İngiltere Premier Lig ekiplerinden Arsenal, deprem bölgesine göndermek için 2 tır yardım malzemesi hazırladı.
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli, 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler sonrası bölgeye çok sayıda yardım gitmeye devam ediyor.
İngiltere Premier Lig’de şampiyonluk mücadelesi veren Arsenal, depremzedeleri unutmadı.
Yardım malzemeleri teslim edildi
Arsenal Vakfı Başkanı Freddie Hudson tarafından bin 500 adet profesyonel uyku tulumu, kışlık giysi, mont, rüzgar çadırları ve normal çadırlardan oluşan iki TIR yardım malzemesi Turkish Cargo’nun Londra’daki ofisine teslim edildi.
Depremzedelere ulaştırılmak üzere Londra Başkonsolosu Bekir Utku Atahan ve Türk Hava Yolları Londra Müdürü Celal Baykal’a teslim edilen yardım malzemeleri, TK1986 kargo seferiyle pazartesi günü Londra’dan Adana’ya gönderilecek.
CNN Türk’te deprem ile ilgili son bilgileri paylaşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, gözyaşlarına hakim olamadı.
Türkiye, Kahramanmaraş merkezli yaşanan 2 büyük depremde tek yürek oldu.
“Asrın felaketi”nin 12. gününde arama kurtarma ekiplerinin, enkaz altında bir canı dahi olsun kurtarmak için çalışmaları sürüyor.
Devlet yetkililerinden depremle ile ilgili son dakika bilgileri gelmeye de devam ediyor.
“Bizden sonraki nesiller bir daha böyle bir tabloyla karşılaşmayacak”
CNN Türk yayınında Ahmet Hakan’ın sunduğu Tarafsız Bölge’ye, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu katıldı.
Depremin 12. gününde süreci değerlendiren Bakan Soylu şöyle konuştu:
“Bizden sonraki nesiller, bir daha bu tabloyla karşılaşmayacak şehirlerle buluşacaklar. Biz bu sözü her yerde verdik. Sayın Cumhurbaşkanımız bu sözü her yerde verdi. Biz bunu her yerde gerçekleştirdik. Yine aynısı gerçekleşecektir.”
“Allah’tan geldi buna inanıyoruz”
Sözlerinin devamında duygulanan Bakan Soylu şu ifadeleri kullandı:
“Bu, üzüntümüzden kaynaklanıyor. Allah’tan geldi buna inanıyoruz. Müslümanız. Amentü bizim birinci iman prensibimizdir. Buna inanıyoruz. Ancak bazen bu görünen tablolar karşısında insan olarak etkileniyoruz.”
“7 tane cenazesi olan teyze beni görünce ayağa kalktı”
“Hem de çok etkileniyoruz. Anneler var babalar var, çocuksuz kalan anneler var. Annelerini ve babalarını kaybetmiş evlatlar var. Ben bir enkazın başına gittim Maraş’ta, sabah 3-4 gibi. Bir teyzemizin yanına gittim, beni gördü. Soğuk olduğu için bere takıyordum. Yüzüme baktı. Yüzüme bakar bakmaz ayağa kalktı. Ona otur dedim. Bana dedi ki, ‘Benim devletim gelmiş. 7 tane cenazem var. Ama ben devletim gelince, Allah onun eksikliğini vermesin. Ayağa kalkmak zorundayım.'”
“Birçok yeni yapılan bölgede hiçbir problem yok”
“Büyük ve asil bir milletin evladıyız. Büyük bir olayla karşı karşıya kaldık doğru. Bundan insan olarak etkilenmek de doğru. Ama bu olayı, bugüne kadar karşı karşıya kaldığımız bu olayları yöneten ekip, milletimize mahçup olmadan, buralarda bir daha böyle bir yıkıntıyla karşılaşmayacak anlayışı bırakacağımıza inanıyoruz. Birçok yeni yapılan bölgelerde bir problem yok. Adıyaman’ın yeni yapılan bölgelerinde bir problem yok. TOKİ konutlarında hiçbir problem olmuş değil.”
Gaziantep’te, 17 Ağustos 1999’daki Gölcük depreminin meydana geldiği gün dünyaya gelen Osman Enes Baştürk, Kahramanmaraş merkezli, 11 ili etkileyen depremde Nurdağı ilçesindeki evlerinin enkazı altında kalarak can verdi.
Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan deprem sırasında Gaziantep’te sabaha karşı gözlerini dünyaya açan Osman Enes Baştürk’ün 24 yıllık hayatı, bir depremle başlayıp başka bir depremle son buldu.
Kahramanmaraş merkezli 7,7 büyüklüğündeki depremde kardeşini korumak isterken üstüne devrilen duvarın altında kalarak yaşamını yitiren Osman Enes’in hayat hikayesini anne Asiye Baştürk, gözyaşlarıyla anlattı.
Acılı anne, gece sarsıntıyla uyandığını, eşini duvar dibine iteklediğini, çocuklarının yanına gitmeye çalışırken de üstüne duvarın devrildiğini söyledi.
“Kuldan gelmedi, Allah’tan geldi”
Deprem sırasında büyük oğlu Osman Enes ve küçük oğlu Emirhan’ın aynı odada yattığını belirten Baştürk,
“Oğlum Osman Enes, 1999 yılında meydana gelen Gölcük depremi sırasında Gaziantep’te doğdu. 2023’te Nurdağı’nda depremde hayatını kaybetti. Yiğit ve dağ gibiydi, aslan parçasıydı oğlum. Oğlumu dağlar taşlar deviremezdi. Öyle pehlivan gibiydi. Kuldan gelmedi, Allah’tan geldi.”
dedi.
“Kendisini kardeşine siper etmiş”
Deprem anında çocuklarına yetişmek için koştuğunu ancak yetişemediğini dile getiren Baştürk,
“Osman Enes güçlü, kardeşini kurtarır dedim. Oğlum kardeşine kendisini siper etmiş ama kendisini kurtaramamış. Elini omzuna atmış. Küçük oğlum enkazın altından çıktı ama o çıkamadı. Osman Enes doğduğu gece ameliyattan çıktığımda hastanede jeneratörler çalışıyordu, ‘Bunlar niye çalışıyor?’ diye sorduğumda ‘İstanbul’da deprem olmuş.’ demişlerdi. O depremde doğdu, bu depremde hayatını kaybetti. İçim yanıyor.”
diye konuştu.
“Ağabeyim kendini bana siper etti”
Depremden yaralı kurtarılan Emirhan Baştürk ise deprem gecesi ağabeyiyle aynı odada uyuduğunu aktardı.
Deprem anında çok korktuğunu ifade eden Baştürk, o anları şöyle anlattı:
“Deprem olunca birbirimize sarıldık. O sırada 1-2 dakikalığına bayılmışım. Binanın yıkılma sesini duydum. Bina komple çöktü. Ağabeyim dibimde ölü şekilde. Babamın sesi dışarıdan, annemin sesi içeriden geliyordu. Anneme seslendim, bana cevap verdi. Annem bana ‘Ağabeyin nasıl?’ dedi, ben de ‘Ondan ses gelmiyor.’ dedim. ‘Çimdikle’ dedi çimdikledim ama tepki vermedi. Elini oynattım ama boşa sallanıyordu. Ağabeyim deprem anında kendini bana siper etti.”
Depreme yakalandıkları eve 3 gün önce taşınmışlar
Baba Mehmet Baştürk ise depreme yakalandıkları eve 3 gün önce taşındıklarını dile getirerek,
“Cuma günü gittik, cumartesi ve pazar evi dizdik, yorulduk. Ben deprem gecesi 03.00 gibi namaza kalktım. Sonra deprem oldu. Bina birden çöktü. Ben kendi imkanlarımla çıktım. Üşüyordum, bir şoför geldi, onun montunu aldım. Sonra akrabalar geldi, eşimi ve küçük oğlumu kurtardık. Onlar gelmeseydi ailem ölürdü.”
Osmaniye’de, 6 Şubat’ta muhabbet kuşunun çıkardığı sıra dışı seslere uyanarak dışarı çıkan aile bireyleri, depremde hasar gören evlerine giremedikleri için çadır kentte barınıyor.
Masal Park otopark alanında oluşturulan geçici barınma merkezinde ailesiyle kalan 17 yaşındaki Mustafa Çimen, merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olan 7,7 büyüklüğündeki depreme Raufbey Mahallesi’nde evlerinde yakalandıklarını söyledi.
“Depremden yarım saat önce tuhaf sesler çıkardı”
Çimen, yaklaşık 3 ay önce aldığı ve “Maviş” adını verdikleri yavru muhabbet kuşunun o güne kadar pek ötmediğini, 6 Şubat’ta gece farklı bir sesle kafesinde çırpındığını belirten Çimen, şöyle konuştu:
“Depremden yarım saat öncesinde tuhaf tuhaf, geceleyin, içeride ışık da yanmazken tuhaf bir ses çıkarttı. Kanat çırpıp kafesin içinde oradan oraya zıplıyordu. Ardından deprem salladı, şiddetini artırınca kuşu aldığım gibi dışarıya fırladım. Kuşun sesine uyandık. Kapıyı da açamadık, kapı sıkışmış, açamıyorduk. Kapının yönünü bile zor bulduk. Çok tuhaf bir ses çıkarttı, hızlı hızlı öttü, bir bakıma kuşun sayesinde depreme uykuda yakalanmadık. Çok şükür yıkılmadı, sadece çatlaklar var.”
Çadırkentin maskotu oldu
Mustafa Çimen, dışarıda besledikleri köpeklerin de deprem öncesi garip sesler çıkardığını dile getirdi.
Kafes dışında da besledikleri muhabbet kuşunun insanlardan kaçmadığın aktaran Çimen, “Çadır kentin maskotu oldu.” dedi.
Maviş’in özellikle çocuklar tarafından çok sevildiğini dile getiren, onların elinden düşmediğini ve moral kaynağı olduğunu sözlerine ekledi.
Prof. Dr. Celal Şengör katıldığı bir televizyon programında İstanbul’un faya en yakın yerlerini açıkladı. İşte o bölgeler..
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki deprem 10 ilimizde büyük bir hasara yol açmıştı.
Kahramanmaraş depreminin ardından birçok deprem uzmanı yaptıkları açıklamalar ile İstanbul depremi konusunda uyarılarda bulunmaya başladı.
Yapısal yer bilimi ve tektonik dallarındaki çalışmaları ile tanınan jeolog ve bilim insanı Celal Şengör’ün katıldığı televizyon programlarında yaptığı yorumlar sık sık gündem oluyor.
Prof. Dr. Celal Şengör olası İstanbul depremi hakkındaki konuşmasında İstanbul’da faya en yakın yerleri sıraladı.
Prof. Dr. Celal Şengör, katıldığı bir televizyon programında İstanbul’un faya en yakın yerlerini açıkladı. İşte İstanbul’un faya en yakın bölgeleri;
PAOK’un önerisi doğrultusunda Yunanistan Ligi’nde bu hafta oynanacak tüm müsabakalarda deprem felaketi için saygı duruşu kararı verildi.
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki deprem, 11 ili yıkıp geçti.
Bu felaketin ardından spor dünyası deprem bölgesi için seferber oldu. Birçok yardımın yapıldığı bölgeye Yunanistan’ın PAOK takımı da destek vereceğini duyurmuştu.
Siyah-beyazlı takım AEK ile oynayacağı derbi maçından elde edilecek bilet gelirinin bir kısmını depremzedelere bağışlayacağını açıklamıştı.
Saygı duruşu teklifinde bulundular
Yunan ekibi, bu güzel jestin ardından bir olumlu harekete daha imza attı. PAOK, Yunanistan Süper Ligi’nde bu hafta oynanacak maçlar öncesinde Türkiye ve Suriye’deki depremler nedeniyle bir dakikalık saygı duruşu yapılmasını teklif etti.
PAOK, lig yönetimine gönderdiği mesajda şu ifadeleri kullandı:
Trajediden etkilenen iki halkın dramına saygı göstermeyi ve depremin yaşandığı bölgelerde yaşayanların hayatta kalma mücadelesini desteklemeyi Süper Lig’in borç bildiğini düşünerek teklifimizi sunuyoruz.”
PAOK’un isteği kabul gördü
Bunun üzerine Yunanistan Ligi’nde bu hafta sonunda oynanacak tüm karşılaşmalarda, depremzedeler için saygı duruşunda bulunulacağı kararı alındı.
Van’da j16 günde düzenlenen operasyonlarda 440 düzensiz göçmen yakalanırken, 11 kişi de göçmen kaçaklığından tutuklandı.
Güvenlik güçleri, yurda kaçak girmeye çalışan düzensiz göçü engellemeye devam ediyor.
Van İl Jandarma Komutanlığı tarafından göçmen kaçakçılığının önlenmesine yönelik yürütülen operasyonlar sürüyor.
440 düzensiz göçmen, 40 da göçmen kaçakçısı yakalandı
Jandarma ekiplerinin 1-16 Şubat tarihleri arasında düzenlediği operasyonlarda 440 düzensiz göçmen, 40 göçmen kaçakçısı yakalanarak, kaçak göçmenleri taşıyan 23 araca el konuldu.
Göçmen kaçakçıları tutuklandı
Yakalanan göçmenler adli ve idari işlemlerinin ardından Geri Gönderme Merkezi’ne teslim edilirken, gözaltına alınan ve adilyeye sevk edilen 11 göçmen kaçakçısı da çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
Prof. Dr. Mahmut Demirbaş, Türkiye’nin CDS puanı ve emtia fiyatları ilişkisini gözler önüne sererek; küresel emtia fiyatlarının düşmesi ile birlikte Türkiye’nin ithalatının gerileyeceği beklentisini aktardı.
Ekonomist Prof. Dr. Mahmut Demirbaş, Türkiye’nin CDS Puanın düşüş eğilimindeyken deprem nedeni ile yükselişe geçtiğini ancak, bu dönemin üretim ve insan kaynağı ile atlatılabileceğini belirtti.
Türkiye’nin 6 aylık CDS puanı depremden sonra arttı
3 Şubat 2022 tarihinde; son bir yıllık dönemde 987,47 puanı
gören Türkiye’nin 6 aylık CDS puanı, yüzde 8,77 azalışla 259,62’ye geriledi. Fakat deprem
sonrasında 16 Şubat 2023 tarihinde 322,45 seviyesinde gerçekleşti.
Türkiye’nin 1 yıllık CDS puanı yükseldi
Aynı şekilde, son bir yıllık dönemde 1072,47
puanı gören Türkiye’nin 1 yıllık CDS puanı,
yüzde 7,04 düşüşle 329,29 seviyesine geriledi. Fakat yine deprem sebebiyle
16 Şubat 2023 tarihinde 379,25 seviyesine çıktı.
“Ülkenin birlikteliğini
ortaya koyması ekonomik veriler açısından önemli”
Prof. Dr. Mahmut Demirbaş’a göre, bu iki
CDS puanı deprem sebebi ile biraz yükselmiş olsa dahi ülkenin birlikteliğini
ortaya koyması ile aşağıya inecek.
“Biz ülke olarak depremin sonuçlarını sanayimiz ve insan kaynaklarımız ortadan kalkabilecek güçteyiz”
Demirbaş, 3 Şubat tarihinde puanlardaki düşüş
Türkiye’nin kısa vadeli borç ödeme temerrüdünün olmadığını gösterdiğini belirterek, CDS puanının düşüş nedenini şöyle açıkladı:
Deprem etkisini su dönemde dikkate almamak gerekir. Orta vadeli CDS puanı olarak Türkiye’nin 5 yıllık CDS puanını incelediğimizde yine bir yıl içinde 908,4 puan ile tavan yapmışken, 3 Şubat 2023 tarihinde yine yüzde 4,71 oranında düşüle 503,73 seviyesine gerilemiştir, güncel olarak da 559,05 seviyesindedir. Orta vadeli CDS puanları da daha aşağıya gelecektir. Bu CDS puanları Türkiye’nin orta vadeli borçları sebebiyle temerrüde düşme olasılığının azaldığını göstermektedir. Türkiye’nin önümüzdeki 1 yıllık içerisinde 6 aylık CDS puanının 30 puan seviyesinde 5 yıllık CDS puanının 120-135 puan seviyesinde görmek mümkündür. Amaç da bu olmalıdır. Türkiye’nin güçlü bir demir çelik, çimento, inşaat malzemeleri, kimya sanayisi mevcuttur. Çimento’nun hammaddesi olan granül kömürden üretilir, kömür rezervlerimizde yeterlidir. Nitelikli insan kaynaklarımız mevcuttur. Biz ülke olarak depremin sonuçlarını sanayimiz ve insan kaynaklarımız ile hatta hiç yurtdışı borç almadan veya ithalat yapmadan ortadan kalkabilecek güçteyiz. Bunu bilelim ve kendimize güvenelim.
“Enerji ve
altın fiyatları düşüyor”
Demirbaş, Türkiye’nin ithalat içinde önemli yer teşkil eden enerji ve altın fiyatlarında düşüş trendi başladığı ve devam edeceğini aktararak bu konudaki görüşlerini şöyle dile getirdi:
Bu durumun iki farklı sebebi vardır. Birincisi, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) 25 baz puanlık artışla politika faizini yüzde 4,50-4,75 bandına yükseltmesi, Avrupa Merkez Bankası (ECB) 50 baz puanlık artışla politika faizini yüzde 3 seviyesine yükseltmesi, yükseltmeye devam edeceğini açıklaması ve diğer ülkelerin faiz kararlarını yükseltmesi piyasadaki para miktarını azaltacaktır. Amaçları para arzına dayalı veya tüketime dayalı enflasyon artışının önüne geçmektir. Piyasa da para miktarının azaldığı bir ortamda emtia fiyatlarının yükselmesi çok zordur hatta imkansızdır. Yaklaşık bir yıllık süreç de devam eden bu faiz artırımları sebebiyle piyasalardan kademeli olarak para çekilmekte ve emisyon hacimleri daraltılmaktadır. Piyasada para miktarı azalınca paranın karşılık bulduğu kıymetli madenlerinde fiyatları düşmektedir. İkinci önemli sebep ise; enerji alanında, özellikle petrol üreten ülkeler için, ortak bir üretim politikası ve satış politikası belirlemek çok zordur hatta imkansızdır. Çünkü ülkelerin politik çıkarları, bütçeleri ve uluslararası ilişkilerde ki anlaşmaları ortak politikaları gerçekleştirmeyi imkansız kılmaktadır. Her ne kadar petrol üretim miktarı azalıyor şeklinde haberler görülse de fiili gerçekleşmelerde aslında üretim azalmasının olmadığı görülmektedir. Talep daralmasının yaratılmaya çalışıldığı aynı zamanda para miktarının azaldığı bir ortamda artan petrol üretim miktarı fiyatların eğiliminin azalış yönünde olduğunu göstermektedir. Bu azalış trendi devam edecektir. Doğalgaz da ise iklim şartları ve likit doğal ile boru hatlarından sevk edilen doğalgaz arasındaki rekabet doğalgaz kontrat fiyatlarını etkilemektedir. Yıl içerisinde 9,987 puanı gören ve her bir puan karşılığı 10 bin dolar olan vadeli kontratlar, 16 Şubat 2023 tarihi itibariyle 2,401 puanı seviyesine gelerek düşüş trendini devam ettirmiştir. Son 10 yıllık periyotta 1,54 ve 1,85 kontrat değerlerinin görüldüğü ve kısa dönem devam ettiği göz önüne alınacak olursa, bu doğalgaz kontrat fiyatları önemli ve olumlu fiyatlardır.
“Emtia fiyatlarındaki düşüş, Türkiye’nin dış ticaret rakamlarına olumlu katkı sağlayacak”
Özellikle altın, petrol ve doğalgaz fiyatlarının düştüğü bir ekonomik ortam Türkiye’nin dış ticaret rakamlarına olumlu katkı sağlayacaktır. Ayrıca, bu olumlu katkıyı cari işlemler dengesinde de görmek mümkün olacaktır. Ayrıca Türkiye sanayisinin en önemli girdi kalemi olan doğalgaz ve petrol ürünleri maliyetinin azalmasına da katkı sağlayacak ve sanayide bir sıçramanın gerçekleşmesine imkan sağlayabilecektir.
“Türkiye’nin dış ticaret açığının azalması ekonomi için avantajlı”
Türkiye’nin dış ticaret açığının azalması, cari işlemlerin denklik içermesi ve sanayideki gelişmeye bağlı olarak ihracat rakamının artması Türkiye’nin Merkez Bankası nezdinde rezervlerinin artmasına imkan sağlayacak ve Hazine’nin borçlanma ihtiyacını da azaltacağı için Türkiye’nin kısa vadeli ve orta vadeli CDS puanların, kısa vadeli 30 puana ve orta vadeli 120-135 puana kadar, düşmesine sebep olacaktır.
Beşiktaş kariyeri sona eren tecrübeli oyuncu Josef de Souza, “Türkiye’de olamadığım için evlat edinme sürecini başlatamıyoruz. Ama ayrılsam da o çocukların daha iyi bir hayat yaşaması için elimden geleni yapacağım” dedi.
Beşiktaş’ın yollarını ayırdığı Brezilyalı futbolcu Josef de Souza, Instagram hesabından açıklamalarda bulundu.
Josef, daha önce depremzede bir çocuğu evlatlık almak istediğini belirtmişti. Ancak bu istek tecrübeli futbolcunun Türk vatandaşı olmaması nedeniyle kabul görmemişti. Brezilyalı isim, bu konuya dair konuştu.
“Türkiye çok yıkıcı bir olay yaşadı”
Josef, depremle ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Maalesef Türkiye çok yıkıcı bir olay yaşadı. Bütün dünya gözünü buraya çevirmiş durumda. Türk halkı yaşadığı en büyük trajediyi yaşadı belki de. Ben de o bölgeye gittiğim ve onlara biraz olsun destek olduğum için kendimi mutlu hissediyorum. Bu olaydan sonra niye Mersin, Adana ve Hatay’ı tercih ettim onu anlatayım. Başkalarının acısını hissetmek önemlidir. Herkes oraya gidemez. Yakın olduğum için onlara destek verme zorunluluğunda olduğumu hissettim. Orada 30 saniyeliğine de olsa o insanların bir anlık mutlu olduğunu görmek benim için gerçekten önemliydi.”
“Kalbimi acıtan birçok hikayeye tanık oldum”
Josef de Souza, kalbini acıtan birçok hikayeye tanık olduğunu söyledi.
“Kalbimi acıtan birçok hikayeye tanık oldum. Gerçekten kalbime dokundu insanların bu durumu. Ben depremde yakınlarını kaybetmiş insanlara destek vermek istedim. Orada bir söz verdim. Onlara destek olmaya devam edeceğim. Belki bir yıl sonra herkes unutacak ama o çocuklar bu acıyı hiç unutmayacak. Türkiye’de olmadığım dönemde de başları dik yürümeleri için elimden geleni yapacağım.”
“Kriz dönemlerinde kesinlikle yardım etmemek illegaldir”
Brezilyalı futbolcu, kriz dönemlerinde yardım yapmamanın illegal olduğunu belirtti.
“Çok zor bir dönem. İnsanlar bana şunu çok sordu, ‘Neden kendi banka hesabın üzerinden yardım topluyorsun?’. Bunu yaptım çünkü orada gidip, birebir dokunduğum çocuklara yardım gitsin istedim. Büyük bir kriz dönemi yaşanıyor. Kriz dönemlerinde kesinlikle yardım etmemek illegaldir.”
“Türkiye’de olamadığım için bu süreci başlatamıyoruz”
Her zaman bir kız çocuğu evlat edinmek istediğini söyleyen Josef, konu hakkında son olarak şunları söyledi:
“Her zaman bir kız çocuğu evlat edinmek istemişimdir. Türkiye’de devam edebilirsem bunu yapabileceğimi öğrendim. Türkiye’de olamadığım için bu süreci başlatamıyoruz. Ama ayrılsam da o çocukların daha iyi bir hayat yaşaması için elimden geleni yapacağım.”
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa ülkelerine seslenerek, “Avrupa, kendini savunabilmek istiyorsa silahlanmalı” dedi.
Uluslararası güvenlik politikaları konulu Münih Güvenlik Konferansı, Münih kentindeki Bayerischer Hof Oteli’nde başladı.
“Avrupa kendisini savunmak istiyorsa silahlanmalı”
Konferansta konuşma yapan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa’yı savunma sanayisini güçlendirmeye çağırarak, “Avrupa, kendini savunabilmek istiyorsa, aynı zamanda kendisini silahlandırmalı ve Avrupa topraklarında üretim yapma yeteneğini hızlandırmalıdır. Ayrıca bir Avrupa Hava Savunma Konferansı başlatmak da gereklidir” dedi.
“Uzun süreli bir çatışmaya hazırız”
Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin de konuşan Macron şunları söyledi:
“Uzun süreli bir çatışmaya hazırız. Ukraynalıların kendilerini savunması için desteğimizi ve çabalarımızı mutlaka artırmalıyız. Aynı zamanda kendimizi barışın hazırlanmasına adamalıyız, barış şartlarını derhal hazırlamalıyız. Diyalog zamanı henüz gelmedi çünkü Rusya savaşı seçti. Sivil altyapıyı vurmayı ve savaş suçları işlemeyi seçti. Rusya’nın saldırısı başarısız olmalı. Birlik ve kararlılık Ukrayna’ya gerekli araçları sağlamak için önemlidir. Müzakere masasına kabul edilebilir bir şekilde gidin ve Ukraynalılar tarafından kararlaştırılan şartlar üzerinde uzun vadeli bir barış için çalışın. Rusya’nın yenilmeye mahkum olduğuna inanıyorum”
Konferansın gündemi
Konferansta savaşın yanı sıra NATO’nun geleceği, Dağlık Karabağ, Orta Doğu ve Hint-Pasifik bölgesindeki durum, İran’ın nükleer programının ve Türkiye’de meydana gelen, Suriye’de de büyük yıkıma yol açan şiddetli depremlerin ardından yapılacak yardımlar da ele alınacak.
Dünyanın dört bir yanından yüzlerce siyasetçiyi, önde gelen uluslararası kuruluşların liderlerini, iş ve bilim çevrelerinin temsilcileri ile 96 ülkeden uzmanları bir araya getiren konferansta öne çıkan isimler arasında ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Çin Komünist Partisi (ÇKP) Dış İlişkiler Komisyonu Ofisi Direktörü Wang Yi, Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinisto, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Irak Başbakanı Muhammed el-Sudani, Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Aboul Gheit, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Moldova Cumhurbaşkanı Maia Sandu yer alıyor. Ukrayna heyetinde ise Dışişleri Bakanı Dmitry Kuleba’nın yanı sıra yaklaşık 20 Ukraynalı parlamenter bulunuyor.