Bursa’da diş ağrısı nedeniyle götürüldüğü özel diş kliğinde genel anestezi yapılarak, 1 dişi çekilip, 1’i kanal tedavisi olmak üzere 4 dişine dolgu işlemi uygulanan Deniz Sönmez (5), eve geldikten sonra fenalaştı. Hastanede oksijen azlığına bağlı çoklu organ yetmezliği tanısı koyulan minik çocuğun ölümüyle ilgili soruşturma başlatıldı.
DHA
Diş çekimi 5 yaşındaki minik Deniz’in sonu oldu..
Bursa’da yaşayan Elena ve Aydın Sönmez çifti, tek çocukları olan Deniz Sönmez’i, diş ağrısı şikayetiyle 10 Kasım’da, özel diş kliniği zincirinin Hürriyet Mahallesi’ndeki şubesine götürdü.
İddiaya göre, muayene sonrası dişlerinde çürük olduğu tespit edilen çocuğa, genel anestezi altında narkoz verilip, operasyon yapıldı.
1 dişi çekilip, 4 dişine de dolgu yapılan çocuk, narkozun etkisini yitirmesiyle rahatsızlandı.
Ağzında yoğun kanama oldu, ateşi yükseldi
Ağzında yoğun kanama olan çocuğun, ateşi yükseldi ve titremeye başladı. Küçük Deniz, şikayetlerinin anesteziye bağlı olduğu söylenerek, kanaması olduğu halde ilaç yazılıp taburcu edildi.
Eve geldikten 20 dakika sonra fenalaşarak hastaneye kaldırıldı
Eve geldikten yaklaşık 20 dakika sonra fenalaşınca ailesi tarafından kaldırıldığı Dörtçelik Çocuk Hastanesi’nde tedaviye alınan Deniz Sönmez, dün sabah oksijen azlığına bağlı çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti.
Ölümüyle ilgili soruşturma başlatıldı
Deniz Sönmez’in cenazesi, otopsi yapılmak üzere Bursa Adli Tıp Kurumu morguna kaldırılırken, ailenin şikayetiyle Bursa Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma, İl Sağlık Müdürlüğü tarafından da inceleme başlatıldı.
Otopsi işlemlerinin ardından cenazesi yakınlarına teslim edilen Deniz, Keles ilçesi kırsal Denizler Mahallesi’nde toprağa verildi. Cenazeye Keles Kaymakamı Ertuğrul Arslan, Belediye Başkanı Mehmet Keskin ve yakınları katıldı. Cenazede anne ve babasının ayakta durmakta güçlük çektiği görüldü.
“Anne ben ölüyorum dedi”
Deniz’den geriye 29 Temmuz’daki doğum günü kutlamasının görüntüleri kalırken, defalarca yardım istemesine rağmen, kimsenin oğluyla ilgilenmediğini öne süren anne Elena Sönmez, şu ifadeleri kullandı:
Ben yardım istedim ama bana yardım etmediler. Klinik personeli de diş hekimi de oturdu, Deniz biraz konuştu. Çok hareket yapınca kadınlar güldü. Komik bir şey sanki. Bir kez bakmadılar. Anestezi uzmanı, operasyon bittiği gibi gitti. Oğlum gözlerini açınca önce su istedi, ben kadına su vermesini söyledim. Bakmadı, sadece su verdi. İçmedi, döktü. ‘Ben ölüyorum’ dedi.
Ben dedim ki ‘Deniz’im sen ölmüyorsun, sadece biraz uyudun. Şimdi ilacın etkisi var. Biraz bekle’ dedim. Sonra böyle yaptı, ‘Çıkar beni, çıkar beni’. Sonra çok hareket yaptı ama kimse gelmedi. Hepsi gördü ve güldü. Ben hiçbir şey anlamadım. Ben her şeyi sordum, ateşi var dedim. ‘Normal’ dediler. ‘Çok kanıyor’ dedim, ‘Biz diş çıkardık normal’ dediler. Şimdi baksınlar bakalım her şey normal mi?.
“Kandaki oksijen oranı yüzde 40’a düşmüş”
Baba Aydın Sönmez ise yaşadıkları süreci şöyle anlattı:
1 dişi çekildi, 4 dişi dolgu yapıldı. Tabi genel anestezi ile uyuttular. İşlem bittikten sonra anestezi doktoru çıkıp gidiyor. Çocuğun ayılmasını annesi bekliyor. Kendine geliyor, ‘Ben ölüyorum, çok kötüyüm’ dedi. Ateşi var, titriyor, eşim bağırdı doktora ‘Hocam böyle bir şey var’ diye. ‘Her şey normal, sıkıntı yok bunda. Anesteziden dolayı böyle, geçecek’ dedi. Çocuk daha fazla titremeye başladı, ateşi daha da yükseldi. Eşim bir kez daha söylüyor ama doktor dışarıdan kalkıp, çocuğun yanına gelip, çocuğun kanaması da var ağzında, gelip şöyle gözüne baksa, ağzına baksa zaten ben eminim, diş doktoru olmasına rağmen onun eğitimini almıştır. Bir anormallik olduğunu hissedecek ama yerinden kalkıp çocuğun yanına asla gelmedi. Orada iş yeri kameraları da var zaten, gelmediğini görebilirler.
Eşim eve gittikten 20 dakika sonra ben de eve geldim. Eve geldiğimde çocuk yatakta inliyordu. Ben ilk defa oğlumu böyle gördüm. Altına işemiş, 1 yaşından beri altına işemeyen çocuk. Kliniği aradım, dedim ki ‘Çocuk böyle oldu’, ‘İstiyorsanız doktora götürün’ dediler. Ben hemen Dörtçelik Çocuk Hastanesi’ne götürdüm. Doktorlar ilk geldiği andan itibaren inanılmaz bir mücadele verdiler. 3 gün boyunca canıyla cebelleşti, biz dışarıda dualarla bekledik. En son doktor ümidin azaldığını söyleyerek, ‘Tomogrofi çekmek istiyorum’ dedi. Çektiler tomografiyi, onlar zaten şeyden şüpheleniyordu, kanama durmuyor, ilk geldiği gün boğazında da kanaması vardı operasyon yapmışlardı. Tomografide her şey göründü, kandaki oksijen oranının yüzde 40’a düşmesiyle o anda çocuk gitmiş. Aslında bu ilk belirtiler, diş kliniğinde başlıyor, çocuğun ateşi, kusması. Ben yerde bir hayvanı bile inlerken görsem gider bakarım bu hayvan niye inliyor diye. İçerideki çocuk ya, bebek yani.
“Ben evladımı oynarken bıraktım”
Aydın Sönmez, oğlunun küçük olduğunu ve durmadığı için genel anestezi yapıldığını söyleyerek, “Niyetimiz kimsenin hakkına girmek, kimseyi suçlamak değil. Ama Allah her şeyi görüyor. Bizim canımız yandı. Ben oynayarak bıraktım evladımı buraya. Ben bıraktım kendi ellerimle. Sonuç bu şu anda. Genel anestezi, diş çekimi, doktorun umursamazlığı. Çocuğun genetik bir hastalığı bile olsa, diyelim ki biz bilmiyoruz öyle bir şey var. Bir kere bak ya, bir kere bak, çocuğun ağzından kan geliyor. Çocuk kusuyor, ateşi var, titriyor. Zaten adli tıp uzmanları gelip baktığında ilk başta, söylediler ondan kaynaklı bir sıkıntı olduğunu. Otopsi sonucunu bekleyeceğiz ama çok uzun bir süreç diyorlar. Tabii o insanlar bu zamana kadar başka çocuklara bu işlemleri yapmaya devam edecekler. Önce Rabb’imin adaletine, sonra devletin adaletine inanıyorum. Bekleyeceğiz. Şikayetçi olduk. Soruşturulsun en sonuna kadar. Bir insan canı bu kadar basit olmamalı. Hak eden hak ettiğini alsın, gerçekten alsın. Bizim canımız, ciğerimiz yandı. Şu anki acım tarifsiz zaten, başka birinin canı ciğeri yanmasın. O kadar sağlıklı bir çocuktu ki. Anaokuluna gidene kadar, 5 yaşına kadar çocuk bir kere bile doktora gitmedi. Okula gittiği zaman öksürük gibi okul rahatsızlıkları oldu. Onun haricinde en ufak bir problemi yoktu, gayet sağlıklı bir çocuktu” diye konuştu.
Diş kliniği yetkilileri ise İl Sağlık Müdürlüğü’ne bilgi verdiklerini, konuyla ilgili açıklama yapmayacaklarını söyledi.
Milli kaleci Doğan Alemdar, “Milli Takımımız, EURO 2024’te elinden gelenin en iyisini yapar ve en iyi şekilde turnuvayı tamamlar. İnşallah şampiyonluk yaşarız. İnşallah kazasız belasız bir şampiyona olur. Orada olmayı ve o atmosferi görmeyi çok isterim” dedi.
DHA
Sezon başında Fransa Ligue 1 ekibi Rennes’den, Fransa Ligue 2 ekibi Troyes’a kiralanan 21 yaşındaki milli kaleci Doğan Alemdar, Demirören Haber Ajansı’na (DHA) özel açıklamalarda bulundu.
Kendisi adına sezonun iyi geçtiğini ifade eden Doğan Alemdar, şu şekilde konuştu:
Genç bir takımımız var. Benim adıma güzel geçen bir sezon oluyor. Şu anda her şey yolunda. Maçlarımız devam ediyor. Ligde puan olarak çok iyi durumda olmasak da sürekli kendini geliştiren bir takımımız var. Kendini daha profesyonelleştiren bir takımımız var. Bu bizim adımıza önemli bir şey ve her gün daha iyiye gittiğini düşünüyorum.
“Tekrar oraya döneceğim”
Rennes’e daha güçlü bir şekilde döneceğini söyleyen Doğan Alemdar, şu sözleri sarf etti:
Kulüp ve menajer planlaması olarak Rennes’de hala sözleşmem var. Tekrar oraya döneceğim. Futbolda neler olacağını hiçbir zaman bilemeyiz. Bu yüzden burada bir hazırlık dönemi geçirmek istedim ve kulübümüzde bunu öngördü. Bu benim adıma güzel bir şey. İnşallah gelecek sene için daha güçlü bir şekilde döneceğimi düşünüyorum.
“Kulüp genç bir oyuncu için çok önemli”
Rennes’den birçok oyuncu iyi takımlara gittiğini söyleyen 21 yaşındaki file bekçi, şu ifadeleri kullandı:
Kulüp genç bir oyuncu için çok önemli. Fransa Ligue 1’de her sene ilk 5’e oynayan, Avrupa’ya oynayan bir takım gücü var. Genç oyuncular için de çok önemli bir şey. Sürekli genç oyuncular çıkıyor. Real Madrid’de oynayan Camavinga, benim geldiğim sezon o Real Madrid’e transfer yapmıştı. Lesley Ugochukwu’da Chelsea’ye gitti. Onunla da birlikte oynadık transfer yaptı. Yine birlikte oynadığım Jeremy Doku şu an Manchester City’de oynuyor. Dediğim gibi Rennes zaten çok büyük bir kulüp. Benim adıma da kendimi gösterebileceğim ve gelişebileceğim bir kulüp olduğunu düşünüyorum.
“EURO 2024’e katıldığımız için çok mutluyum”
A Milli Takım’ın EURO 2024’e gitmesinden dolayı çok mutlu olduğunu ifade eden 21 yaşındaki file bekçisi, şu ifadeleri kullandı:
EURO 2024’e katıldığımız için çok mutluyum. Ben de hocama teşekkür ediyorum. Beni oraya çağırdı. Montella hocamız orada bulunma ve o hisleri yaşama fırsatı tanıdı. Daha öncesinde Stefan Kuntz hocamızla milli takımda bulunmuştum. Orada olmak Türkiye’mizin hak ettiği bir şey. Ben de çok mutluyum. Hırvatistan ve Letonya maçları çok önemliydi. 2 maçtan da önemli galibiyet alarak garantiledik. Milli takım adına çok mutluyum. Daha iyi günler bizi bekliyor. İnşallah o günler yakın.
“Bertuğ benim can kardeşim, çok yakın dostum”
Milli futbolcu Bertuğ Yıldırım’ın Rennes’e transferi hakkında konuşan Alemdar, şunları dedi:
Bertuğ transfer olmadan görüşmemiz oldu. Zaten Bertuğ benim can kardeşim, çok yakın dostum. Sürekli her gün görüştüğüm bir isim. Transferinin öncesinde de zaten izleniyordu. Güzel işler yapmıştı. Rennes’e hak ederek geldi. İlk maçında da golünü atmıştı. Aramızda da böyle şakalaşma olmuştu. Ben ona ‘gol atmana gerek yok, zaten attırırlar ve o pozisyonu sana üretirler’ demiştim. Onun adına da çok mutlu oldum. İnşallah o da kendini geliştirir ve daha büyük kulüplerde forma şansı bulur.
“Birbirinden yetenekli kaleci ağabeylerim var”
Çok yetenekli Türk kalecilerin olduğunu söyleyen genç file bekçi, şu ifadeleri kullandı:
Türk kaleciler olarak bu ülke adına çok önemli bir şey. Birbirinden yetenekli kaleci ağabeylerim var. Aramızda rekabet olması güzel bir şey. Bu milli takım için de güzel. Dediğim gibi hepsi birbirinden güzel ve yetenekli insanlar.
“Berna Gözbaşı beni sürekli destekledi”
Kayserispor’un eski başkanı Berna Gözbaşı’nın Rennes transferinde büyük rol oynadığını ifade eden Doğan Alemdar, şu açıklamayı yaptı:
Ben 18 yaşımda Kayserispor forması giydim. Tabii bu planlamada 30 maç oynamıştım. 18 yaşındaki bir genç oyuncu için 30 maç çok önemli bir başarı bence. Allah’ıma şükürler olsun ben bu başarıyı yakalamıştım. Onun sonrasında bir Avrupa hayalim vardı. O sırada Berna Gözbaşı, başkanımızdı. Ona da buradan ayrıca teşekkür ediyorum. O da beni sürekli destekledi ve motive etti. Bizi Avrupa’ya göndermeye çalıştı. Bence o transferde en büyük paylardan biri de Berna başkanın diyebilirim. Avrupa’ya gelmek benim adıma çok önemli. Ancak bundan sonrası daha da önemli. Burada kalabilmek, burada daha güzel işler yapabilmek, daha güzel başarılara erişebilmek çok önemli.
A Milli Futbol Takımı kampında açıklamalarda bulunan Kaan Ayhan, “Milli takım tarihinde ilk kez gruptan 1. çıkmayı istiyoruz” dedi.
İHA
A Milli Futbol Takımı, 18 Kasım Cumartesi günü deplasmanda Almanya ile hazırlık maçında, 21 Kasım Salı günü ise 2024 Avrupa Şampiyonası Elemeleri D Grubu 8. maçında Cardiff’te Galler ile karşı karşıya gelecek.
Milliler, karşılaşma öncesi TFF Hasan Doğan Millî Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri’nde kampa girdi.
Antrenman öncesi basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Kaan Ayhan, 2024 Avrupa Şampiyonası’na katıldıkları için mutlu olduklarını söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:
Tüm takım olarak rahatladık ama biz yine de Galler maçına şu hedefle gitmek istiyoruz. Yanlış hatırlamıyorsam ilk defa milli takım tarihinde gruptan 1. çıkmasını istiyoruz. Turnuva içinde şansımızı arttıracağını düşünüyoruz. Bir yandan rahatladık katıldığımız için ama bir yandan da oraya kazanmak için gideceğiz. Elimizden geldiği kadar performans olarak da devam edeceğiz. Biliyorsunuz hem performans olarak yeni hocayla neleri öğrendiğimizi göstermek istiyoruz. Öbür yandan dediğim gibi üç puanla dönmek istiyoruz. Bunun için iyi hazırlanıp, güzel bir performans sergileyeceğiz. Almanya maçı benim ve bazı arkadaşlarımı için özel oluyor. Tabii hocanın planları bizde tam net görmedik. Benim tahmin ettiğim kadarıyla birkaç yeni oyuncu ve milli takımda çok süre alamayan oyuncuları sahada göreceğiz. İkinci maçta ise daha önemli ve ciddi bir şekilde maça çıkacağız.
“Fiziksel olarak kendimi çok iyi hissediyorum”
Maçların yoğun ve arasız bir şekilde devam ettiğini vurgulayan Kaan Ayhan, şunları dedi:
Nerdeyse maçtan maça gidiyoruz. Arkadaşlarımızla şakalaşıyoruz, gözümüzü açtığımızda ya sahadayız ya uçakta. Bu durum normal tabii. Burayı görmek için, buralarda oynamak için çalışıyoruz. Küçüklüğümüzden beri bunu hedefledik. Bir yandan şükrediyoruz. Böyle bir şansı değerlendirmek istiyoruz. Almanya maçında benden daha çok oynayan oyunları dinlendirip, dengeyi sağlamak ister. Fiziksel olarak kendimi çok iyi hissediyorum. Hatay maçında bildiğiniz gibi sonradan girdim. Diğer oyuncular gibi yorulmadım. Buraya iyi ve fit bir şekilde geldim. O yüzden yüzde yüzümü verebilirim. İnşallah arkadaşlarım içinde bu durum geçerlidir.
“Almanya’da hiç dışarıdaymışız gibi hissetmeyeceğimizi düşünüyorum”
Galatasaray formasıyla Şampiyonlar Ligi’nde Bayern Münih’e karşı oynayarak Almanya maçı öncesi atmosferi test ettiklerini belirten başarılı savunmacı, şu şekilde konuştu:
Galatasaray taraftarı ile birlikte büyük bir camiaya sahibiz. O yüzden de tabii ki desteklediler bizi o maçta. Tabii ki o atmosferi Türk Milli Takımı ile de görmek istiyoruz hepimiz. Hiç dışarıdaymışız gibi hissetmeyeceğimizi düşünüyorum. Taraftarımız için son maçlarla birlikte yeni bir umut doğdu. O yüzden de desteklerinin tam olacağını düşünüyorum. Dediğim gibi turnuvaya da iyi başlayıp, çok güzel bir atmosfer oluşturmak istiyoruz. Belki 2008’deki gibi bir hava oluşturup başarılı bir turnuva geçiririz.
“Sağ bekte gerek olursa elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışırız”
Şu anda orta sahada oynamaktan gayet mutlu olduğunu belirten 29 yaşındaki futbolcu, sözlerine şöyle devam etti:
Kariyerim boyunca merkezde görev aldım. Stoper olsun, ön libero olsun benim için neresi olduğu fark etmez. Sağ bekte gerek olursa elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışırız. Sağ bekte son senelerde tabii ki az oynadım. O yüzden şu anda 2,5 pozisyon olarak görüyorum. Milli takımda da o pozisyonda başarılı performanslar görüyoruz. Olduğum pozisyona yavaş yavaş alıştığımı düşünüyorum. Orada gayet iyiyim ve mutluyum. Milli takımda da sağ bekte başarılı oynayan arkadaşlarımızı görüyoruz.
“Montella, bize çok yardımcı ve destek oldu”
Teknik Direktör Vincenzo Montella’nın yeni gelmesine rağmen hızlı bir başarılı elde ettiklerinin hatırlatılması üzerine Kaan Ayhan, şu ifadeleri kullandı:
Hocamız bizle şimdi. Tabii hala tanışma sürecinin içindeyiz. O yüzden bazı şeylere bizim alışmamız gerek, bazı şeylere hocamızın da alışması gerek. Ama şunu söyleyebilirim bu kısa süreçte bize gösterdiği videolarla, yaptığı analizlerle, saha içinde yaptırdığı taktik idmanlarla bize çok yardımcı oldu. Bu durumda zaten skora yansıdı. O yüzden biliyorsunuz futbolda ne kadar teknik direktör ne kadar iyi olursa olsun. Skordan önemli bir şey yok. Skor baz alındığında hoca için daha önemli bir şey yoktur. Tabii bir yandan bize çok yardımcı ve destek oldu. Skorları biz takım olarak, hocamızla beraber bu atmosferi sağladı. Bu yüzden hocamızla el ele daha güzel günlere gideriz. Daha çok üstüne koyarak, daha büyük ve başarılı bir milli takım oluruz.
“Başarılı olmalıyız”
Kendisinin Almanya doğumlu olmasından kaynaklı maç öncesi nasıl bir his içerisinde olduğunu sorulması üzerine Ayhan, açıklamalarını şöyle sonladırdı:
Benim şimdi bir şey söylemem doğru olmaz. Korona döneminde Almanya ile bir dostluk maçımız vardı. O zaman seyirci olmadığı için atmosferi tadamadık. Tribünde taraftarımız o maç için izin alamamıştı. O yüzden önümüzdeki maçta atmosfer bambaşka olacağını düşünüyorum. Bende şimdi bizi ne bekliyor olduğunu söyleyemem. Sadece benim için değil, tüm milli takım için bu maçlar önemli. Rakibin Almanya olması değil de, güçlü ve kalitesi çok bilinmiş bir takıma karşı oynuyoruz. O yüzden bunun motivasyonu normal maçlarda da yeter. Bu maçta benim ve bazı arkadaşlarımız için maçı oynayıp, başarılı olmalıyız.
Devlet Bahçeli’nin grup toplantısındaki sözlerini hedef alan HDP’li vekil Ömer Faruk Gergerlioğlu, “Haddini bileceksin” çıkışını yaparken, MHP’li Erhan Akçay “Ağızını topla” diyerek söze girdi.
ensonhaber.com
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda hararetli anlar yaşandı.
Meclis’te nabızları yükselten konu MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin bugünkü grup toplantısındaki cümleleri oldu.
Devlet Bahçeli gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunduğu toplantısında, HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na da değindi.
Bahçeli, şu cümleleri kullandı;
Leyla Güven, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Figen Yüksekdağ, Can Dündar başta olmak üzere PKK’lı ve FETÖ’cülere hak ihlali kararıyla can simidi uzatan Anayasa Mahkemesi’dir.
Gergerlioğlu’ndan sert sözler
Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Meclis’te konuyu oldukça hararetli bir şekilde ele aldı.
Gergerlioğlu’nun “Bu hakaret ve iftiraları misliyle Bahçeli’ye iade ediyorum. Halkın vekiline hakaret, halka hakarettir. Hukuka çarpacaksın Bahçeli, haddini bileceksin Bahçeli, Anayasayı ve AYM’yi tanıyıp yerine oturacaksın Bahçeli, soy adımı bile yanlış telaffuz eden Bahçeli Türkçe öğren de gel.” İfadeleri sonrasında MHP Grup Başkanvekili Erhan Akçay da yükseldi.
“Ağızını topla, adi herif”
Söz hakkı alan Erhan Akçay, “Biraz evvel yerinden konuşma yapan Gergerlioğlu’nun bütün hadsiz sözlerini kendisine iade ediyoruz ve en kısa sürede bir psikiyatrik tedavi görmeli. Psikolojik dengesi bozulmuş. Sen ağızını topla adi herif.” İfadelerini aktardı.
Yaşanan polemik sonrasında Meclis’te sesler yükselerek birbirine girdi.
Fatih ilçesinde yavru bir kediyi çantasına koyarken güvenlik kameralarına yansıyan şüpheli, tutuklandı. Şüphelinin iş yerinde yapılan aramada, yoğurt kovalarının içinde çok sayıda ölü kedi bulundu.
31 Ekim tarihinde Fatih’te meydana gelen olayda bir kişi, dükkanının bulunduğu yerdeki kedileri toplamaya başladı.
Daha sonra bu durumdan şüphelenen vatandaşlar, kediyi toplayan kişiyi takip etmeye başladı. Takipleri sonrasında kişinin kedileri topladığını tespit eden vatandaşlar, polis merkezine giderek kişiden şikayetçi oldu.
Ölü kediler iş yerindeki yoğurt kovalarında bulundu
Olaya ilişkin gözaltına alınan şüpheli F.M.Ö (44), emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi.
Burada Savcılığa ifade veren şüpheli, çelişkili beyanları, kamera görüntüleri incelendiğinde gece vakti kedileri poşet içerisine koyması ve ölü kedilerin iş yerindeki yoğurt kovalarında bulunması gerekçeleriyle tutuklanması talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edildi.
Tutuklandı
Şüpheli, daha sonra çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe ‘bir ev hayvanını veya evcil hayvanı kasten öldürme’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Kent geneli yapılan denetimlerde zaman, yer ve boy yasaklarına aykırı olarak su ürünü avladığı tespit edilen kişilere 193 bin TL idari para cezası uygulandı. Ele geçirilen ürünler sosyal yardım kuruluşlarına bağışlandı.
İHA
İstanbul genelinde 1 ve 14 Kasım tarihleri arasında 2 hafta süren su ürünleri denetimi yapıldı.
İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürlüğü koordinasyonda gerçekleşen denetimlere, su ürünleri ile ilgili birçok birim katıldı.
Kentin dört bir yanında karaya çıkış noktalarında ve perakende balık satış yerlerinde denetim yapıldı.
24 kişiye 193 bin TL para cezası
Denetimler sonucunda, 2 bin 537 kg, istavrit balığı, 978 kg mezgit balığı, 60 kg kolyoz balığı, 60 kg sazan balığı, 40 kg dil balığı, 23 kg tekir balığına el konuldu. Toplam 6 bin 198 kg su ürününe el konuldu.
Kontrol sırasında cezai işlem alınmasına karar verilen 24 kişi, 193 bin 246 TL idari para cezasına çarptırıldı.
Sosyal yardım kuruluşlarına bağışlandı
Denetimlerde ele geçirilen ürünlerin zaman, yer ve boy yasaklarına aykırı olarak avlandıkları tespit edilen ürünlere el konulduktan sonra mülkiyeti kamuya aktarma kararı alındı.
Tüketilmesinde sakınca olmayan su ürünleri, sosyal yardım kuruluşlarına bağışlandı.
Denize geri atıldı
Yasak sahada kaçak olarak avlanılan 2 bin 500 kg karakıllı midye ise canlılığını koruduğundan dolayı doğal ortamları olan denize iade edildi.
Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) ve Avrupa Futbol Federasyonları Birliğinin (UEFA), 38 gündür Gazze’ye yönelik saldırılarda bulunan İsrail’e herhangi bir yaptırım uygulamaması dikkati çekti.
AA
Rusya’yı, geçen yıl 24 Şubat’ta başlayan Ukrayna’ya karşı saldırısının henüz ilk günlerinde, sivil ölümlerini gerekçe göstererek tüm turnuvalardan men eden UEFA ve FIFA, İsrail’e karşı ise sessiz kaldı.
UEFA’dan ilk açıklama, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, askeri operasyona başladıklarını duyurmasından yaklaşık 5 saat sonra geldi.
“Rus askeri saldırısını şiddetle kınıyoruz”
Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
Uluslararası toplumda, Avrupa’nın güvenliği konusunda endişeler bulunmaktadır. Ukrayna’da devam eden Rus askeri saldırısını şiddetle kınıyoruz. UEFA, olimpik ruha uygun, barış ve insan haklarına saygı gibi Avrupa’nın ortak değerleri çerçevesinde futbolu geliştirmek için çalışmaktadır.
27 Şubat’ta Birleşmiş Milletler, Rusya’nın saldırılarında 64 sivilin öldüğünü, 176 kişinin de yaralandığını duyurdu.
Aynı saatlerde toplanan FIFA yönetimi ise Ukrayna’ya askeri müdahalede bulunan Rusya’da uluslararası futbol maçlarının oynanmayacağını, karşılaşmalarda Rusya bayrağı ve marşının kullanılmayacağını açıkladı.
“Yapıcı diyaloğun başlaması için çağrıda bulunuyoruz”
Şiddetin asla çözüm olmadığının belirtildiği açıklamada şöyle denildi:
Barışın acilen tesis edilmesi ve yapıcı diyaloğun başlaması için çağrıda bulunuyoruz.
Bu karardan bir gün sonra (28 Şubat), yani saldırıların 4. gününde FIFA ve UEFA, Rus kulüpleri ve milli takımlarının organizasyonlarına katılımını askıya aldı.
Rus takımları, o günden bu yana uluslararası alanda müsabakalara katılamadı.
Gazze’de 11 bini aşkın insan hayatını kaybetti, İsrail’e yaptırım yok
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısında olimpik ruh, barış ve insan haklarına saygı kavramlarıyla ilk günden harekete geçen ve 4. günde yaptırım uygulayan UEFA ile FIFA, 38 gündür devam eden Gazze’deki saldırılar için herhangi bir yaptırım kararı almadı.
UEFA ve FIFA; ibadethaneleri, okulları ve hastaneleri bombalayan, 7 bini çocuk 11 bini aşkın insanın hayatını kaybetmesine neden olan İsrail’i görmezden geldi.
İsrail’in, 500 kişinin vefat ettiği 17 Ekim’deki El-Ehli Baptist Hastanesi’ni bombalaması dünyanın dört bir yanında protesto edilirken, savaş suçu niteliğindeki bu saldırıda bile UEFA ve FIFA kınama mesajı dahi yayımlamadı.
Aynı kurumlar, bu saldırıdan sadece bir gün önce 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası Elemeleri’nde Belçika ile İsveç arasında oynanan karşılaşma sırasında Brüksel’de yapılan silahlı saldırıda ölen 2 kişi için derhal kınama mesajı yayımlarken, o hafta oynanan maçlarda saygı duruşunda bulunma kararı aldı.
UEFA ve FIFA’nın İsrail kararları
UEFA ve FIFA, önce İsrail’in milli takım ve kulüp takımlarının oynaması gereken tüm uluslararası maçları erteledi.
Akabinde İsrail’in talebi doğrultusunda, ülkede oynanması gereken müsabakalar, yine İsrail’in belirlediği başka ülkelere alındı.
Buna göre milli takım için Macaristan, kulüp takımlarından Maccabi Tel Aviv için Sırbistan ve Maccabi Haifa için Kıbrıs Rum Kesimi tayin edildi.
Bu karar alınırken diğer takımların fikstürü ve yerel lig maçları dikkate alınmadı.
İsrail’in ertelenen Kosova maçı, geçen hafta sonu yapıldı ve yerel liglerde maçların devam ettiği dönemde milli maç oynatıldı.
UEFA’dan İsrail’in saygı duruşunda bulunma talebine onay
İsrail’in, 7 Ekim’de Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın saldırılarında hayatını kaybedenler için 2024 Avrupa Şampiyonası Elemeleri’nde bu hafta oynayacağı İsviçre ve Romanya maçlarında saygı duruşunda bulunulması talebi, UEFA tarafından kabul edildi.
Buna göre İsrail’in yarın ve 18 Kasım’da Macaristan’da yapacağı bu iki karşılaşmada saygı duruşunda bulunulacak.
İsrail Futbol Federasyonu Başkanı Shino Zoertz, UEFA’nın söz konusu kararıyla ilgili yaptığı açıklamada, Filistinlileri “insan pislikleri” şeklinde niteleyerek 7 Ekim’i hatırlattı ve şu ifadeleri kullandı:
Bir dakikalık saygı duruşu, İsrail Milli Takımı’nın herkese bu insanlık suçunu hatırlatmanın yollarından sadece bir tanesi. Kaçırılan kişiler sorununu vurgulamak ve geri dönüşlerine yardımcı olacak gücümüzün olduğuna inanmak için çeşitli kanallar aracılığıyla çalışıyoruz. Öldürülenlerin anısını en saygılı şekilde onurlandıracağız.
Filistin Milli Futbol Takımı’nın bir haftada 2 maçı var
38 gündür İsrail’in saldırılarına maruz kalan Filistin’de, futbol milli takımının 2026 Dünya Kupası Elemeleri takviminde, bir hafta içinde iki maçı bulunuyor.
Fikstüre göre Filistin Milli Takımı’nın, 16 Kasım Perşembe günü Lübnan ile Birleşik Arap Emirlikleri’nde, 21 Kasım Salı günü de Avustralya ile Kuveyt’te maçları var.
Söz konusu müsabakalar için şu ana dek bir erteleme kararı/açıklaması bulunmuyor.
An itibarıyla Filistin Milli Takımı da Ürdün’de bulunuyor.
İsrail’in basketbol takımları da maçlarına devam ediyor
Futbolda yaklaşık iki yıl önce Rus takımları için verilen men kararı, basketbolda da uygulanmıştı.
Uluslararası Basketbol Federasyonu (FIBA) ve Avrupa Basketbol Ligleri Birliği (ULEB), insan hakları, olimpik ruh, fair play ve barış kelimelerini içeren cümlelerle Rus takımlarının uluslararası müsabakalara katılımını durdurmuştu.
Aynı kurumlar, Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından ise İsrail takımları için herhangi bir yaptırımda bulunmazken, ULEB’in organize ettiği Avrupa Ligi organizasyonunun sitesinden şu şekilde açıklama yapıldı:
12-13 Ekim’de yapılacak 2. hafta maçları öncesinde, İsrail’deki terör saldırılarında hayatını kaybedenlerin onuruna saygı duruşunda bulunulacaktır.
Daha sonra bu açıklama, “Orta Doğu’daki üzücü olaylar sebebiyle” ibaresiyle revize edildi.
FIBA ve ULEB, 38 gündür devam eden İsrail saldırılarına karşı ise kınama dahi yayımlamadı.
İsrail basketbol takımlarının maçları ertelenirken, bu ekipler için fikstür de değiştirildi.
Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı (İHA)
Haber Kaynağı: Demirören Haber Ajansı (DHA)
Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı (İHA)
Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı (İHA)
