Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Ülkemize getirilen Gazzeli 27 hastanın teşhisleri kesinleşti, tedavileri devam ediyor” dedi.
ensonhaber.com
Türkiye, Gazze’de zor durumda olan vatandaşlara kucak açmaya devam ediyor…
İsrail’in zulmünün bitmesi için her platformda Gazze’yi savunan Türkiye, bölgede bulunan 27 hastayı ise nakletti.
Gazze’den çıkarılan bazı kanser hastalarıyla refakatçilerini
taşıyan ve Mısır’ın El Ariş Havalimanı’ndan hareket eden Türkiye’ye ait iki
uçak, Ankara Esenboğa Havalimanı’na indi.
Hastaları tek tek karşılayan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sağlık durumların ilişkin ise sosyal medyadan açıklama yaptı.
“26 hastaya kanser teşhisi konuldu”
Bakan Koca, şu ifadeleri kullandı:
Hastaların 26’sına kanser teşhisi kondu. Aralarında 12 kadın ve 18 yaşından küçük 2 kişi var. 18 yaşından küçük hastalardan birinde yumuşak doku kanseri, diğerinde ise genetik bir kan hastalığı tespit edildi.
Erişkin hastalarımızın 8’inde meme kanseri, 4’ünde ileri evre akciğer kanseri, 3’ünde yumuşak doku kanseri, 2’sinde kalın bağırsak kanseri, 1’inde safra yolları kanseri, 1’inde mesane kanseri, 1’inde böbrek kanseri, 1’inde mide kanseri, 1’inde lenf kanseri, 1’inde lösemi, 1’inde cilt kanseri ve 1 beyin kanseri tanısı mevcuttur.
Tedavileri devam ediyor
Gazzeli hastalarımızın tetkik ve tedavi süreçleri Ankara Bilkent Şehir Hastanemizde devam etmektedir. Bu süreçler, alanlarında uzman doktorlarımız tarafından yürütülmektedir. İki hastamız, diğer bazı hastalıkları da göz önünde bulundurularak, yoğun bakım ünitesinde yakın takip altında tutulmaktadır. Ülkemize getirilen Gazzeli 27 hastanın teşhisleri kesinleşti, tedavileri devam ediyor.
Beşiktaş’ta antrenmanlarda Rıza Çalımbay’la hava değişti. Siyah-beyazlılarda hem futbolcular hem de yönetim yeni havadan oldukça memnun.
ensonhaber.com
Beşiktaş’ın yeni teknik direktörü Rıza Çalımbay, siyah-beyazlılardaki kara bulutları dağıtmak istiyor.
Futbolcularıyla sık sık görüşen Rıza Hoca, oyuncuların moralini yükseltmek için de yoğun çaba sarf ediyor.
Antrenmanlarda futbol topuyla kısa bir şov yapan deneyimli isim, top kapma çalışmalarında da takımın içine entegre olarak futbolculuğundan enstantaneler sundu.
“Şansa bırakmamalıyız”
Tecrübeli çalıştırıcı, “Antrenmanlar gayet iyi geçiyor. Sakat oyuncularımız da katılınca her şey daha iyi olacak. Samsun ve Ankaragücü ile deplasmanda, Fenerbahçe ile evimizde oynayacağız. Üst üste çok zor maçlarımız var. Her şeye çok iyi hazır olmalıyız. Oynadığımız oyunun üstüne koymalıyız. İşimizi kesinlikle şansa bırakmamalıyız.” dedi.
“Huzura ihtiyaçları var”
Oyuncu arkadaşların istekleri vardır, daha önceki gerginlik de bundan dolayı yaşanmıştır. Her şey olabilir. Onların isteklerini en iyi şekilde karşılıyoruz. Ne yapacaksam oyuncularımla beraber yapacağım. Ama ne yapacaksak da takımın menfaatine göre yapacağız. Onların istekleriyle her şey olmaz. Onların huzura ihtiyacı vardır. Biz de kabul ettik. İyi ki de kabul etmişiz. Pazar günü hazırlık maçımız var Sakaryaspor ile. İkinci maçımız vardı ama hem sakatlıklar, hem de milli takıma giden oyuncular sebebiyle iptal ettik.
Hızı saatte 110 kilometreye ulaşabileceği tahmin edilen fırtına ve sağanak yağış uyarısına rağmen vatandaşlarla turistler deniz keyfine ara vermedi.
İHA
Hava sıcaklığı mevsim normallerine geriledi…
Türkiye’nin batısı, kasım ayının ortalarına geldiğimiz bu günlerde yağışlı havanın etkisi altına girdi.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü bugün beklenen kuvvetli fırtına ve sağanak nedeniyle 66 kente uyarıda bulundu.
Antalya’da yazdan kalma günler
Turizm kenti Antalya ise kasım ayında adeta yazdan kalma günler yaşıyor.
Sarı ve turuncu kodla sağanak uyarısı yapılan kentte, sabah saatlerinde kapalı ve zaman zaman parçalı bulutlu hava hakim olurken, hava sıcaklığı 21 derece, nem oranı yüzde 78, deniz suyu sıcaklığıysa 25 derece olarak ölçüldü.
Denizin keyfini çıkardılar
Konyaaltı Sahili’ne gelen bazı vatandaşlar ve tatilciler, denizin keyfini çıkardı.
Bazı aileler de sahil kısmında piknik yaptı, balık tuttu.
Denizin dalgalı olmaması kanoya binenler için fırsat oluşturdu.
“Yağmur yağınca kaçacağız”
Denize giren vatandaşlardan Cavit Gülgün şu ifadeleri kullandı:
Deniz mükemmel, içi oldukça sıcak ve yazdan kalma. Yağmur gelince kaçacağız. Şuan tadını çıkartıyoruz. Kasım ayında daha güzel oluyor, son demler artık. Herkese tavsiye ederim.
Vakanivüs, son günlerde gündem olan kremasyon olayını kaleme aldı. Günümüzde Türkiye’de kremasyon için bir yasal engel bulunmamasına karşılık krematoryum bulunmadığı için yakma işlemi gerçekleşmiyor.
Özel Haber
Kamuoyunda tanınan kimi isimlerin talebiyle zaman zaman gündeme gelen “yakılarak defnedilme” bir kez daha tartışılıyor.
Kocaeli’de geçirdiği kaza sonrası kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden televizyoncu ve gazeteci Metin Uca, 62 yaşında hayatını kaybetti.
Uca’nın hayatını kaybetmesi tartışmaları da beraberinde getirdi.
Yakılmak istediğini açıklamıştı
Ölümüyle sevenlerini yasa boğan ünlü televizyoncu, verdiği bir röportajda vasiyetini açıklayarak “Yakılarak ölmek ve küllerimin de İstanbul Boğazı’ndan serpilmesini isterdim ama ne yazık ki böyle bir şansımız yok. İki yüzlü törenleri istemiyorum.” demişti.
Vakanivüs ışık tuttu
Peki Türkiye’de krematoryum yani cenazelerin yakılması işlemi gerçekleşiyor mu?
Vakanivüs, tarihin izinden giderek kremasyon olayına ışık tuttu.
Türkiye’de yasal bir engel yok
Görünürde kremasyon için yasal bir engel yok ancak Türkiye’de krematoryum bulunmadığı için herhangi bir yakma işlemi de gerçekleşmiyor.
Slav halklarıyla başlayıp Avrupa’ya yayıldı
IBAD Sosyal Bilimler Dergisi’nin 8’inci sayısında Dr. Sevim Coşkun ve Prof. Dr. Nüket Büken tarafından kaleme alınan, “Kremasyonun Tarihçesi ve Türkiye’de Kremasyon” başlıklı makalede, antik çağlardan itibaren ölü yakmanın süreci anlatılıyor.
Kremasyon, Latince’de “yakmak” anlamına gelen “cremare” kökünden türetilmiş bir terim.
Birçok eski toplulukta cesedin yakılmasında, “ruhun serbest kalması, yeniden doğuş, ruh ve bedenin temizlenmesi, yer tasarrufu ve hijyen” gibi düşünceler etkendi.
Cesedin yakılmasına ilişkin 4 temel yöntem
Eski topluluklarda cesede ne yapılması gerektiğine ilişkin dört temel yöntemden bahsediliyordu.
Bunlar; “toprağa gömme, ceset teşhiri, yakma ve vahşi hayvanlara parçalatma”ydı.
Bunların içinde ölü yakma işlemi ilk olarak ise Kuzey Avrupa ve Yakın Doğu’da görülmüştü.
M.Ö. 2500’den 1000’e kadar ölü yakma İspanya, Portekiz ve Britanya Adaları’nda da yaygınlaşmıştı. Batı Rusya’nın putperest Slav halkları arasında başladığı tahmin edilen bu uygulama, sonrasında Kuzey Avrupa paganlarınca da benimsenmişti.
Kimi Germen topluluklarında, büyük çömlekler yapılıyor ve insanların cesetleri yakıldıkça küller bu “çömlek mezarlığı”nda biriktiriliyordu. Doğuda ise Hindistan başta olmak üzere pek çok bölgede ölü yakma görülüyordu. Aztek ve İnka’larda da ölü yakma vardı.
Antik Roma’da yaygınlaşınca, devlet kararname çıkartmıştı
Miken çağında, antik Yunan’da da yakma yaygındı. Bu Yunan eğilimini takiben, ilk Romalılar da ölü yakmayı benimsediler, sonrasında bu uygulama öyle yaygınlaşmıştı ki, devlet bir kararname çıkartıp tören ve yakma işlerinin teknik boyutlarını düzenlemek zorunda kalmıştı.
İki toplumda da zenginlerin cesetlerinin yakma töreni gösterişli törenlerle, fakir ve kölelerinki ise basit bir şekilde gerçekleştirilirdi. Hem Yunan hem de Roma’da yakmanın bu kadar yaygınlaşmasının pratik bir nedeni de vardı.
İki toplum da sürekli çevreleriyle savaş halindeydiler, bundan dolayı da çok fazla insan hayatını kaybediyordu. Bu kadar ölüyü en kestirme şekilde “uğurlamanın” yolu ise – hatta bazen topluca – yakmaktı. Tören sonrası oluşan küller “urne”ye (çömlek) konuyordu. İstanbul Yenikapı’da da Marmaray için yapılan kazılarda da bu çömleklerden bulunmuştu.
Hıristiyanlık, ölü yakmayı yasaklıyordu. Bu dinin doğuşuyla birlikte, ceset yakma uygulaması Avrupa’da ortadan kalkmıştı. İlerleyen asırlarda Papalık kıtaya hâkim olduğunda ise ceset yakma kâfirlik olarak nitelendirilmeye devam ediliyor ve bu töreni düzenleyen ölü yakını, Engizisyon kararıyla yakılarak idam ediliyordu! İslam inancı da böyle bir törenin ölen kişinin haysiyetine uygun olmadığı gerçeğinden hareketle ölü yakmayı kesinlikle yasaklamıştı.
Bazı fakir İngilizler, ölülerini evin ocağında yakmıştı
Kremasyon, Batı kültürüne tekrar ancak 1800’lerde tekrar girebilecekti. 1869 yılında, Floransa’da yapılan Uluslararası Tıp Konferansı’nda, “gömülmenin hijyenik olmadığı, bu nedenle hijyen kuralları, halk sağlığı ve medeni yaşam için kremasyon uygulaması”nın başlatılıp, legalleştirilmesi kabul görmüştü.
Bu karar, hızlı bir şekilde Avrupa’ya yayılmış, 1873’te ilk yasal krematoryum yapılmış; 1874’te de ilk kremasyon cemiyeti İngiltere’de, Kraliçe Viktorya’nın hekimi olan Sir Henry Thompson tarafından kurulmuştu.
İngiltere’de, krematoryumun ücretini ödeyemeyecek kimi fakir ailelerin, ölen yakınlarını evlerinin ocaklarında yaktıklarına dair kimi vakalar da kayıtlara geçmişti.
22 bin konuttan çıkan CO2’den daha fazla kirlilik üretiyor
Kuzey Amerika Ölü Yakma Derneği’nin web sayfasındaki bilgilere göre, kremasyon Kuzey Amerika’da da 1876’da Washington’ta başlamıştı.
2019 itibarıyla ABD’deki 3 binden fazla krematoryumda 1,5 milyonu aşkın ceset yakılmıştı. ABD’de halen son yolculukların yaklaşık yüzde 50’si krematoryumlarda gerçekleşiyor.
Günümüzde Hindistan ve pek çok Uzak Doğu ülkesinde de kremasyon yaygın bir yöntem. Bu arada, geçtiğimiz yıllarda İsrail’de de bir krematoryum açılmış ancak ortodoks Yahudilerden bir grup, inançlarına aykırı olduğu gerekçesiyle ölü yakma evini yakmıştı. Krematoryumun sahibi, burayı yeniden inşa etmişti.
Kremasyon, genelde 90 dakikalık bir yakmanın ardından arkasında yaklaşık 2,5 kg “kül” bırakıyor. ABD’deki her yıl yakılan yaklaşık 1 milyon ceset, ortalama 22.000 Amerikan evinin bir yılda ürettiği CO2 kirliliğinden daha fazla kirlilik üretiyor. Hindistan’da ölü külleri sadece yakınlarınca saklanmıyor “kutsal nehir” Ganj’a ve benzeri akarsulara da serpiştiriliyor.
Hindistan gibi ülkelerde yakma işlemi kamuya açık alanlarda yapılırken – Budizm’in kurucusu Sakyamuni Buddha ile modern Hindistan’ın kurucu isimlerinden Mahatma Gandhi de böyle halka açık bir törenle yakılmıştı -, birçok ülkede ise yakınların yakma işlemini görmesine izin verilmiyor, sadece fırın dışında bekleniliyor.
İstanbul’da “Ölüleri Yakma Cemiyeti” kurulmuştu
Türkiye’de, 1593 sayılı, 1930 tarihli Umumi Hıfzısıhha Kanunu, cesetlerin yakılmasına izin veriyor. Kanun, krematoryum yapımında belediyeleri işaret etmekle birlikte – bir girişim hariç – bugüne kadar böyle bir talepte bulunan belediye olmadı.
Sadece, CHP’li Belediye Başkanı Vedat Dalokay, 1975 yılında Ankara’da böyle bir girişimde bulunmuşsa da sonuç alamamıştı.
1930’lu yıllarda İçişleri Bakanlığı’nın kontrolünde İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığı’nda Türkiye’nin ilk krematoryumu kurulmuşsa da hiç kullanılmamış, beş yıl sonra da örf ve âdete uygun olmadığı gerekçesiyle kapatılarak, yerine müdürlük ve garaj binası inşa edilmişti. Bu arada Nureddin Münşi ve Salih Murad isimli iki şahıs “Ölüleri Yakma Cemiyeti”ni kurmuşlar, gazetelere ilanlar vererek, öldükten sonra yakılmak isteyenlere yardımcı olacaklarını açıklamışlardı. Ancak dernek, yakılma talebi olmadığı için bir süre sonra kapanmıştı.
Kışın trafiğin güvenliğini sağlamak amacıyla uygulamaya sokulan zorunlu kış lastiği uygulaması için geri sayım başladı. İşte kış lastiği uygulamasının başlayacağı tarih..
ensonhaber.com
Zorunlu kış lastiği uygulamasının başlamasına az bir zaman kala araç sahipleri lastikçilere akın ediyor.
Son günlerde hava sıcaklıklarının iyiden iyiye düşmesi ve yağışların başlamasıyla beraber lastikçilerde hareketlilik başladı.
Kışın trafikte güveni sağlamak amacıyla zorunlu hale getirilen kış lastiği uygulaması araçların ve yayaların daha güvenli seyahat edebilmesi için son derece büyük önem taşıyor.
Zorunlu kış lastiği uygulamasının başlamasına az bir zaman kala araç sahipleri lastiklerini değiştirmeye başladı.
1 Aralık’ta başlıyor
Kış lastiği uygulaması her yıl aynı tarihler arasında uygulanmaktadır. 1 Aralık 2023 tarihinde başlayacak olan kış lastiği uygulaması 1 Nisan 2024 tarihinde sona erecek.
Geçirdiği trafik kazası sonrası tedavi gördüğü hastanede vefat eden Metin Uca için bugün veda töreni düzenlendi. Törene CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da katıldı.
ensonhaber.com
Televizyon programcısı ve sunucu Metin Uca, geçtiğimiz günlerde hayatını kaybetti.
62 yaşındaki Uca, Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde araç kullanırken direksiyon başında fenalaştı.
Ardından kaza yaptı ve kaldırıldığı hastanede boyun şah damarının tıkalı olduğu anlaşılınca ameliyata alındı.
Ancak müdahaleler yeterli olmadı.
Veda töreni düzenlendi
Bugün ise Metin Uca için son görev yerine getirildi ve veda töreni düzenlendi.
Cemal Reşit Bey Konser Salonu’nda düzenlenen törene çok sayıda ünlü isim katıldı.
CHP Lideri Özgür Özel ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da törende yer alan isimlerden oldu.
“Hayranıydım”
İmamoğlu, Metin Uca için konuşma yapmak adına sahneye çıktı ve burada şu ifadeleri kullandı:
Kaybettiğimiz haberini ilk aldığımda aklımdan ilk geçen duygu şu oldu; ‘eyvah güçlü bir ses gitti.’ Çünkü ayıltan, uyandıran, düşündüren ve hissettiren çok enteresan tespitleriyle, yazdıklarıyla hepimize çoğu zaman ders veren, yön veren özel bir insandı. Bu yönüyle kaybımızın büyük olduğunu biliyoruz.
Zaten dostları burada çok güzel ifade ettiler. Tiyatro sanatçısı, kitap yazarı, haberci, gazeteci… Her yönüyle düşünen bir insandı. Biz de sıkı takipçisi ve aynı zamanda söylediklerinden gerçekten ders alan ve uyanan bir insan konumundaydık. Hayranıydım. Allah rahmet etsin. Gerçekten çok değerli bir insanı kaybettik. O güçlü sesi bize iyi geliyordu. Farkındalığımızı ve elbette ki yapmamız gereken bir kısım hamlelere ışık tutmasıyla değerli bir insandı.
“Nur içinde yatsın”
Bizlere düşen böylesi kıymetli bir insanımızı, vatandaşımızı, aydınımızı, hemşerimizi, sesiyle, sözüyle, kalemiyle, ismiyle yaşatmak. Hep birlikte yaşatacağız. Allah rahmet etsin. Mekanı cennet olsun. Nur içinde yatsın.
“Hakkında en son konuşması gereken kişinin ben olduğum ortaya çıktı”
Öte yandan sahneye son konuşmacı olarak Özgür Özel çıktı ve şöyle konuştu:
Benden önce konuşan herkesi dinleyince Metin Uca hakkında en son konuşması gereken kişinin ben olduğum ortaya çıktı, zaten. Ben 90’ların sonlarında; o muhteşem sabah haberleri ile güne başlamanın tadının, Metin Uca ekranlardan koparıldıktan beri eksikliğini çeken biri olarak bundan birkaç yıl önce iletişim kurabilmiş olduk.
“Işıklar içinde uyusun”
Ama şöyle enteresan bir tarafı vardı. Televizyonla ulaşamadığı herkese birebir ulaşabilecek kadar enerjikti. Sürekli iletişim halindeydik. İnanılmaz ilgiliydi, Türkiye meselesine… Bana da söylerdi, ‘neler yapmak lazım’ diye. Bence ne yapmamız gerektiğini kendi yaşantısı ile vasiyet edip gitmiş. Yükseklik korkusu olan herkes pilot olacak cesareti gösterdiğinde Türkiye de kurtulacak, hepimiz de kurtulacağız. Hepinize saygıyla selamlıyorum, ışıklar içinde uyusun.
Trabzonspor’da Konyaspor maçının ardından teknik direktör Abdullah Avcı, Baniya ile özel bir görüşme yaptı.
ensonhaber.com
Trabzonspor’da Konyaspor maçının ardından teknik direktör Abdullah Avcı’nın yaptığı açıklamalar gündeme damga vurmuştu.
Baniya ile görüştü
Özellikle isim vererek eleştirdiği oyunculardan olan Baniya ile bir görüşme yapan tecrübeli hocanın, oyuncusuna, “Hepimiz daha iyi olmak için çalışıyoruz. Çok daha iyisini yapabileceğine inanıyorum. Bunu birlikte başaracağız” dediği öğrenildi.
Bu konuşmasının ardından idmana çıkan 24 yaşındaki stoperin mutlu görüntüsü dikkat çekti.
Hayatı hakkında dikkat çeken açıklamalar yapan Burcu Esmersoy, “Artık istediğim olgunluğa eriştim” ifadelerini kulandı.
ensonhaber.com
Son zamanların en dikkati çeken ismi Burcu Esmersoy…
Geçtiğimi aylarda görkemli bir düğünle dünyaevine giren Burcu Esmersoy, sosyal medyadan para kazanmaya devam ediyor.
Sosyal medya üzerinden aldığı ücretle herkesin ağzını açık bırakan Esmersoy, hayatına dair bazı açıklamalarda bulundu.
Olgun Burcu
Burcu Esmersoy yaptığı açıklamada, “Artık istediğim olgunluğa eriştim, kendime acımasız davranmayı bıraktım” derken, “Şu an bulunduğum konumu hak ediyorum ve bu Burcu’yu takdir
ediyorum.Yaşadıklarımı yaşamamış insanların eleştirileri beni
ilgilendirmiyor” dedi.
İstanbul’da gece saatlerinde başlayan sağanak, aralıksız bir şekilde devam ediyor. Sabah saatlerinde etkisini artıran yağışın, gün boyu sürmesi bekleniyor.
DHA
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden İstanbul için tüm hafta boyunca uyarılar peş peşe geldi.
Meteoroloji’nin uyarıları sonrası beklenen yağış, gece geç saatlerinden itibaren etkisini göstermeye başladı.
Sabah saatlerinde işe gitmek için dışarı çıkan ve yağmura hazırlıksız yakalanan vatandaşlar zor anlar yaşarken, sürücüler ise göle dönen yollarda güçlükle ilerledi.
Marmara Bölgesini etkisi altına alan olumsuz hava şartları
nedeniyle Şehir Hatları’na ait bazı vapur seferleri, Bursa Deniz
Otobüsleri (BUDO) ve İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) seferleri iptal edildi.
Öte yandan Maçka-Taşkışla Teleferik Hattı da olumsuz hava koşulları yüzünden
kapatıldı.
Sarıyer’de yollar göle döndü
Sarıyer Ayazağa -Cendere Caddesinde biriken su nedeniyle
araçlar güçlükle ilerledi. Bazı araçlar ise geri dönmek zorunda kaldı.
Motosiklet sürücüleri ise kaldırımdan geçerek gitti.
Belediye ekipleri tıkanan rögarları açarak suyu tahliye etmeye çalıştı.
Vidanjörlerle de su tahliye ediliyor.
Zeytinburnu sahilde 4 araç mahsur kaldı
İstanbul’da sabah saatlerinden itibaren etkili olan yağmur nedeniyle bazı yollar su altında kaldı.
Zeytinburnu sahil yolunda su birikintisi nedeniyle 4 araç yolda mahsur kaldı. Olay yerine su tahliyesi için ekipler sevk edildi. Suyun tahliyesinin ardından araçlar yoldan çekildi.
Arnavutköy’de yoğun yağış kaza getirdi
Arnavutköy Anadolu Mahallesi Saliha Sokak’ta, Arnavutköy Belediyesi tarafından sokakta yağmur suyu
kanalı yapım çalışmaları nedeniyle bölgeye koyulan dubalar ve uyarı levhaları
yoğun yağış ve rüzgar nedeniyle uçtu.
Bir sürücü de o sokaktan geçtiği sırada
açılan çukuru göremeyerek içine düştü. Olayda ölen ya da yaralanan olmazken araç
çekici yardımıyla çukurdan çıkartıldı.
Arnavutköy Belediyesi Basın Yayın Halkla
İlişkiler Müdürü Fatih Sanlav, yaşanan olayla ilgili yaptığı açıklamada, “Yağmur suyu kanalı yapım çalışmamız esnasında gerekli tüm tedbirleri
almış olmamıza rağmen, koyduğumuz uyarı levhaları ve emniyet tedbirlerinin
tamamı rüzgarın ve yoğun yağışın etkisiyle sürüklenmiştir.
Vatandaşımızın maddi
zararı tarafımızca karşılanacak olup, gerekli tüm tedbirler yeniden alınmıştır.
İlçemizde devam eden sağanak ve gök gürültülü yağışların, artarak süreceği
tahmin edilmektedir. Acil durumlar için 444 4 597 bizimle iletişime
geçebilirsiniz” ifadelerine yer verdi.
Galatasaray’dan Sevilla’ya transfer olan ancak beklediği forma süresini bulamadığı için Türkiye’ye dönebileceği iddia edilen Marcao, İstanbul’a geldi.
ensonhaber.com
Galatasaray’dan Sevilla’ya transfer olan ancak İspanyol ekibinde yaşadığı sakatlıkların ardından bir türlü istediği forma şansını bulamayan Marcao, sürpriz bir şekilde İstanbul’a geldi.
Transfer döneminin yaklaşmasının ardından adı önce Galatasaray, sonra Fenerbahçe ile anılan 27 yaşındaki Brezilyalı stoper için bu kez Beşiktaş cephesinden fotoğraflı bir paylaşım ve açıklama geldi.
Ahmet Nur Çebi’nin yönetiminde yer alan Beşiktaşlı iş insanı Tarkan Ser, Marcao’yu ailesiyle birlikte İstanbul’da ağırladı.
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Tarkan Ser “Kardeşim Marcao’yu uçağımla ailece İstanbul’da ağırlamaktan çok mutlu oldum.” ifadelerini kullandı.
“Marcao’yu yakından tanırım”
Öte yandan Hürriyet Gazetesi’nden İsmail Er’e konuşan Tarkan Ser “Marcao, yakın dostum. Kim seçilirse seçilsin eğer ihtiyaç varsa, Marcao’yu alıp hediye ederim. Beşiktaş’a hizmet etmek için illa yönetimde olmak zorunda değiliz.” açıklamasını yaptı.
Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı (İHA)
Haber Kaynağı: Demirören Haber Ajansı (DHA)
