenk, konuşmasını şöyle sürdürdü:

22 bin üzerinde çalışanı var. Ama bu yıl sonuna kadar bunu 28 bine kadar çıkarma hedefimiz vardı. Yeni inşaatlarımız devam ediyor. Bundan dolayı mevcut olan insan kaynaklarını heba etmememiz gerekiyor. Bu işçiler il dışına giderse bir daha toparlanamayız. Onlar yetişmiş elemanlarımız. Bizim devletten özellikle kardeş OSB’lerimizden konteyner talebimiz var. İnşallah bunu hep beraber çözeriz. Bu durumu bir an önce atlatırız. Biz şu an çalışacak duruma geldik. Ay başında büyük ihtimal başlayacağız.

Geçtiğimiz pazartesi günü Kahramanmaraş’ta meydana gelen iki büyük deprem 10 ilde büyük yıkımlara neden oldu.

Bölgeden tahliye edilen yaralı vatandaşların tedavisi de Türkiye’nin birçok noktasında devam ediyor.

Yaklaşık 10 yıl önce savaş nedeniyle Suriye’nin Halep kentinden Türkiye’ye göç eden 37 yaşındaki su tesisatçısı Ahmed Terras Cerkez ve Esma Neddef çifti de depreme Hatay Antakya’da yakalandı.

3 saatin sonunda kurtuldular

Tek katlı evlerinde 7 çocuklarıyla birlikte yaşayan çift deprem anıyla büyük korku yaşadı. Edinilen bilgiye göre ailenin bir kısmı çıkmayı başarırken anne, baba ve bir çocuğuyla enkazın altında kaldı.

Ümitlerini kestikleri anda betonu eşelemeye başlayan aile, yaklaşık 3 saatin sonunda komşularının da yardımıyla kurtarıldı. Ailenin sattığı arabanın parasının da enkazın altında kaldığı öğrenildi.

“Tamam öldük, biz ölüyoruz’ dedim oğlum eliyle başladı artık çabalamaya, enkazdan kendi çabalarımız ile çıktık”

Deprem anını anlatan Ahmed Terras Cerkez, “Biz tekli müstakil evde oturuyoruz, yan tarafımızdaki 5 katlı apartman üzerimize devrildi. Ben eşim ve 3 çocuğumla birlikte oradaydık diğer çocuklarım yan odadaydı, onlara bir şey olmadı. Yıkıldığı an çocuğum kucağımdaydı. Ben ona sarıldım, bütün enkaz benim üzerime düştü. Sadece bir yerden hava almaya çalıştık çünkü havasız kaldık ve boğulmak üzereydik. Oğlum hava almak için eliyle duvarları, yerleri eşelemeye çalışıyordu. Geldiler, elimizle ses çıkartmaya başladık. 2,5-3 saat enkazda kaldık. Enkazda umudumu kesmiştim. ‘Tamam öldük, biz ölüyoruz’ dedim oğlum eliyle başladı artık çabalamaya, enkazdan kendi çabalarımız ile çıktık. Komşularımız da geldi çok şükür onların sayesinde çıktık. Çocuğum 1.5 saat havasız kaldı. Ben onu öldü zannettim. Boğazıma sarılıyordu artık kendi çabalarımızla oğlumun ve komşularımın yardımıyla çıktık. Çok şükür Allaha dua ettim sağ çıktığımıza, dua ettim. Enkazdan çıktıktan 4 gün boyunca Hatay’da kaldım. Elimin artık kokusu çıkıyordu çürümeye başlamıştı sonra Adana’ya geldim. Adana’dan uçakla bu hastaneye geldim. Enkazdan kendi kıyafetimizle buraya sığındık. Çok şükür bize yardımcı oldu hayır sahipleri. Şu an istediğim barınma ailem için. Ben arabamı da satmıştım o arabanın parası da enkazın altında kaldı” dedi.

Kahramanmaraş’ta meydana gelen şiddetli depremler 11 ilimizde tahribata yol açtı.

Depremin 11’nci gününde yaralar sarılmaya devam ediyor.

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerden getirilen 8 yaralı depremzede, Tekirdağ Namık Kemal Üniversite Hastanesinde tedavi altına alınırken, tedavisi tamamlanan 1 depremzede taburcu edildi.

9 yakınımızı kaybettik 

Hastanede tedavi altına alınan depremzedelerden Zeliha Yılmaz, “Aile apartmanıydı kaldığımız yer. Kendi imkanlarımızla enkazdan çıktık. Kızım 2 saatte, ben de 4,5 saatte çıkabildim. 9 yakınımızı depremde kaybettik” ifadelerini kullandı.

“Hastanemizde şu an 7 depremzedenin tedavisi sürüyor”

Tekirdağ Namık Kemal Üniversite Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Şeref Alpsoy da yaptığı açıklamada, “Biz de üniversite olarak deprem bölgelerine desteklerimizi sürdürüyoruz. Aynı zamanda buradan doktor arkadaşlarımızı da bölgeye gönderdik. İlimize gelen depremzedelerde hastanemizde tedavi ediliyor. Hastanemizde şu an 7 depremzedenin tedavisi sürüyor. Onlara hem tıbbi olarak hem de psikolojik olarak destek olacağız. Gün içinde polikliniğimiz hizmet vermeye devam edecek. Bu süreçte depremzedelerimize en iyi sağlık hizmetini sunmaya çalışıyoruz. İnşallah hep beraber bu süreci atlatacağız” diye konuştu.

Büyük felaketin 11’inci gününde, yaralar sarılmaya çalışılıyor.

Binlerce vatandaşımız enkaz altında can verirken, kurtarma çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Samsun Büyükşehir Belediyesi arama kurtarma ekibi, 35 personel ve 5 araçla bölgede görev aldı.

Enkaz altındaki vatandaşlara ulaşabilmek için cansiperane mücadele eden ekipler, 2’si çocuk ve 2’si bebek olmak üzere 19 kişiyi enkazdan kurtarmayı başardı.

Teşekkür telefonları geldi

Bölgedeki görevlerini tamamlayıp kente dönen ekiptekilere, enkaz altından kurtardıkları vatandaşlar tarafından teşekkür telefonları gelmeye başladı.

Elbistan ilçesinde 7 katlı bir binanın enkazından depremden 18 saat sonra kurtarılan Betül Aslı Akman, Samsun itfaiye personelini telefonla görüntülü arayarak teşekkür etti.

“Siz bizim kahramanımızsınız”

İtfaiye ekibine “Siz bizim kahramanımızsınız.” diye seslenen Akman, şöyle devam etti:

Hepinizden Allah razı olsun, sayenizde nefes alıyoruz. Çok canım yanıyordu, çok bağırıyordum. Sizin oraya gelmeniz bir mucize oldu. Sizleri çok yorduk. Hepiniz hakkınızı helal edin. Hepinize çok teşekkür ediyoruz. Emeğiniz çok büyük. Bizim için çok çabaladınız. Allah sizi, bizi kurtarın diye göndermiş. Biz artık, ‘Allah’ım bizim canımızı al’ diye dua etmeye başlamıştık. Bütün ümitlerimizin bittiği anda geldiniz. En kısa sürede sizi ziyarete de gelmek istiyoruz.

“Her çıkardığımız can bize umut oldu”

İtfaiye ekibinde görevli Yücel Aydın da kurtardıkları her can için çok sevinçli olduklarını dile getirdi.

Aydın, “Biz görevimizi yaptık. Enkaz altından bir can daha çıkaralım diye müthiş çaba sarf ettik. Her çıkardığımız can bize umut oldu.” ifadesini kullandı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir ise şunları kaydetti:

Depremin olduğu ilk günden itibaren bütün imkan ve kabiliyetlerimizle bölgeye yardım için seferber olduk. Her zaman depremzede kardeşlerimizin yanındayız. Halen ekiplerimiz sahada durmaksızın çalışıyor. Hem şehrimizde hem de ülke çapında yaraları sarma adına müthiş bir birlik ve beraberlik faaliyeti sürüyor. Türkiye tek yürek olup yaraları sarmaya çalışıyor.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ankara’ya gelen NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile görüştü.

Stoltenberg, depremlerin ardından NATO’nun Türkiye’ye desteğini Çavuşoğlu’na iletti.

Görüşme sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Stoltenberg, şunları söyledi:

“Binlerce çadır Türkiye’ye gönderilecek”

NATO’nun bütün ülkeleri bağış kampanyası düzenliyor. Bütün bunlar dayanışmamızın bir sembolü. Finlandiya ve İsveç’in de göstermiş olduğu dayanışma çok önemli. İsveç, mart ayında uluslararası donörler konferansı düzenleyecek. Binlerce çadır Türkiye’ye gönderilecek.

“Türkiye’yi destekleme zamanı”

Stoltenberg, deprem bölgesinde alanda çalışan NATO yetkililerini ziyaret edeceğini söyledi ve “Türkiye’yi güçlü bir dayanışmayla destekleme zamanı” dedi.

NATO Genel Sekreteri, Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşmesinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Külliye’de kabul edilecek.

“Dayanışma mesajları vermek için buradayım”

Öte yandan Stoltenberg, konuşmasının devamında şunları söyledi:

İttifakımıza göstermiş olduğunuz güçlü destekten dolayı teşekkür ediyorum. Deprem felaketi sonrasında Türkiye’ye ve Suriye’ye dayanışma mesajları vermek için buradayım. Türkiye’de acil durum faaliyetlerini gerçekleştiren kişilerin cesaretini de alkışlamak istiyoruz. NATO, bu anlamda Türkiye ile dayanışma içinde olduğunu göstermek için burada.

“NATO, Türkiye’nin yanında”

İhtiyacınız olduğu anda NATO, Türkiye’nin yanındadır. Depremin ertesi günü NATO’nun bununla ilgili olarak acil durum koordinasyon merkezi, bütün NATO müttefiklerine Türkiye’nin bu konudaki taleplerini iletti. Binlerce yardım ve arama kurtarma ekipleri farklı ülkelerden Türkiye’ye gönderildi.

NATO müttefikleri, desteklerini sürdürüyor. Hollanda’dan, Norveç’ten, Birleşik Krallık’tan ve ABD’den sağlanan askeri uçaklar, gece gündüz buradaki alana uluslararası yardımları iletmek için çalışıyor. Yine Arnavutluk, Almanya birçok yardım metodunu kullanarak destek oluyor.

Bugün ekonomi gündeminin açıklanacak en önemli verisi belli oldu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından Aralık 2022 dönemine ait özel sektörün yurt dışından sağladığı kredi borcu gelişmeleri yayınlandı.

Toplam kredi borcu 160,1 milyar dolar

Özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu,
Aralık 2022’de 2021 sonuna kıyasla 7 milyar dolar azalışla 160,1 milyar dolar oldu.

Özel sektörün yurt dışından sağladığı uzun
vadeli kredi borcu

Bu dönemde, özel sektörün yurt dışından sağladığı uzun
vadeli kredi borcu 8,7 milyar dolar düşüşle 151,5 milyar dolar, kısa vadeli
kredi borcu (ticari krediler hariç) ise 1,7 milyar dolar artarak 8,6 milyar
dolar düzeyinde gerçekleşti.

Bankaların uzun vadeli kredi biçimindeki borçlanmaları
aralıkta 2021 sonuna göre 6 milyar dolar azalırken, tahvil ihracı borçlanmaları
da 5,9 milyar dolar düşüşle 14 milyar dolar oldu.

Bir yıl içindeki anapara geri ödemesi 41,8 milyar dolar

Uzun vadeli kredi borcunun alacaklıya göre dağılımı
incelendiğinde, tahvil hariç özel alacaklılara olan borçlar aralıkta 2021
sonuna kıyasla 1,5 milyar dolar azalarak 104,3 milyar dolara indi. Aynı dönemde
tahvil hariç özel alacaklılara olan kısa vadeli borç 1,5 milyar dolar artışla 8
milyar dolara çıktı.

Yüzde 62,1’i dolar

Uzun
vadeli kredi borcunun yüzde 62,1’i dolar, yüzde 34,1’i avro, yüzde 1,8’i Türk
lirası ve yüzde 2’si ise diğer döviz cinslerinden oluştu.

Kısa vadeli kredi borcunun ise yüzde 38,8’i dolar, yüzde 36,2’si avro,
yüzde 20,9’u Türk lirası ve yüzde 4,1’i diğer döviz cinsleri ile
gerçekleştirildi.

Özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu: 41,8 milyar dolar

Özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu,
aralık sonu itibarıyla kalan vadeye göre incelendiğinde, 1 yıl içinde
gerçekleştirilecek olan anapara geri ödemelerinin toplam 41,8 milyar dolar
düzeyinde olduğu hesaplandı.