3 aydır Maltepe Açık Cezaevi’nde tutulan gazeteci Barış Pehlivan, bugün hakim karşısına çıktı. Savcı, duruşmada davanın düşürülmesi yönünde mütaala verdi. Mahkeme ise davanın düşürülmesine karar verdi.
ensonhaber.com
Maltepe Açık Cezaevi’nde tutulan ve denetimli serbestlik hakkından yararlandırılmayan gazeteci Barış Pehlivan’ın duruşması bugün Çağlayan Adliyesi’nde görüldü.
Pehlivan, açık cezaevinden aldığı yasal izniyle duruşmaya katıldı.
İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada savcı, Yargıtay Üyesi Ömer Faruk Aydıner’in şikayetini geri çektiği için davanın düşürülmesi yönünde mütaala verdi.
Mahkeme, Barış Pehlivan’ın yargılandığı davanın düşürülmesine karar verdi.
Vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlamak amacıyla yapılan ‘huzur’ uygulamasında 441 kişi sorgulandı. Uyuşturucu madde, ruhsatsız tabanca bulunduran 7 şüpheli polis ekiplerince gözaltına alındı.
İHA
Yurt genelinde asayiş uygulamaları devam ediyor.
Son olarak ekipler Bursa’da harekete geçti.
Uygulama Asayiş Şube Müdürlüğü koordinesinde, Çevik Kuvvet, TEM, Güvenlik, Trafik ve Narkotik Şube Müdürlüğü personeli ile Osmangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü personelinin katılımıyla gerçekleştirildi.
7 kişi yakalandı
Kent merkezinde vatandaşların can ve mal güvenliği amacıyla ‘huzur’ uygulaması yapıldı.
Uygulamada 400’ün üzerinde kişi sorgulanırken, çeşitli suçlardan aranan 7 kişi polis ekiplerince yakalandı.
Ele geçirilenler
Şüphelilerin üzerinde yapılan aramalarda; 2 adet ruhsatsız tabanca, 1 kurusıkı tabanca, 21 adet fişek ve 50 gram uyuşturucu madde ele geçirildi.
Öte yandan trafik canavarlarına da geçit vermeyen Bursa polisi, 198 aracı kontrol edip, 4 araç sürücüsüne 4 bin 832 lira ceza kesti.
İl Emniyet Müdürlüğü çalışmaların hız kesmeden devam edeceğini bildirirken, yapılan ‘huzur’ uygulamalarıyla birlikte suç oranlarının azaldığı aktarıldı.
10’ncu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi’ni ziyaret etti. Sezer, “Her zaman gelmek istediğim bir kurum. Sayın başkanın davetiyle geldim, çok mutluyum” dedi.
ANKA
ADD Genel Merkezi’ni ziyaret etti
10’ncu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Merkezi’ni ziyaret etti.
Sezer’i ADD Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt kapıda karşıladı.
“Burada olmaktan çok mutluyum”
Burada açıklamalarda bulunan Sezer şu ifadeleri kullandı:
Her zaman gelmek istediğim bir kurum. Yeni binalarına taşınınca sayın başkanın davetiyle geldim, burada olmaktan çok mutluyum.
Cumhuriyet ve Laiklik Konferansı’na katılmıştı
Ahmet Necdet Sezer geçtiğimiz günlerde de Türkiye Barolar Birliği’nin düzenlediği Cumhuriyet ve Laiklik Konferansı’na katılmıştı.
Melikgazi ilçesinde başı ezilerek öldürülen kadına ilişkin gözaltına alınan 2 oğlu ve komşusu adliyeye sevk edildi.
İHA
Kayseri’nin Melikgazi ilçesinde hayvan otlattıktan sonra eve dönen Seyit Ahmet Soykuk, eşi Hasibe Soykuk’u (51) yerde kanlar içinde yatarken buldu.
İhbar üzerine bölgeye sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri talihsiz kadının hayatını kaybettiğini belirledi.
Kafasına sert cisimle darbe aldı
Yapılan ilk incelemede Hasibe Soykuk’un kafasının sert bir cisimle vurularak ezildiği tespit edildi.
Jandarma ekipleri de olayın meydana geldiği evde inceleme yaptı. Soykuk’un cansız bedeni, yapılan incelemenin ardından hastane morguna kaldırıldı.
Talihsiz kadının cenazesi Gesi Güney Mahallesi Mezarlığı’nda kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi.
2 oğlu ve komşusu adliyede
Feci cinayetin ardından çalışma başlatan Melikgazi İlçe Jandarma Komutanlığı ve Jandarma Suç Araştırma Timleri (JASAT) ekipleri, cinayete kurban giden kadının eşi Seyit Ahmet ve oğulları S. ve B. Soykuk ile beraber komşusu İsmail K.’yi gözaltına aldı.
Seyit Ahmet Soykuk serbest bırakılırken, karakoldaki işlemleri tamamlanan 3 kişi geçirildikleri sağlık kontrolünün ardından adliyeye sevk edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Kasım 2021’de vefat eden şair, yazar ve fikir insanı Sezai Karakoç’u andı.
ensonhaber.com
‘Diriliş şairi’ Sezai Karakoç’un vefatının üzerinden 2 yıl geçti…
İslam dünyasının yeniden dirilişini amaç edinen ve hayatı boyunca “diriliş” kavramı çevresinde zinde bir bilinç uyandırmaya çalışan şair, yazar ve mütefekkir Sezai Karakoç yazdığı yüreklere kazındı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan andı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, X sosyal medya hesabından Sezai Karakoç paylaşımında bulundu.
“Edebiyatımızın müstesna ismi”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı paylaşımda, “Edebiyatımızın müstesna ismi, büyük mütefekkir ve şair Sezai Karakoç’u ebedî âleme irtihalinin yıl dönümünde rahmetle yâd ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Sezai Karakoç
Tam adı Ahmet Sezai Karakoç olan usta edebiyatçı, 22 Ocak 1933’te, Birinci Dünya Savaşı’nda Kafkas cephesinde çarpışırken Ruslara esir düşen tüccar Yasin Bey ile Emine Hanım’ın oğlu olarak Diyarbakır Ergani’de dünyaya geldi.
Çocukluğunu Ergani, Maden ve Piran’da (Dicle) geçiren Karakoç, ilkokulu 1944’te Ergani’de tamamladı. Parasız yatılı kaydolduğu Maraş Ortaokulunu 1947’de bitiren şair, 1950’de Gaziantep Lisesinden mezun oldu.
Henüz küçük yaşlarda okuma merakı başladı
Sezai Karakoç, ilkokulda Battal Gazi kitaplarını, Ahmediye ve Muhammediyeleri okuyup, dinledi, ortaokulda ise Namık Kemal, Ziya Paşa, Tevfik Fikret ve Ziya Gökalp’in eserlerini okudu.
20. yüzyıl İslamcılık düşüncesi içinde yazdığı kitaplar, şiirler ve kurduğu parti, düşünce ve hareketi ile ayrı bir yere sahip olan Karakoç, okumaya büyük bir sevgi besledi ve lise yıllarında Batı klasiklerine başladı.
Mütefekkir Karakoç, Necip Fazıl Kısakürek’in çıkardığı Büyük Doğu dergisinin tutkulu bir okuyucusu oldu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinin (SBF) sınav sonuçlarını beklerken, Necip Fazıl ile tanışmak üzere yanına giden Karakoç, Kısakürek ile tanıştıktan sonra bir daha hiç ayrılmadı. Karakoç, 1950’li yıllarda Büyük Doğu’nun sanat edebiyat sayfalarını yönetti, 1955’te ise üniversitenin maliye bölümünden mezun oldu.
Maliye Bakanlığında Hazine Genel Müdürlüğü Dış Tediyeler Muvazenesi bölümünde 1955’te çalışmaya başlayan edebiyatçı, girdiği sınavı kazanarak 11 Ocak 1956’da maliye müfettiş yardımcısı oldu. Karakoç, 1959’da gelirler kontrolörü olarak İstanbul’a atandı, görevi gereği yurdun birçok yerini görme imkanı buldu.
Usta edebiyatçı, askerlik vazifesini ise 1960-1961’de Ankara ve Ağrı’da yaptı.
İlk yazıları Büyük Doğu’da yayımlandı
İlk yazılarını 1950’li yıllarda Büyük Doğu’da yayımlayan Karakoç, 1963’ten itibaren Yeni İstanbul gazetesinde “Karakoç” imzasıyla günlük yazılar kaleme aldı.
Diriliş dergisinden önce ve derginin yayına ara verdiği dönemlerde A Dergisi, Akpınar, Büyük Doğu, Düşünen Adam, Hilal, Hisar, İslam Düşüncesi, Mülkiye, Papirüs, Pazar Postası, Soyut, Şiir Sanatı, Türk Dili, Türk Yurdu gibi dergilerde deneme ve şiirleri yayımlandı.
Yazar Karakoç, aralarında Yeni İstiklal, Babıalide Sabah ve Milli Gazete’nin de bulunduğu gazetelerde günlük yazılar yazmaya devam etti ve 1975’ten itibaren kendi çıkardığı “Diriliş” dergisi dışında hiçbir yerde yazmadı.
Türk edebiyatının en sevilen şiirlerinden biri haline gelen “Mona Rosa” şiiriyle okuyucunun kalbinde taht kuran Karakoç, “Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine” şiirini ise çok sevdiği İstanbul’a yazdı.
Şiir ve yazılarında, dergilerinde, kitaplarında ortaya koyduğu dünyayı gerçekleştirmek üzere 1990’da Diriliş Partisini kurdu. Karakoç, 7 yıl partinin genel başkanlığı görevini yürüttü. Diriliş Partisi, 19 Mart 1997’de kapatıldı.
Müslümanların uyanışına eserleriyle emek verdi
Dünya savaşlarından yenik çıkan İslam dünyasının yeniden dirilişini amaç edinen ve yazı hayatı boyunca “diriliş” kavramı çevresinde zinde bir bilinç uyandırmaya çalışan mütefekkir Karakoç, eserleriyle dünya Müslümanlarının uyanışını sağlamayı amaçladı.
Düşünce dünyasını sistematize eden diriliş kavramını ilk kez 1954’te kullanan Karakoç’un Tunus ve Cezayir’deki bağımsızlık savaşlarını konu alan “Bir Milletin Basübadelmevti” yazısının yer aldığı ilk dergi girişimi Yeni Ay, savcılığın izin vermemesi sebebiyle dağıtıma çıkmadan toplatıldı.
Sezai Karakoç, ikinci dergi girişimini ise üniversite son sınıftayken iki sayı çıkan “Şiir Sanatı” dergisiyle yaptı. Garip akımının yalınlaştırdığı şiir ortamına bir lirizm aşısı yapan dergide Karakoç’un yanı sıra Cemal Süreya, Gülten Akın, Orhan Duru, Muzaffer Erdost, Rami Ayas, Seyfettin Başçıllar, Erdal Öz, Nuri Pakdil, Güner Başar, Nahit Güçlü, Baha Galip Tunalıgil, Abdullah Rıza Ergüven ve Şahinkaya Dil’in şiirleri yer aldı.
Diriliş dergisiyle bir neslin fikir dünyasını yoğurdu
Yayımlandığı yıllarda içerdiği yazılar nedeniyle defalarca kapatılan ve toplatılan Diriliş dergisi, bir edebiyat ve sanat dergisi olmasının yanı sıra, İslam düşüncesi ve siyasetinin şekillendiği bir yayın organı da oldu.
Karakoç, 1960’ta Diriliş Dergisi’nin ilk sayısını çıkardı. Gazete formatında da yayımlanan Diriliş Dergisi’nin yayımını aralıklı olarak 1992 yılına kadar sürdürdü. Dergide İslam klasiklerinden, çağdaş İslam düşünür ve edebiyatçıların eserlerinden çevirilere yer verildi. Bunun yanı sıra Batı klasiklerinden ve çağdaş Batı edebiyatı ve düşüncesinden birçok metnin tercümesi yayımlandı.
Dergide, bir taraftan Seyyid Kutub, Malik bin Nebi, Muhammed Hamidullah, Malcolm X, Muhammed İkbal, Seyyid Hüseyin Nasr Türk okuyucuyla tanıştırılıp, çağdaş Afrika edebiyatı tercüme edilirken, bir taraftan da başta Mesnevi olmak üzere Kuşeyri, İbni Hazm, Niyazi Mısri, Muhyiddin Arabi, Firdevsi, Aziz Mahmut Hüdayi’nin eserleri tercüme edildi.
Doğu kadar Batı düşüncesi ve edebiyatına da açık olan Diriliş’te, Kierkegaard, Heidegger, Rene Guenon, Erich Fromm, Goethe, Rimbaud, Rilke, Ezra Pound, Virginia Wolf ve Faulkner’in de aralarında bulunduğu çok sayıda edebiyatçının yazı ve şiirleri okuyucuya sunuldu.
Sezai Karakoç, yazın hayatı boyunca kendi adının yanı sıra Mehmet Leventoğlu, Zülküf Canyüce, Sait Yeni, M. Cemil, Mehmet Yasin, M. Yasin, Mehmet Yasinoğlu, Zafer Karip, M.B.Y., S.K., S.Y., M.L., M.Y., M.S. Karakoç, Mehmet C. Güneş müstearlarını kullandı.
Birçok ödüle layık görüldü
Usta edebiyatçı, 1968’de “MTTB Milli Hizmet Armağanı”, 1970’te sürgündeki Macar yazarlarının takdir ve şükranlarının nişanesi olarak “Gümüş Hürriyet Madalyası”, 1982’de “Türkiye Yazarlar Birliği Hikaye Ödülü”, 1988’de “Üstün Hizmet Ödülü”, 1991’de ise 22. Dünya Şairleri Kongresinde “World Academy of Art and Culture Ödülü”ne layık görüldü.
Diyarbakır’da bir bulvara adı verilen Karakoç, 16 Kasım 2021’de İstanbul’daki evinde, kendi ifadesiyle “dünya sürgünü”nü tamamladı. Karakoç’un cenazesi “Şehzadebaşı’nda Gün Doğmadan” şiirinde “Yerleşecek yer aramamak, caminin avlusunda, soğuk bir taşa oturmak, gün doğmadan Şehzadebaşı’nda” mısrasıyla yer verdiği Şehzadebaşı Camii Haziresi’ne defnedildi.
Karakoç’un şiirleri Büyük Doğu, Hisar (1951-54), Mülkiye (1952-53), İstanbul (1953-57) Şiir Sanatı (1955), Hamle (1955), Pazar Postası (1957-58), Türk Yurdu (1959), Hür Söz (1961), Soyut (1965), Hilal (1965) ve Diriliş (1960-92) dergilerinde yayımlandı.
Sezai Karakoç’un eserleri
Şiir:
Körfez (1959), Şahdamar (1962), Hızırla Kırk Saat (1967), Sesler (1968), Taha’nın Kitabı (1968), Gül Muştusu (1969), Şiirler I (Hızırla Kırk Saat) (1974), Şiirler II (Taha’nın Kitabı, Gül Muştusu) (1974), Şiirler III (Körfez, Şahdamar, Sesler) (1974), Şiirler IV (Zamana Adanmış Sözler) (1975), Şiirler V (Ayinler) (1977), Şiirler VI (Leylâ ile Mecnun) (1980), Şiirler VII (Ateş Dansı) (1987), Şiirler VIII (Alınyazısı Saati) (1989), Şiirler IX (Monna Rosa) (1998), Gün Doğmadan (Bütün Şiirleri) (2000).
Hikaye:
Hikayeler I (Meydan Ortaya Çıktığında) (1978), Hikâyeler II (Portreler) (1982).
İnceleme-Araştırma:
Yunus Emre (1965), Mehmet Akif (1968), Mevlana (1996).
Eleştiri:
Edebiyat Yazıları I (1982), Edebiyat Yazıları II (1986), Edebiyat Yazıları III (1996).
Tiyatro:
Piyesler I (1982), Armağan (1997)
Düşünce:
İslam’ın Dirilişi (1967), İslâm Toplumunun Ekonomik Strüktürü (1967), Dirilişin Çevresinde (1967), Yazılar (1967), İslam (1967), Kıyamet Aşısı (1968), Mağara ve Işık (1969), Allah’a İnanma ve İnsanlık (1970), Ölümden Sonra Kalkış (1970), Ruhun Dirilişi (1974), Çağ ve İlham I (1974), Yitik Cennet (1976), İnsanlığın Dirilişi (1976), Diriliş Neslinin Amentüsü (1976), Çağ ve İlham II (1977), Gündönümü (1977), Çağ ve İlham III (1980), Makamda (1980), Diriliş Muştusu (1980), Çağ ve İlham IV (1986), Düşünceler I (1986), Fizik Ötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi I (1995), Fizik Ötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi II (1995), Fizik Ötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi III (1995), Yapı Taşları ve Kaderimizin Çağrısı I (1996), Yapı Taşları ve Kaderimizin Çağrısı II (1996), Unutuş ve Hatırlayış (1996), Varolma Savaşı (1997), Düşünceler II (Kurumlar) (1997), Samanyolunda Ziyafet (2004).
Günlük Yazılar:
Sütun I (1967), Farklar (1967), Sütun II (1969), Sûr (1975), Gün Saati (1986).
Çeviri:
Batı Şiirinden (Şiir) (1976), Şiir Anıtlarından (Şiir) (1976), Çağdaş Batı Düşüncesinden (1997), Armağan (Fuzûli’nin Hadîkat’üs-Suadâ’sından uyarlama) (1997).
masterChef’te yarışan Barış Demir, şimdilerde aşk hayatıyla gündeme geliyor. Sosyal medyasını aktif kullanan yarışmacı, yeni aşkıyla ilgi topladı.
ensonhaber.com
TV8n ekranlarında yayınlanan MasterChef yarışmasına katılan Barış Demir, başarılı bir performans sergiledi ancak elenmekten kurtulamadı.
Elendikten sonra sosyal medyasına daha çok yönelen Demir, sevgilisiyle gündem oldu.
Yakışıklı ismin sevgilisini ise bir kullanıcı ele verdi. Paylaşıma bir kullanıcının “Canım eniştem” yazmasının üzerine Barış’ın takipçileri “Barış elden gitti”,
“Sevgilisi kesin İremsu Kamber” yorumlarında bulundu.
Aşkıyla yorum beğendi
Barış Demir ve İremsu Kamber ise “Canım eniştem”
yorumuna beğenerek karşılık verdi.
Sosyal medya fenomeni olan İremsu Kamber’in Instagram
hesabında 103 bin takipçisi bulunuyor.
Yaşadığı sağlık sorunları ile zor günler geçiren Metin Uca hakkında aramalar hız kazandı. Peki, kimdir Metin Uca? İşte merak edilenleri..
ensonhaber.com
Metin Uca geçen hafta Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde araç kullanırken fenalaşarak kaza yapmış ve kaldırıldığı hastanede boyun şah damarının tıkalı olduğu anlaşılınca ameliyata alınmıştı.
Boyun şah damarının tıkanması nedeniyle ameliyat olan ve sağlık durumu iyiye gittiği için taburcu edilmesi planlanan Metin Uca, yeniden fenalaştı.
Ameliyatın ardından sosyal medya hesabından açıklama yapan Metin Uca iyileştiğini ifade etmişti.
Metin Uca paylaşımında “Merhaba.. Hızla iyileşiyorum. Bu tabii eski bir fotoğraf. En kısa zamanda beraber olacağız, doğum günümü birlikte sahnede kutlayacağız. Güzel doğum günü mesajlarınız ve iyi dilekleriniz için çok teşekkürler. Sonsuz sevgimle” ifadelerine yer vermişti.
Entübe edildi
Geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla sağlık durumunun iyiye gittiğini belirten Metin Uca, yeniden fenalaşınca operasyona alındı.
Metin Uca’nın menajeri, yaptığı açıklamada, sanatçının entübe edildiğini duyurdu. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;
“Acil bir operasyona alındı” Yapılan açıklamada, “Daha önce güzel haber vermiştim, sevgili Metin Uca’nın durumunun iyiye gittiğini, en kısa zamanda taburcu edileceğini, evde ek tedavilerle eski sağlığına kavuşacağını söylemiştim. 15 Kasım sabahı taburcu edilmesi beklenirken acil bir operasyona alınması gerekti. Operasyondan sonra oluşan komplikasyonlar nedeniyle tedbir amaçlı entübe edildi. 72 saati atlatmayı, ardından kaldığımız yerden tedavisine devam edebilmeyi umuyoruz. Kıymetli doktorlarının, hastane yönetiminin yoğun ve özverili çabalarıyla, sizlerin güzel dilekleriyle hep birlikte bu zorlu süreci aşacağız. Kalbimiz onunla. Onun yaşam felsefesi; umudu kaybetmemek. Umudu kaybetmeyeceğiz.” denildi.
Yaşanan olay sonrası Metin Uca hakkında aramalar hız kazandı. Peki, kimdir Metin Uca? İşte merak edilenleri..
Metin Uca kimdir?
Metin Uca 13 Kasım 1961 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Metin Uca kimya mühendisliği, jeoloji mühendisliği ve tiyatro eğitimleri almıştır.
Metin Uca 1987 yılında kazandığı Anadolu Ajansı sınavı ile muhabirlik yapmaya başladı. 1989 yılında TRT’ye katılan Uca ardından Kanal D, Show TV, ATV ve Star TV kanallarında muhabirlik ve programcılık yapmıştır.
Bir dönem CHP içinde etkin olarak siyasetle uğraşan Metin Uca 1999 yılından sonra “Günaydın Türkiye” adlı sabah haberleri programı ve 2002 yılında Star TV’de yayımlanmaya başlayan “Passaparola” adlı yarışmayla tanındı.
Metin Uca, Star TV’de yayınlanmaya başlayan ‘Passaparola’ isimli yarışma programıyla büyük bir üne kavuştu. 9 sene süren “Passaparola” 740. bölümü ile ekranlara veda etmişti.
Tek kişilik gösterilere de çıkan Metin Uca aynı zamanda seslendirme sanatçısıdır. Ayrıca Metin Uca’nın kaleme aldığı 3 kitap bulunmaktadır..