6555ed4fa27aa304.jpg
Uncategorized

Öldürmek için değil ölmemek için silahlarımız olmalı

Gazze’de yaşanan katliamla ilgili Ensonhaber’e özel açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, İslam dünyasının artık ortak bir ses çıkarması gerektiğini belirtti. “Türkiye olmasa İslam dünyası tamamen darma duman olacak” diyen Hatipoğlu savunma sanayisinin önemini vurguladı.


Özel Haber


Dünya, 41 gündür bir vahşete tanıklık ediyor…

İsrail’in abluka altına aldığı Gazze’de soykırım devam ederken, her yeni günde dehşet görüntüler sosyal medyaya düşüyor.

Şu ana kadar 12 bine yakın insanın can verdiği vahşi saldırılarda ölenlerin çoğu ise çocuk.

İnsanlık dramı yaşanıyor

Sağlık sisteminin yerle bir olduğu Gazze’de insanlık dramı yaşanıyor.

Dünya ve İslam alemi ise bu yaşananlara karşı henüz sesini çıkarmış değil.

Nihat Hatipoğlu’ndan Ensonhaber’e özel açıklamalar

İsrail’in katliamı devam ederken İlahiyatçı Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, Ensonhaber‘e özel röportaj verdi.

“İslam dünyası beraber hareket etmeli”

İslam aleminin son durumunu ve Türkiye’nin yaşanan drama göstermiş olduğu tepkiyi yorumlayan Hatipoğlu, İslam dünyasının bir ve beraber hareket etmesi gerektiğini söyledi.

Eğitimin ve ilmin dinin en önemli hususları olduğunu belirten Hatipoğlu, güçlü olmak için savunma sanayisine önem verilmesi gerektiğini vurguladı.

“Öldürmek için değil ölmemek için silahlarımız olmalı”

“Silahlarımız olmalı, uçak gemilerimiz olmalı” diyen Hatipoğlu, “Öldürmek için değil ölmemek için” dedi.

“İslam aleminde Müslümanlar yıllarca gereksiz şeylerle meşgul oldular”

Ensonhaber’e özel açıklamalarda bulunan Nihat Hatipoğlu şu ifadeleri kullandı:

Faydalı ilim dinin kaybettiği yitiğidir. Çin’de de ilimi arayın diyor hadiste, bilimsel bütün faaliyetler dinin öngördüğü şeylerdir. Mesela bir yerde hastalık yayılır da doktor oraya yetişmemişse o bölgenin hepsi bundan sorumlu olur. Dinin, ilime ve eğitime verdiği önemi başka bir sistemde görme imkanınız mümkün değildir. İslam aleminde Müslümanlar yıllarca gereksiz şeylerle meşgul oldular. Ülkeler yeni yeni kendilerine gelmeye başladılar ve dünyada sorgulayan ilk ülke Türkiye oldu.

“Şu an kendilerine çelme takmaya çalışan bir ümmet var”

Silah sanayi ile diğer konularda Türkiye sorgulamaya başladı. İslam alemi bugün Gazze’de yaşanan olaylardan sonra hala sorgulayamadı. 33 Arap ülkesinden ateşkes talebi gelecek, 4 ülke ateşkesin karşısında yer aldı. Bunların sorgulanması gerekiyor. Dini sorgulamaya başladılar, dinin ilk emri okudur. İlim öğrenin diyen bir Peygamberimiz ama ama şu an kendilerine çelme takmaya çalışan bir ümmet var.

“Türkiye olmasa İslam dünyası tamamen darma duman olacak”

İyi ki Türkiye var. Bunu çok samimi söylüyorum. Türkiye de olmasa bunlar tamamen darma duman olacaklar. İmamesi kaybolan tesbih tanesi gibi kaybolup gidecekler. Çok daha ileri gitmemiz gerekiyor. Silahlarımız olmalı, uçak gemilerimiz olmalı ama öldürmek için değil ölmemek için. Gücünüzle, şımarık olan ülkelere karşı bende varım demeniz için güçlü olmalısınız.

“Ben bu günlerde bütün haber sitelerini tebrik ediyorum”

Türkiye’nin çabaları olmasa Avrupa’da sokağa dökülen insanlar olmayacak. Ben bu günlerde bütün haber sitelerini tebrik ediyorum. En azından Gazze’de olanları dünya kamuoyuna sunabilme imkanları yakaladılar, bu çok önemli. Yoksa insanlar İsrail’in uydurduğu hikayelere inanacaktı. Asker sivili öldürmez, çocuğu öldürmez.

“Gelecek yüzyıllarda manzara hep böyle olmayacak, devran dönecek”

2023 yılında bombalarla hastaneleri, sivilleri perişan ediyoruz. Hani sevgi vardı. Avrupa’nın en medeni sanılanları İslam’ın çok gerisindeler. Uzun süre sesleri çıkmadı. Ama kendilerine bir şey olursa kıyamet kopuyor. İslam bol geliyor bu dünyaya. Gelecek yüzyıllarda manzara hep böyle olmayacak, devran dönecek. Gelecek asırlarda en çok konuşulacak isim Hz Muhammed (sav) olacak. İnsanlar henüz daha peygamberi keşfetmediler. Güçlü olduğunuz zaman yumruğunuz itibarlı olur. 5 tane ülke dünyanın kabadayısı gibi. Hiçbir karar çıkmıyor hemen veto ediyorlar. İslam alemi toparlanmalı ama bu lafta değil gerçekte olmalı.

Kaynak

6555ed517dd1c613.jpg
Uncategorized

Yolunuzu kendinizden geçirmeye hazırsanız Deniz Şimşek’in yazdığı Çocukluğuna İyi Bak kitabı size göre

Unutulan kişisel tarihe, kendinden bile sakınılan yaralara, yaşam enerjisini sömüren ilişki modellerine, esiri olunmuş hazlara, kusurlu sevginin yarattığı çıkmazlara ışık tutan Deniz Şimşek’in yazdığı Çocukluğuna İyi
Bak..

Yolunuzu kendinizden geçirmeye hazırsanız Deniz Şimşek'in yazdığı Çocukluğuna İyi Bak kitabı size göre

ensonhaber.com


Dr. Deniz Şimşek, yıllardır çoksatan kitaplar arasında yer alan ve başvuru kitabı olarak gösterilen BİRİM’in ardından bu kez okuru kendini anlama yolculuğuna çıkarıyor. Kişisel dünyada farkındalık kazanmayı hedefleyen eser, Dr. Deniz Şimşek’in yıllara dayanan tecrübe ve birikimlerini aktardığı bir başvuru kaynağı.

“Çocukluğuna İyi Bak” kitabını okurken iç dünyanızın labirentlerinde önce kaybolacak, ardından doğduğunuz coğrafyayla, kültürünüzle, ebeveynlerinizle yenide karşılaşacak, kendinizi yeniden bulacaksınız.

Kimi zaman gerçek dünyanın gerçek insan hikâyelerinin dile geldiği eser, aynı zamanda psikiyatrist olan Dr. Deniz Şimşek’in karşısında onunla konuşuyormuşçasına size iyi gelecek tespitlerle dolu.

Çocukluğuna bakmak önemli…

Çocukluğunuza baktıkça bugünkü seçimlerinizi, aşklarınızı, mesleğinizi, eşinizi, dostunuzu başka bir pencereden göreceksiniz. Onların sizin hayatınızda tesadüfen bulunmadığını kimi zaman şaşkınlıkla fark edeceksiniz.

“Geçmiş gelecektir bazen”

Davranışlarınıza, çocukluğunuzun, o dönemde yaşadığınız duygu ve hislerin nasıl yön verdiğini anlama fırsatını yakalayacaksınız. “Geçmiş gelecektir bazen,” mottosuyla okurlarla buluşan eserde, gerçek sevginin ne olduğu, neden şefkatle sarılmamız gerektiği, çocukluk yıllarının geleceğimizi nasıl etkilediği ve duygu dünyamızda farkındalık kazanmamızın bize neler kazandıracağı gibi hayatımızın önemli aşamalarını satır aralarında bulacaksınız.

Ruh ve beden sağlığı

Dr. Deniz Şimşek, birlikte iyileşmek adına kaleme aldığı dönüşümün ilk adımı olan bu kitapla aslında bir yandan da sizi size hediye etmek istiyor. Dileyen bu isteğe gözlerini ve kalbini kapatabilir, dileyen de bu hediyeyi içtenlikle alıp kabul edebilir.

Yazar Deniz Şimşek

Ruh ve beden sağlığı ilişkisi ekseninde şimdiden kült eserler arasında yer alacak bu kitapla, yolunuzu kendinizden geçirmeye, bu hediyeyi almaya hazır mısınız?

Kitap sayfası için iletişim:

ergul.tosun@ensonhaber.com

Kaynak

6555ecde6a417248.jpg
Uncategorized

Türk futbolu 2-3 takım üzerine kurulu bir dizi

TFF 2. Lig Kırmızı Grup’ta mücadele eden Iğdır Futbol Kulübü’nün teknik direktörü Metin Diyadin, “Türk futbolunu 2-3 takım üzerine kurulu bir dizi gibi düşünebiliriz” dedi.

Metin Diyadin: Türk futbolu 2-3 takım üzerine kurulu bir dizi

DHA


Yaklaşık 20 yıl önce amcası Selahattin Diyadin’in 2. Lig’e çıkardığı Iğdır Futbol Kulübü’nün başına getirilen Metin Diyadin, aynı başarıyı bu sezon kendisinin de göstereceğine inandığını söyledi.

Takımın başına geldiği 8 haftada 6 galibiyet ve 2 beraberlik alarak şampiyonluğun iddialı ekiplerinden biri olduklarını belirten Diyadin, çok iyi bir kulüp başkanına sahip olduklarını da dile getirdi.

“Takımlar, yüzde 80-90 harcadığı paranın karşılığını gelir olarak elde edemiyor”

AK Parti Iğdır Milletvekili ve iş insanı olan kulüp başkanı Cantürk Alagöz’ün sadece Iğdır Futbol Kulübü’ne değil, birçok kulübe de ekonomik destek verdiğini, bu tür küçük şehirlerde futbolun gelişmesi için gençlere de önemli katkılar sağladığını ifade eden Diyadin, şu şekilde konuştu:

Türkiye’de şu an gündem Galatasaray ve Fenerbahçe. Hangisinin şampiyon olacağı konuşuluyor. Sonuçta biri şampiyon olacak ve 3-5 ay sonra unutulacak. Türk futbolunun maddi manevi bir yere ilerlediğini düşünmüyorum, ekonomik olarak bu işin içinden çıkamayacaklar. Aradaki makas ciddi anlamda açılıyor. 2- 3 takım yukarıda zirvelerde dolaşacak, diğerleri de bu lige eşlik etmiş olacak. Futbol piyasasında harcanan paraların gelir olarak bir karşılığı yok. Takımlar, yüzde 80-90 harcadığı paranın karşılığını gelir olarak elde edemiyor.

“Türk futbolunu haftalarca 2-3 takım üzerine kurulu bir dizi gibi düşünebiliriz”

Kulüplere yönetici bulmanın zorlaşacağını ya da Türk futbolunu farklı yöneticilerin yöneteceğini sözlerine ekleyen Iğdır Futbol Kulübü Teknik Direktörü Metin Diyadin, şunları dedi:

Türk futbolunu haftalarca 2-3 takım üzerine kurulu bir dizi gibi düşünebiliriz. Köklü bir reform, kalıcı bir gelir elde etmedikten sonra duvara çarpılmış olacak. Ama milli takım etkilenmez. Sonuçta alttan futbolcu gelecek. 90’lı yıllarda olmadığı için oyuncular çok rahat yurt dışına gidebiliyorlar. Transfer yapabiliyorlar, sayısal olarak artış var. Yurt dışına giden futbolcularımız milli takımda oynadığı zaman bir sıkıntı olmayacak, milli takımda yetenekli çocuklarımız var. Bu yüzden bir sıkıntı olmaz ama kulüpler adına rekabette aradaki fark git gide büyür. Arda Güler, Gençlerbirliği alt yapısından geldi. 12-13 yaşlarında yetenekli bir futbolcu olduğunu gösteriyordu. Bir sakatlık süreci geçirdi, onu da aştıktan sonra özgüvenli bir şekilde başarılı olacağını düşünüyorum. Türkiye’de yüzeysel olarak baktığımızda doğru tercih yapıldığında yabancı teknik direktörlerin daha başarılı olduğunu düşünüyorum, yalnız handikapları çok. Her ülkenin mevcut şartları var, o anlamda burada boğulabiliyorlar. Teknik ve taktik anlamda önde olduklarını düşünüyorum.

“Kriz ortamı yaratılmazsa Fenerbahçe’nin bu işi başarabileceğini düşünüyorum”

Süper Lig’de kimin şampiyon olacağı yönündeki soruya da Diyadin, şu yanıtı verdi:

Galatasaray önemli futbolculardan kurulu bir takım, Fenerbahçe’nin de yıllar sonra doğru oyunculara gittiğini düşünüyorum. Bunda tabi Ali beyin ilk geldiği günden beri ekonomik şartlar da çok önemliydi. Özetle bugünkü Fenerbahçe bizim 97-98 yıllarındaki Löw yönetimindeki Fenerbahçe’ye çok benziyor. Eğer bir iki takılmada kriz ortamı yaratılmazsa Fenerbahçe’nin bu işi başarabileceğini düşünüyorum. Burada Fenerbahçe’nin medyasına ve sosyal medyasına çok iş düşüyor. Bir mağlubiyet ya da beraberlikte bunu kriz ortamına sokma gayretleri oluyor, bunu hallettiklerinde şampiyon olabilir diye düşünüyorum.

“Türk futbolu 2 takım üzerinden konuşulacak”

Türk futbolunun 2 takım üzerine kurulduğu zaman hakem faktörünün daha çok konuşulacağını kaydeden Metin Diyadin, şu sözleri sarf etti:

Samsunspor, İstanbulspor ve diğer takımlarda da hatalar oluyor ama kimsenin çok fazla dinlediği yok. Türk futbolu 2 takım üzerine kurulu; hangisine daha fazla hata yapıldı, hangisine yapılmadı diye. Hakemlerin de bu ortamda sağlıklı maç yönetme ihtimali çok düşük. Herkes tepeye bakarken alt liglerde ne olduğunu kimse bilmez. Bir algı ve gündem üzerine kurulu olduğu için sezon sonuna kadar Türk futbolu 2 takım üzerinden konuşulacak. Hakemlerin de bu baskı ortamında sağlıklı maç yönetme şansları yok. Burada camiaların haklılıkları var mı var, çünkü hakem yetiştirmek de kolay değil bu anlamda. Birçok takımın bağıracağı, sızlanacağı bir sezon olacak.

Haber Kaynağı: Demirören Haber Ajansı (DHA)

Kaynak

6555eb2dc19d5293.jpg
Uncategorized

Diriliş bilinci uyandırmaya çalışan mütefekkir şair: Sezai Karakoç

Müslümanların yeniden bütünleşmesini hayat memat meselesi olarak gören, bunun için millet, ülke, devlet ve medeniyet kavramlarına özel bir önem atfeden şair, yazar ve mütefekkir Sezai Karakoç’un vefatının üzerinden 2 yıl geçti.

Diriliş bilinci uyandırmaya çalışan mütefekkir şair: Sezai Karakoç

AA & Ensonhaber


Henüz çocuk yaşlarda okuma aşkı başlayan Sezai Karakoç, 1950’li yıllarda kaleme aldığı ve Türk edebiyatının sevilen şiirlerinden biri haline gelen “Mona Rosa” ile şiir sevenlerin kalbinde taht kurdu.

Edebiyat ve düşünce hayatını “Diriliş Nesli” dediği yeni bir gençliğin yetişmesine adayan şair, yazar ve fikir adamı Sezai Karakoç’un vefatının üzerinden iki yıl geçti.

Tam adı Ahmed Sezai Karakoç olan usta edebiyatçı, 22 Ocak 1933’te, Birinci Dünya Savaşı’nda Kafkas cephesinde çarpışırken Ruslara esir düşen tüccar Yasin Bey ile Emine Hanım’ın oğlu olarak Diyarbakır Ergani’de dünyaya geldi.

Erken yaşta başlayan okuma sevgisi

Çocukluğu Ergani, Maden ve Piran’da (Dicle) geçen Karakoç, ilkokulu 1944’te Ergani’de tamamladı. Aynı yıl parasız yatılı kaydolduğu Maraş Ortaokulu’nu 1947’de bitiren şair, 1950’de Gaziantep Lisesi’nden mezun oldu.

İlkokulda Battal Gazi kitaplarını, Ahmediye ve Muhammediyeleri okuyup, dinleyen Karakoç, ortaokulda ise Namık Kemal, Ziya Paşa, Tevfik Fikret ve Ziya Gökalp’in eserlerini okudu. Okumaya büyük bir sevgi besleyen usta kalem, lise yıllarında Batı klasiklerine başladı.

Kısakürek’le tanıştıktan sonra bir daha hiç ayrılmadı

Necip Fazıl Kısakürek’in çıkardığı Büyük Doğu dergisinin tutkulu bir okuyucusu olan Sezai Karakoç, daha sonra kazandığı Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin (SBF) sınav sonuçlarını beklerken, Necip Fazıl ile tanışmak üzere yanına gitti ve onunla tanıştıktan sonra bir daha hiç ayrılmadı.

Sezai Karakoç, 1950’li yıllarda Büyük Doğu’nun sanat edebiyat sayfalarını yönetti, 1955’te de üniversitenin maliye bölümünden mezun oldu.

Maliye Bakanlığında Hazine Genel Müdürlüğü Dış Tediyeler Muvazenesi bölümünde 1955’te çalışmaya başlayan edebiyatçı, girdiği sınavı kazanarak 11 Ocak 1956’da maliye müfettiş yardımcısı oldu. Karakoç, 1959’da gelirler kontrolörü olarak İstanbul’a atandı, görevi gereği yurdun birçok yerini görme imkanı buldu. Askerlik vazifesini ise 1960-1961’de Ankara ve Ağrı’da yaptı.

İlk yazıları Büyük Doğu’da yayınlandı

İlk yazılarını 1950’li yıllarda Büyük Doğu’da yayınlayan Karakoç, 1963’ten itibaren Yeni İstanbul gazetesinde “Karakoç” imzasıyla günlük yazılar kaleme aldı. Yazar Karakoç, 1974’e kadar aralarında Yeni İstiklal, Babıalide Sabah ve Milli Gazete’nin de bulunduğu gazetelerde günlük yazılar yazmaya devam etti ve 1975’ten itibaren kendi çıkardığı “Diriliş” dergisi dışında hiçbir yerde yazmadı.

Partisi kapatıldı

Türk edebiyatının en sevilen şiirlerinden biri haline gelen “Mona Rosa” şiiriyle okuyucunun kalbinde taht kuran Sezai Karakoç, şiir ve yazılarında, dergilerinde, kitaplarında ortaya koyduğu dünyayı gerçekleştirmek üzere 1990’da Diriliş Partisi’ni kurdu. Karakoç, 7 yıl partinin genel başkanlığı görevini yürüttü. Diriliş Partisi, 19 Mart 1997’de kapatıldı.

Müslümanların uyanışına emek verdi

Dünya savaşlarından yenik çıkan İslam dünyasının yeniden dirilişini amaç edinen ve bu uğurda, yazı hayatı boyunca “diriliş” kavramı çevresinde zinde bir bilinç uyandırmaya çalışan fikir adamı, başta şiir, siyaset ve düşünce olmak üzere, dünya Müslümanlarının uyanışına eserleriyle emek verdi.

Sayfa: 143

Baskılara maruz kalan bir şair

Düşünce dünyasını sistematize eden diriliş kavramını ilk kez 1954’te kullanan Karakoç’un Tunus ve Cezayir’deki bağımsızlık savaşlarını konu alan “Bir Milletin Basübadelmevti” yazısının yer aldığı ilk dergi girişimi Yeni Ay, savcılığın izin vermemesi sebebiyle dağıtıma çıkmadan toplatıldı.

Sezai Karakoç öldü

Usta şair Sezai Karakoç, 16 Kasım 2021’de hayatını kaybetti.

Kaynak

6555ea4a60128779.jpg
Uncategorized

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Gazze’den getirilen kanser hastalarına ziyaret

İsrail’in saldırısı altındaki Gazze’den çıkarılarak Türkiye’ye getirilen kanser hastaları Ankara’da tedavi altına alındı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gazzeli vatandaşları hastanede ziyaret etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Gazze'den getirilen kanser hastalarına ziyaret

ensonhaber.com


Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, işgal altındaki Gazze için önemli çalışmalara imza attı.

Son olarak Bakan Koca, Gazze’deki kanser hastalarının Türkiye’ye getirilmesi konularını görüşmek üzere Mısır’ın başkenti Kahire’ye gitti.

Kanser hastaları Türkiye’ye getirildi

Burada açıklamalarda bulunan Koca, başta çocukların ve kanser hastalarının ambulans uçakla Türkiye’ye getirilmesinin planlandığını bildirdi.

Ardından kanser hastalarını ve refakatçilerini taşıyan iki uçak, Türkiye’ye indi.

Başkent’te tedavi altına alındılar

Ankara Esenboğa Havalimanı’na giden sağlık ekipleri hastaları karşıladı.

Ambulanslara nakledilen 27 hasta, Bilkent Şehir Hastanesi’ne götürüldü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ziyaret

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bugün Bilkent Şehir Hastanesi’ne getirilen ve tedavilerine burada devam edilen 27 Gazzeli kanser hastasını ziyaret etti.

Kaynak

6555dc738dc64668.jpg
Uncategorized

Orhan Bey esir düştü! Sevdiği kız hain çıktı

ATV ekranlarında yayınlanan Kuruluş Osman dizisi, yeni fragmanıyla bir kez daha heyecanlandırmayı başardı.


ensonhaber.com


ATV ekranlarında yayınlanan Kuruluş Osman’ın son fragmanı, yine heyecanlı anlara sahne oldu.

Osman Bey, oğlu Orhan Bey’in esir düşmesinin ardından yeni bir plan yapmaya başladı.

Orhan Bey’in esir alınmasının ardından obada bir ain olduğu ortaya çıktı ve Holofire Hatun olduğu iddia edildi.

Orhan Bey kurtulacak mı?

Hain olmadığını söyleyen Holofire tutuklanırken, Orhan Bey’i kurtarmak ise yine babası Osman’a kalacak.

Sulh yolunu deneyen Osman Bey, Orhan’ı kurtaramadığı zaman savaş meydanına çıkacak.

Kaynak

6555e6ef7eebd791.jpg
Uncategorized

Uçmaktan korkuyor musun? İşte uçakta oturmanız gereken en güvenli yerler

İlk defa uçak yolculuğu yapacaksanız veya kalıcı bir uçak korkunuz varsa, oturabileceğiniz en güvenli yerleri sizler için derledik.

Uçmaktan korkuyor musun? İşte uçakta oturmanız gereken en güvenli yerler

Özel İçerik


Uçma korkusu, seyahat edenleri hayatlarının deneyimlerini kaçırmaktan kolaylıkla caydırabilir, çünkü fobileriyle mücadele etmekte zorlanırlar.

İstenmeyen türbülans sarsıntısından sıkışık alanlara ve kontrol eksikliği hissine kadar uçaklarda olmak birçok yolcu için tamamen rahatsız edici bir deneyim olabilir.

Neyse ki, uçmaktan korkuyorsanız uçakta oturulabilecek en iyi yerleri bilmek sizi rahatlatmaya yardımcı olabilir.

Koltuk seçiminde nelere dikkat etmelisiniz

Uçakta oturacağınız koltuğu seçerken dikkat edilmesi gereken birkaç şey var.

Çıkış olarak belirlenen kapıların önündeki koltuklar ile en arkadaki koltuklar geriye doğru yatmaz. Çıkışın arkasındaki koltuklarda ise pencereler olmasını istediğiniz yerde değildir.

Mutfak bölümüne yakın koltuklar sessiz bir yolculuk için ideal değildir. Hostesler yiyecek ve içecekleri burada hazırladığı gibi, herhangi bir görevlerinin olmadığı zamanlarda da genelde burada bir araya gelirler.

Hangi koltuklar daha güvenli

Amerikan Federal Havacılık İdaresi’nin verilerini inceleyen Time Dergisi, son 35 yılın kaza raporlarına bakarak uçağın arkasındaki orta koltukların kaza sırasında daha iyi sonuç verdiğini belirtiyor. Ancak bunun bir garantisi olmadığını belirtelim.

‘İstatistiksel olarak uçağın arka ucuna doğru kanat üzerinde bir koltuk seçmeniz gerekiyor, bunun beklenmedik bir kaza olayında hayatta kalma oranı biraz daha yüksek.

Aynı zamanda türbülansın daha fazla hissedildiği uçağın arka ve ön kısmına kıyasla kanatlar uçağı dengede tutmaya yardımcı olduğundan, burada türbülansı daha az hissedersiniz.

Diğer ipuçları arasında korse pozisyonuna alışma, türbülans sırasında her zaman emniyet kemerinizi takma ve aşırı susuz kalmamak için her alkollü içecekle birlikte bir bardak su içme gibi önemli tavsiyeler yer alıyor.

Acil çıkış koltuklarına dikkat

Acil çıkış koltuklarının diz mesafesi, diğer koltuklara göre daha geniştir. Ancak burada oturmanın bazı sorumlulukları var.

Çıkışa yakın olmak bazı yolcuların hızla uçaktan çıkmasını sağlayacaktır. Ama acil çıkışta pencere kenarında oturanların herhangi bir acil durumda yolcuların çıkmasına yardım etmesi gerekebilir.

Uçağın tipi, acil durumun ne olduğu ve hosteslerin ihtiyaçlarına bağlı olarak bazı yolculardan acil çıkış penceresini açmaları ve diğer yolcuların çıkmasına ya da acil iniş kaydırağından inip aşağıda onların inmesine yardımcı olmaları istenebilir.

Uçakta yolcular genellikle birbirinden mümkün olduğunda uzak oturmak ister. Uçağın arkasındaki koltuklar en son seçilenler olur.

Eğer biraz sarsıntıyı göze alıyorsanız ve yoğun bir sezon değilse, arka koltuklarda yanınızdaki koltuk boş kalacak şekilde oturabilirsiniz.

Şunu da belirtmeden geçmeyelim. Uçuş sırasında kabindeki basınç nedeniyle bazı yolcular kulak ağrısı yaşayabilir.

Ama uçağın her yerinde aynı basınç olduğundan oturduğunuz yer bu ağrıyı etkilemeyecektir.

Kaynak

6555e85f8ac8f507.jpg
Uncategorized

İstanbul’un o ilçelerinde dev elektrik kesintisi!

İstanbul’da yaşayan vatandaşlar, Avrupa ve Anadolu Yakası’ndaki elektrik kesintilerine AYEDAŞ ile BEDAŞ’ın sitelerinden ulaşabiliyor. AYEDAŞ ve BEDAŞ günlük olarak kesintileri yayınlıyor. Peki, İstanbul’un hangi ilçelerinde elektrik kesintisi var?

Dikkat dikkat: İstanbul'un o ilçelerinde dev elektrik kesintisi!

ensonhaber.com


İstanbul elektrik tedarik şirketlerinden birisi olan AYEDAŞ,
Anadolu Yakası elektrik tedarik ve arıza işleriyle, diğer şirketlerden BEDAŞ
ise Avrupa Yakası elektrik tedarik ve arıza işleriyle ilgileniyor.

İstanbul Anadolu Yakası’nda yaşanacak olan planlı elektrik
kesintisine dair güncel duyurular, AYEDAŞ’ın internet sitesi üzerinden
sorgulanabiliyor.

BEDAŞ ise İstanbul Avrupa Yakası’ndaki kesintiler hakkında
güncel olarak bilgilendirmeler yapıyor.

AYEDAŞ ve BEDAŞ 16 Kasım Perşembe hangi ilçelerde elektrik
kesintisi yaşanacağını İstanbullu vatandaşlarla paylaştı.

Peki, İstanbul’da elektrik ne zaman gelecek? İşte İstanbul
elektrik kesintisi yaşanacak ilçeler..

İstanbul elektrik kesintileri sorgulama ekranı için
tıklayınız…

BEDAŞ’ın ve AYEDAŞ’ın internet sitesinde yer alan
kesintileri öğrenmek için, aşağıdaki linklere tıklayabilirsiniz.

Tıkladığınız linkte, yaşadığınız ilçeyi seçmeniz kesinti
hakkında detaylı bilgi verecektir.

BEDAŞ ELEKTRİK KESİNTİSİ SORGULA

AYEDAŞ ELEKTRİK KESİNTİSİ SORGULA

Kaynak

6555e79d135bc658.jpg
Uncategorized

Sultanbeyli Afet Koordinasyon ve Eğitim Merkezi yarın hizmete giriyor

Türkiye Yüzyılı’nda Sultanbeyli yeni eserler kazanmaya devam ediyor. 14 bin metrekare alan üzerine, çok fonksiyonlu bir merkez olarak kurulan Sultanbeyli Afet Koordinasyon ve Eğitim Merkezi 17 Kasım Cuma günü açılıyor.

Sultanbeyli Afet Koordinasyon ve Eğitim Merkezi yarın hizmete giriyor

ensonhaber.com


Sultanbeyli yeni hizmetler kazanmaya devam ediyor.

Çok fonksiyonlu olarak inşa edilen ve alanında ilkler arasında yer alan Sultanbeyli Afet Koordinasyon ve Eğitim Merkezi açılıyor.

İçerisinde Afet Koordinasyon ve Yönetim Merkezi, eğitim merkezi, seminer salonu, mutfak, erzak depoları, Arama Kurtarma Timi malzeme depoları, Turgut Cansever Kütüphanesi, revir ve müşahede odası bulunan merkez; peyzaj uygulamalarıyla da bir yaşam alanına dönüştürüldü.

Sultanbeyli Belediyesi’nden örnek hizmet: Depremle ilgili onlarca şey mevcut

Merkezin bahçesinde çocuk oyun alanı, koşu pisti, 4400 metrekare yeşil alan ve her biri 4’er kişilik konaklama alanlarına dönüştürülebilir kamelyalar da bulunuyor.

Ayrıca afet merkezine ilerleyen günlerde geçici sığınma evleri de ilave edilecek.

Binlerce gence afetlerle ilgili eğitimler verilecek

1000 m2 kapalı eğitim alanına sahip merkezde ilçe sakinlerine ve binlerce gence afetlerle ilgili eğitimler verilecek.

Eğitimler için oluşturulan özel alanda sanal gerçeklik teknolojisi kullanılarak yangın ve sellere yönelik afet bilinci eğitimleri, sanal oda, son teknoloji ile donatılmış ilk yardım eğitim alanı, interaktif söndürme cihazlarının kullanılacağı yangın eğitim simülasyonu, 2 eksenli deprem simülatörü ve eğitim salonu, 5D sinema salonu, dumanlı alanlardan kaçış koridoru, yaşanmış bir deprem sonrası oluşacak yıkımı gözlemleyebilmek için hazırlanan enkaz koridoru bulunuyor.

Bilinçlendirme eğitimleri de yer alacak

Bu eğitim istasyonları ile afet durumlarında neler yapılması gerektiği hakkında vatandaşlara bilinçlendirme eğitimleri verilecek.

Bahçesinde bulunan ve gündelik yaşamda piknik alanı olarak hizmet verecek olan kamelyalar ise olası bir afet durumunda hızlı ve pratik şekilde 4’er kişilik konaklama alanına dönüşerek, şehir dışından yardıma gelecek ekipler için konaklama alanı ihtiyacını karşılayacak.

Kaynak

6555e770b5276401.jpg
Uncategorized

TSYD Ankara Kupası’ndan önce futbolcular bir arada

Bu yıl 56.’sı düzenlenecek Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Ankara Kupası öncesinde Gençlerbirliği Futbol Kulübü ve MKE Ankaragücü futbolcuları bir araya geldi.

TSYD Ankara Kupası'ndan önce futbolcular bir arada

İHA


Türk futbolunun en eski turnuvalarından, Başkent Ankara’nın gelenekselleşen ve bu yıl 56. kez düzenlenecek Türkiye Spor Yazarları Derneği Ankara Kupası, 18 Kasım Cumartesi günü Ankaragücü ile Gençlerbirliği arasında Eryaman Stadı’nda saat 16.00’da oynanacak.

Müsabaka öncesinde sarı-lacivertlilerin futbolcusu Atakan Çankaya ile kırmızı-siyahlıların başarılı oyuncusu Uğur Akdemir, TSYD Ankara Şubesi binasında bir araya geldi.

Fair-play çerçevesinde bir maç geçmesini temenni eden iki futbolcu ve TSYD Ankara Şubesi Başkanı Murat Tarhan, maç hakkında görüşlerini paylaştı.

“Bu kupanın bir farkı olacak”

Tarhan, kupanın iki defa Eryaman Stadyumu’nun zemini nedeniyle ertelendiğini hatırlattı. Tüm futbolseverleri müsabakaya çağıran Tarhan, şunları dedi:

Bu kupanın bir farkı olacak. Maçın en değerli futbolcusunu seçeceğiz basın mensuplarının oylarıyla. Ondan sonra kendisine de bir ödülümüz olacak. Diğer kupalardan farkımız bu olacak.

“Ortada bir kupa varsa biz buna talibiz ve almak istiyoruz”

Ankaragücü futbolcusu Atakan Çankaya ise yaptığı konuşmada, şu sözleri sarf etti:

Ankara’nın çok köklü bir turnuvası. Yıllardır oynadığımız ve mücadele ettiğimiz bir turnuva. Biz de elimizden geldiğince bu kupaya layık bir mücadele etmek istiyoruz. Ortada bir kupa varsa biz buna talibiz ve almak istiyoruz.

“Fair-play çerçevesinde güzel bir karşılaşma olmasını temenni ediyorum”

Gençlerbirliği’nin tecrübeli oyuncusu Uğur Akdemir de bu önemli maçta yer alacaklarından dolayı mutlu olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:

Türk futbolunun en değerli ve köklü turnuvalarından TSYD Kupası’na katılacağımız için çok mutluyuz. Çok özel ve 56 yıldır süren bir turnuva. Biz de bu kupaya talibiz. Fair-play çerçevesinde güzel bir karşılaşma olmasını temenni ediyorum.

Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı (İHA)

Kaynak