DHA

Agos Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, o dönem 17 yaşında olan Ogün Samast tarafından düzenlenen suikast sonucu öldürülmüştü.

Samast 15 Kasım’da tutuklu bulunduğu Bolu F Tipi cezaevinden tahliye edilmişti.

17 Kasım’da Ogün Samast hakkında, “Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” suçundan 7 yıl 6 aydan 12 yıla kadar hapis istemiyle yeni düzenlenen İddianame İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilmişti.

İddianameyi kabul eden İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi tensip zaptı düzenledi.

Duruşmaya gelmezse yakalama kararı çıkartılacak

Samast, 26 Aralık Salı günü tekrar hakim karşısına çıkacak. Tensip zaptında mahkeme, Ogün Samast’ın tahliye olurken cezaevine bildirdiği adres kaydını cezaevinden istedi.

Tensip zaptında, Samast’ın üzerine atılı suçu birlikte işlediği iddia edilen ve İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılaması devam eden aralarında Yasin Hayal ve Erhan Tuncel’in de bulunduğu 11 sanığın dosyası ile her iki dava arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu anlatıldı.

Mahkeme yargılama sonucu verilecek kararın hukuki güvenlik hakkı kapsamında birbirine tesir edeceği kanaatinde olduğunu belirterek, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davayla birleştirme talebinde bulundu.

Yargılama açık yapılacak

Mahkeme, Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanacak Ogün Samast’ın 18 yaşından büyük olduğunu belirterek yargılamanın açık yapılacağı belirtilirken, Samast’ın daha önce yargılandığı dava dosyalarının da istenileceği belirtildi.

İddianame

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 12 Nisan 2021 tarihinde İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin suç duyurusunda bulunduğu, Arat Dink, Delal Dink, Hasrof Dink, Rahil Dink ve Sera Dink Nazarıan müşteki sıfatıyla, Ogün Samast’ın ise ‘Suça sürüklenen çocuk’ sıfatıyla yer aldı. İddianamede, Yasin Hayal’in ‘Suç örgütü yöneticisi olmak’, Erhan Tuncel ve Ogün Samast ise ‘Suç örgütü üyesi olmak’tan ceza aldıkları belirtildi.

İddianamede ayrıca, Ogün Samast’ın 5 Aralık 2014 yılında savcılığa verdiği ifadesinde, “Mektupta yazdığım gibi Yasin önce beni Erhan Tuncel’in evine götürdü. Ben evde bilgisayarda oyun oynuyordum. O sırada benim bulunduğum yerin 3 metre arkasında mutfak bölümü vardı, mutfağın kapısı açıktı. Erhan’la Yasin konuşuyordu. Ben de kulak misafiri oldum. Erhan’ın ‘Ramazan Akyürek ve Fuat müdür’ diye konuştuğunu duyunca döndüm dinledim. Yasin dedi ki, ‘O zaman sırtımız sağlam’ dedi. Evden çıkınca Yasin’e sordum. Yasin dedi ki, ‘Ben Ramazan Akyürek’i tanıyorum. İsmen de tanıyorum Trabzon’da müdürlük yaptı biliyorum ama Fuat müdür kim?’ dedim. Yasin de bana, ‘Erhan’ın tanıdıkları, biz bu işi öteki çocuğa yaptıracaktık. Çocuk vazgeçti, Erhan onlardan referans almış Ramazan müdür hatta ‘İstanbul emniyet amiri bile biliyor ama arkanızda hepsi, düşün, büyük kahraman olacaksın, cayarsan fena olur yakarım seni’ dedi. Ben de önce dediğim gibi tekrar ‘peki’ dedim. Ben Yasin’e ‘Olay nasıl olacak?’ dedim Yasin de bana ‘Direkt olarak vuracaksın, bu şekilde imzanız olacak.’ Ayrıca bana bayrak verdi otobüsten Trabzon’a dönerken ‘Samsun’dan seni alacaklar, eğer burada alınırsan Ramazan müdür açığa çıkar” dediği aktarıldı.

14 Haziran 2022 tarihinde savcılık tarafından tekrar ifadesi alınan Samast’ın üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği, Yasin Hayal ve Erhan Tuncel arasında geçen konuşmaya tanık olduğunu tekrarladığı anlatıldı.

FETÖ vurgusu

İddianamede, FETÖ’nün, devletin Anayasal kurumlarını ele geçirmeye yönelik hedefleri doğrultusunda askeriye, mülkiye, emniyet, yargı ve diğer stratejik öneme sahip diğer kamu kurumlarını ele geçirmek için kendilerine engel olacaklarını düşündüğü bürokrat ve personeli sistem dışına çıkardığı ve örgüt üyelerini bu makamlara getirdiği anlatıldı.

İddianamede, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün Hrant Dink cinayeti sonrasında ilk olarak İstanbul İstihbarat Müdürlüğünü ele geçirdiği, ardından bu şubenin imkanları ile Ergenekon, Balyoz, Ayışığı, Askeri Casusluk, Cizre/Temizöz, Devrimci Karargah, Tahşiye, Selam-Tevhid, 17-25 Aralık operasyonları ile davalarını ve devamında 15 Temmuz darbe girişimine giden sürecin başlatıldığı ifade edildi.

Ogün Samast’ın doğrudan FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü üyesi olduğuna ilişkin somut delil elde edilmediği, anacak Samast’ın ele geçirilen bir kısım delillerde FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün yöneticisi ve üyeleri ile belli bir irtibatının olduğu aktarıldı. Samast’ın bu irtibatının şüpheliler Tuncay Uzundal, Zeynel Abidin Yavuz, Erhan Tuncel, Yasin Hayal, Ersin Yolcu ve Ahmet İskender’le birlikte Samast’ın Dink cinayetini işlerken ve sonrasında örgütün çıkar ve amaçları doğrultusunda hareket ettiğini ortaya koyduğu ifade edildi.Hazırlanan iddianamede, Ogün Samast’ın “Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte silahlı terör örgütü adına suç işlemek” suçundan 7 yıl 6 aydan 12 yıla kadar hapsi istendi.

Haber Kaynağı: Demirören Haber Ajansı (DHA)

DHA

İstanbul’un Bağcılar ilçesinde tır şoförü caddeden ara sokağa girdiği sırada park halindeki 7 otomobile çarptı.

Şoför kazanın ardından yoluna devam etti.

Sabah işlerine gitmek için evlerinden çıkan otomobil sahipleri araçlarını hasarlı şekilde görünce durumu polis ekiplerine haber verdi.

Polis çalışma başlattı

Çevredeki iş yerlerinin güvenlik kameralarını inceleyen araç sahipleri tırın sokağa girdiğini ve araçlara zarar vererek ilerlediğini gördü.

Polis ekipleri incelemelerin ardından, olay yerinden kaçan TIR şoförünü yakalamak için çalışma başlattı.

“Savcılığa gidip müracaat edeceğiz”

Otomobili zarar gören Rıdvan Cankara, “Ayın 20’sinde sabah tır aşağıdan Gülbahar caddesinden bütün araçlara hiç frene basmadan hasar verip gidiyor. Kamera kayıtlarında da görüntüler var. Tırın plakası kayıtlarda gözükmüyor. Koçman caddesine yöneliyor. Polis şu anda araştırıyor. 7 araçta hasar var, durmamış kaçmış gitmiş. Savcılığa gidip müracaat edeceğiz. Karakola müracaat ettik. Sonuç almak için bekliyoruz” diye konuştu.

Haber Kaynağı: Demirören Haber Ajansı (DHA)

DHA

Türkiye’ye sağlık alanında sınıf atlatan şehir hastanelerinin yapımı devam ediyor…

Sağlık Bakanlığı tarafından Ordu’da yapılan 1200 yataklı Şehir Hastanesi’nin inşaatı sürüyor.

Ordu Üniversitesi yerleşkesinin içerisindeki 250 bin metrekare arazide yükselen hastane inşaatında yüklenici firma, kaba inşaatın sonuna yaklaştı.

Fore kazık kullanıldı

Zorlu coğrafi koşulları nedeniyle yüklenici firma, zemin iyileştirme ve heyelan önleyici tedbirler kapsamında bölgeye 50 bin metrekareyi bulan fore kazık ve kuşaklama imalatı yaptı.

Yüzde 80’lik bölümü geride kaldı

Sağlık Bakanlığı’nın genel bütçe imkanlarıyla yapılan hastanenin 33 aylık inşaat çalışmalarının yüzde 80’lik bölümü geride kaldı.

28 ameliyathane, 250 yoğun bakım yatağı, 359 poliklinik, 15 sancılı doğum odası, 4 anjiyo odası, helikopter pisti, kreş ve 2 bin kapasiteli kapalı otoparkı bulunan hastanenin yatak kapasitesi, acil durumlarda 1560’a çıkarılabilecek.

“1020 sismik izolatör kullanıldı”

İl Sağlık Müdürü Opr. Dr. Dursun Tüzün, hastane inşaatıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Hastanedeki çalışmalarla ilgili bilgi veren Tüzün şu ifadeleri kullandı:

Şehir hastanemiz 250 bin metrekare alana kurulmuş, 330 bin metrekare kapalı alanı mevcuttur. Hastanemizde 1020 sismik izolatör mevcuttur. Son deprem yönetmenliğine göre inşa edilmiştir. Ordu’muz heyelan bölgesi olduğu için Şehir Hastanesi’nin etrafı yaklaşık 50 bin metrekare fore kazıkla çevrilmiştir. Hastanemizin kaba inşaatında şu anda yüzde 100’lere yaklaştık. Genel olarak da yüzde 80’lerdeyiz. Şu anda içerisinde mekanik tesisatlar döşeniyor. Hastanemizi 2024 yılına yetiştirmeye çalışıyoruz.

“Mevcut hastanelerimizin kapasitesini yüzde 60 oranında artırıyor”

Tüzün, Şehir Hastanesi ile kentteki tedavi yöntemlerinin çeşitlendirileceğini ifade ederek, şöyle konuştu:

Bu hastanemiz, mevcut hastanelerimizin kapasitesini yüzde 60 oranında arttırıyor ve yeni özellikler katıyor hastanelerimize. Normalde şu anda Ordu merkezde bizim 76 yatağımız var. Bu hastanemizi bin 200 yatakla açtığımızda kapasitemiz artacak. Bunun dışında 130 yoğun bakımımız vardı. Bu sayıyı 260’lara çıkartacağız. Kemoterapi merkezimiz büyüyecek. Onun dışında radyasyon, onkoloji merkezimizi, üremeye yardımcı tedavi merkezimizi, hiperbarik oksijen merkezimizi açacağız. Yani tedavi yöntemlerini çeşitlendireceğiz. Fizik tedavi içi robotik yürüme cihazları getireceğiz. Bu da bölgeye hitap edecek. Giresun, Sivas, Tokat illerinin ilçeleri inşallah tedavi olmak için bize gelecek. Samsun, Trabzon illerinde olan tedavilerin çoğu bizim ilimizde de olacak. Normalde hastalarımızı Ordu’dan, Samsun’a veya Trabzon’a gönderiyorduk. Bunlar bazen yatak yokluğundan, bazen branş yokluğundan, bazen ise cihaz yokluğundan oluyordu. İnşallah bu hastaneyle bizim Samsun ve Trabzon’dan farklı bir yanımız kalmayacak.

“Karadeniz’e yakın ülkelerden sağlık turizmi”

Kentte gelen turistlerin sağlık turizminde de faydalanabileceğini söyleyen Tüzün şunları söyledi:

Ordu’muz, Karadeniz’in incisi diyoruz. Turizm ve cazibe merkezi. Artık gelen turistlerimiz sağlık turizminden de faydalanacak burada. İnşallah yurt dışına da açılacağız sağlık turizmi olarak. Mevcut hastanelerimizde bunu yapma imkanımız yoktu ama burası açıldığında Karadeniz’e yakın ülkelerden sağlık turizmi için hasta bekleyeceğiz.

Haber Kaynağı: Demirören Haber Ajansı (DHA)

ensonhaber.com

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Karayolu 5.
Ulusal Kongresi ve Sergi Açılış Töreni’ne katıldı.

Burada açıklamalarda bulunan Bakan Uraloğlu, ulaşım alanında yapılan hizmetlere değindi.

Uraloğlu, “2002 yılı öncesinde ayakta durmaya çalışan ülkemizde günün ihtiyaçlarını karşılayacak ulaşım yapıları yokken gelecek planlaması da maalesef yeterli değildi. Bugün ise uluslararası standartlara uygun olarak geliştirilmiş ve birbiri ile entegrasyonu gözetilerek planlanmış ulaşım yatırımları ile yüz yıllık işi 21 yıla sığdırarak ülkemizi uluslararası alanda vazgeçilmez bir düzeye taşıdık.” ifadelerini kullandı.

“Türkiye üç büyük kıtanın kalbi konumundadır”

Bakan Abdulkadir Uraloğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde…

Asya ile Avrupa kıtalarını birbirine bağladığı gibi Kafkas ülkeleri ve Rusya’dan Afrika’ya uzanan kuzey güney koridorlarının da merkezinde bulunan ülkemiz; küresel ticaret için önemli bir kesişme noktasındadır. Türkiye; Asya, Avrupa ve Afrika olmak üzere üç büyük kıtanın kalbi konumundadır. Bu nedenle ülkemizi; havayollarından-denizyollarına, karayolundan-demiryollarına çok modlu taşımacılık altyapısı sunan uluslararası bir lojistik merkeze dönüştürüyoruz.

“Son 21 yıl içerisinde karayollarına çok büyük yatırımlar gerçekleştirdik”

Ülkelerin lojistik performanslarını etkileyen en önemli kriterlerden birisi ulaştırma altyapısının gelişmişliğidir. Lojistik ve ulaştırma altyapısının geliştirilmesinin en önemli bileşeni ise ulaştırma türleri arasındaki dengeli dağılımdır. Karayolu taşımacılığı da; aktarmasız, güvenli, esnek, hızlı ve kolay ulaşımın vazgeçilmez ulaşım modu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yük ve yolcu taşımacılığında aktarmasız ulaşım imkanı vermesi, güzergah seçiminde esneklik sağlaması, parça yüklerin daha kolay ve belli mesafelere kadar daha hızlı taşınabilmesi gibi ana faydaları ile ön plana çıkan karayolları ve karayolu taşımacılığı gelişmiş ülkeler için hem uluslararası hem de yurt içi taşımacılık faaliyetlerinde kilit bir rol oynamakta ve adeta lojistik sistemin kılcak damarı olarak hayati bir fonksiyon üstlenmektedir. İşte bunun bilinciyle Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde geçen son 21 yıl içerisinde Karayollarına çok büyük yatırımlar gerçekleştirdik.

“Bölünmüş yol ağımızı toplamda 29 bin 283 km’ye ulaştırdık”

Ülkemizin dört bir yanında doğu-batı, kuzey-güney demeden ülkemizi baştanbaşa yüksek standartlı yol ağıyla kuşattık. 2002 yılında 6 bin 101 km uzunluğundaki bölünmüş yol ağımızla sadece 6 ilimiz birbirine bağlıyken, 23 bin 182 km yeni yol yaparak bölünmüş yol ağımızı toplamda 29 bin 283 km’ye ulaştırdık. Bölünmüş yollarla 77 ilimizin birbiri ile bağlantısını sağladık. Bölünmüş yollar ülkemizin yol ağının yüzde 43’ünü oluşturmasına rağmen, bütün yol ağımızda hareket eden trafiğin yüzde 83’üne hizmet vermektedir. Yine bölünmüş yol yatırımlarımızla trafik güvenliğini artırarak kazalardaki ölüm oranını düşürdük. 100 milyon taşıt-km başına hayatını kaybeden kişi sayısında yüzde 81’lik bir azalma sağladık.

Seyahat konforunu artırdık, süresini kısalttık ve yollarımızdaki ortalama hızı 40 km‘den 88 km’ye çıkardık. Köprü yapım çalışmaları kapsamında; 2002 yılında 311 km olan toplam köprü uzunluğunu, yüzde 146 artış ile 765 kilometreye çıkardık. Tünel yapım çalışmaları kapsamında 675 km uzunluğunda 405 adet tünel inşa ederek 2003 öncesi 50 km olan tünel uzunluğumuzu 725 kilometreye yükselttik.

“Elektrikli akıllı araçları kullanmaya başladık”

Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan hızlı gelişmeler, toplumun ulaşım anlayışı ve tarzında yeni eğilimlerin ortaya çıkmasına da neden olmuştur. Artık elektrikli akıllı araçları kullanmaya başladık. 2035’te her iki araçtan birinin elektrikli olacağını ve internet erişim bağlantılı araçların oranının yüzde 68 olacağını öngörüyoruz. Bu gerçekten hareketle tüm yatırımlarımızın odağına mobilite, dijitalleşme ve çevreye duyarlılığı yerleştiriyoruz.

Tüm ulaşım modlarında seyahat sürelerini azaltmak, trafik güvenliğini arttırmak, mevcut yol kapasitelerini etkin kullanmak ve enerji verimliliği sağlayarak ülke ekonomisine katkı sağlamak için akıllı ulaşım sistemlerini yaygınlaştırıyoruz. Elbette karayolu altyapımızı inşa ederken de teknolojideki gelişme ve küresel trendleri dikkate alıyoruz.

“Hızlı ve emniyetli yol altyapısı tesis ediyoruz”

Yollarımızı akıllı ve otonom teknolojilerle donatarak, hızlı ve emniyetli yol altyapısı tesis ediyoruz. Araçların birbirleri ve çevreleriyle veri transferi sağladığı otonom sürüş sistemleri için yeni gelişen mevzuatları oluşturmaya ve altyapımızı hazır hale getirmeye devam ediyoruz. Meteorolojik bilgi istasyonları, kameralar ve olay algılama uygulamalarımız sayesinde hava olayları, çevre şartları ve olası kazalar gibi değişkenlerin etkenlerini anında tespit ediyoruz. Sinyalizasyon sistemleri, değişken mesaj işaretleri, radyo yayınları ve mobil bilgi uygulamaları ile tüm sürücülerimizi yol durumlarına dair anlık bilgilendirebiliyoruz. Özellikle yollarımızı ulaşımda aklın yolu dediğimiz akıllı ulaşım sistemleri ile donatmaya devam edeceğiz ve bunun için internet alt yapısı çok önemli.

Bu kapsamda da yollarımızda beş aşamada fiber optik kablo haberleşme altyapısı tesis etmeyi hedefledik. Birinci aşamada 520, ikinci aşamada 1452 ve şu an yapımı devam eden 1400 kilometrelik üçüncü aşama kapsamında da 310 kilometre olmak üzere toplam 2.282 kilometre fiber optik kablo inşasını tamamladık. Şimdi sırada 1573 kilometre uzunluğundaki 4. aşama ve 1686 kilometre uzunluğundaki 5. aşamalar var. Onları da tamamladığımızda kara yollarında inşasını bitirdiğimiz 2.282 kilometre fiber optik kablo uzunluğunu 6.631 kilometreye yükselteceğiz. Elbette nihai hedefimizde tüm yol ağımıza haberleşme alt yapısı tesis ederek akıllı ulaşım sistemlerini uygulamaya hazır hale getirmektir.

“Ülkemizi uluslararası bir merkez hâline getiriyoruz”

Uzak Doğu’dan Avrupa’ya uzanan Orta Koridorun kilit noktasında olan ülkemizi uluslararası bir merkez hâline getiriyoruz. Şu anda ülkemizin dünyaya entegre olduğu uluslararası karayolları koridorlarının ülkemizden geçen kısmı günümüzde yaklaşık 13 bin km’dir. Buna yenilerini ekliyoruz. Hindistan, Doğu Asya ve Basra Körfezi üzerinden Irak’a gelecek yüklerin FAV Limanı’ndan başlayarak demiryolu ve karayolu bağlantısı ile Avrupa’ya ulaştıracak Kalkınma Yolu Projesi hem ülkemiz hem de Irak Hükümeti yatırımlarıyla devam ediyor.

“2028 yılına kadar 1009 kilometre daha yeni otoyol yapmayı hedefliyoruz”

Kalkınma Yolu’nun ülkemizdeki karayolu ağı geçişi 1.912 km olacak. Bu kapsamda Şanlıurfa ile Ovaköy arasında 320 km’lik yeni otoyol yatırımımızı da planladık. Bu tür uluslararası koridorlar için artan transit taşımacılıkla birlikte fiziki ve geometrik standartların ve trafik güvenliği seviyesinin yükseltilmesi adına, yatırımlarımıza kesintisiz olarak devam ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın, “Yol Medeniyettir” diyerek bizlere açtığı müreffeh yolda ülkemizi yarınlara taşıyacak büyük karayolu projeleri hayata geçiriyoruz. 12. Kalkınma Planımız doğrultusunda 2028 yılında bölünmüş yol ağımızı 31 bin 250 kilometreye çıkarmayı hedefliyor, 2053 hedeflerimiz kapsamında ise 38 bin 60 kilometreye yükseltmeyi planlıyoruz. Otoyollarımız özelinde de 2028 yılına kadar 1009 kilometre daha yeni otoyol yapmayı hedefliyoruz.

Bu yeni yapacağımız otoyollarımızdan; Ankara-Kırıkkale-Delice Otoyolu projesi ile yük ve yolcu taşımacılığını daha güvenli, hızlı ve konforlu bir şekilde Ankara’nın doğu ve kuzey koridoruna ve buradan da Ortadoğu ve Kafkas ülkelerine aktaracağız. Ankara-Kırıkkale arasında bulunan mevcut devlet yolu yoğunluğunu da azaltmış olacağız. Özellikle yaz aylarında turizme bağlı olarak artan yolculuk taleplerini, hızlı, konforlu ve güvenli olarak karşılamak ve bölgedeki tarım sektörüne de hizmet edecek Antalya-Alanya Otoyolumuzun ihalesini de gerçekleştireceğiz. İstanbul’dan Kuzey Marmara Otoyolu ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile başlayıp Sakarya/Akyazı’ya kadar ulaştırdığımız yüksek standartlı otoyol altyapımızı başkentimize kadar ulaştıracak Orta Anadolu Otoyolu Projesini de planlıyoruz. Denizli-Burdur-Antalya ve Çanakkale-Balıkesir Otoyollarımızı da hayata geçireceğiz.

AA

Araç mezarlığına dönüşen otoparklar için harekete geçildi.

Kaderine terk edilen otomobillerle dolup taşan yedieminler için karar verildi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, kararı geçtiğimiz günlerde açıklamıştı.

Araçlar yarı fiyatına satılacak

Tunç, yıllardır yedieminde bekleyen araçların piyasa fiyatının yarısına satılacağını bildirmişti.

Bu durumun ardından ikinci el otomobilde önemli bir fiyat düşüşü beklentisi oluştu.

Tüm Yediemin Otopark Çekici Kurtarıcı Taşıyıcılar ve Depo İşletmeleri Federasyonu Başkanı Rasim Uluç, konuya ilişkin değerlendirmede bulundu.

Ekonomiye 25 milyar dolarlık katkı

Türkiye’de yediemin bünyesindeki otoparklarda yaklaşık 1,5 milyon aracın bulunduğunu belirten Uluç, bunlar yoluyla ekonomiye “25 milyar doları” bulacak katkı sağlanabileceğini söyledi.

Uluç, bu sayede sektörün de canlanacağını ifade ederek, “Araçların satılması halinde borçlu borcundan, alacaklı da alacağından kurtulmuş olacak. Devletimiz de Motorlu Taşıtlar Vergisine (MTV) kavuşmuş olacak. Söz konusu MTV tutarı 3-4 milyar doları buluyor. Biz de yediemin olarak bu araçlara fatura kesiyoruz. Bunun yüzde 20’si KDV olacak, bir kısmı da kurumlar ve gelir vergisi olarak kaydedilecek.” dedi.

700 bin aracın satışı başladı

Türkiye genelinde kasım başı itibarıyla 700 bin aracın satışının başladığı bilgisini veren Uluç, Ankara’daki otoparklarında 1600 araç bulunduğunu bildirdi.

Yarından itibaren 10 gün süreyle sahibine borçlu araç iade süresinin başlayacağını vurgulayan Uluç, şunları kaydetti:

Banka ve şahıs alacaklarından dolayı yakalamalı ve hacizli araçları bulunan vatandaşlar, yarından itibaren en yakın icra dairesine gidip, talep formlarını, dilekçelerini doldurduktan ve yediemin otopark ücretini ödedikten sonra araçlarını gelip teslim alabilirler. Başka hiçbir ücret ödemeden araçlarına kavuşabilirler. ‘Aracımı aldım, borcundan kurtuldum.’ diye bir durum söz konusu değil. Borç kapatılmamışsa haciz durumu devam ediyor. Çoğu ticari araç. Devlet, ilgili kişiye ‘Aracını kullan, borcunu öde.’ diyor. Sahipleri tarafından alınmayan araçlar için 5 Aralık’ta rehin hakkı sahibi (alacaklı) kişi ve kuruluşlara iade süreci başlayacak. Alacaklısı tarafından da alınmayan araçlar açısından elektronik satış (e-ihale) sürecine geçilecek.

Gümrükteki araçlar ve vergi dairelerinin araçları için süreç

Uluç, ilk 10 günlük süreçte gümrükte hacizli araçların satışını gerçekleştirdiklerini belirterek, “Ticaret Bakanlığının Tasiş elektronik ortamında satışı var. Araçlar buradan alınıp Tasiş tarafından satılmaktadır. Bize bu şekilde gelen araçlar yüzde 1-2 civarında. Biz de bu araçları 10 günlük süre sonunda gümrüğe teslim ettik.” dedi.

İkinci 10 günlük süreçte ise vergi dairelerinin kamu alacağına istinaden arabaları bulunduğunu belirten Uluç, burada da yüzde 10-15 gibi araç olduğunu ve ihale süresinin dolacağını bildirdi.

Rasim Uluç, bazı art niyetli araç sahiplerinin aracın ihalede kendilerinde kalması için araçların bazı parçalarını söktüğünü, dolayısıyla aracın kendilerine nasıl teslim edildiyse satışını da o şekilde gerçekleştirdiklerini sözlerine ekledi.

İhale bilgileri

Yediemin otoparklarındaki atıl duran 1,5 milyon hacizli aracın ekonomiye kazandırılması ve yüksek ikinci el araç fiyatlarının önüne geçilmesi amacıyla 1 Kasım’da başlatılan satışlar devam ediyor.

İhalelere katılmak için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak ve belirtilen teminatı yatırmak gerekiyor. İhaleye katılmak istemeyenler ise yatırdığı teminatı geri çekebiliyor. Satışın gerçekleştiği durumda ise kanunun belirtildiği şekilde ödeme yapılarak araçlar devralınabiliyor.

5 milyon liralık aracın ortalama satış fiyatı 1-1,5 milyon lira olarak belirleniyor. Bu rakam belirlenirken aracın bekleme süresi, kayıpları dahil çeşitli detaylar hesaplanarak ihaleye çıkılıyor.

Aracı satın alan kişi sadece satın alma bedelini öderken otopark ücretleri ve cezaların hiçbiri alıcıyı bağlamıyor. Araçta çıkacak eksikliklerin hepsi aldıktan sonra alıcı tarafından karşılanıyor.

İhale usulüyle yapılacak satışlarda aynı araca birden fazla kişinin başvurması halinde ihale gereği en yüksek fiyatı teklif eden kullanıcı aracın yeni sahibi oluyor.

Elde kalan araçlar ya MKE ya da Kızılay’a devredilecek

Elde kalan araçların e-ihale yoluyla satılamaması durumunda kamu yararı gözetilerek kanunda belirlenen bedel karşılığı Makine ve Kimya Endüstrisi AŞ’ye (MKE) devredilecek.

Satış ve mülkiyet devri durumunda elde edilecek bedel muhafaza edilecek hak sahiplerine ödenecek.

Belirtilen mallar, MKE AŞ’ye de devredilmezse çürüyerek ülke ekonomisi ve çevreye zarar vermemesi amacıyla Kızılaya bedelsiz olarak geçirilecek.

Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)

İHA

Kırklareli’de korkunç bir olay yaşandı.

Lüleburgaz ilçesi Yılmaz Mahallesi Orhan Özcanlar Sokak’ta bulunan bir eğlence mekanında G.T. ile M.A. arasında tartışma çıktı.

Tartıştığı kişiyi başından vurdu

Kısa sürede büyüyen tartışmada G.T., M.A.’nın belindeki silahı alarak ateş etti.

Başından yaralanan M.A., 112 Acil Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Lüleburgaz Devlet Hastanesine götürüldü.

Saldırgan yakalandı

Olay yerinden kaçan G.T. polis ekiplerince yakalanırken, suçu gizlemeye çalışan eğlence mekanı sahibi A.S. de gözaltına alındı.

Emniyette işlemleri tamamlanan şüpheliler adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden G.T. tutuklanırken, A.S. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı (İHA)

AA

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, fırtına, aşırı yağış ve selden etkilenen bazı bölgelerdeki KOBİ’lere 1 milyon liraya kadar faizsiz kredi imkanı sağlayacaklarını duyurdu.

AYRINTILAR GELİYOR

Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)

DHA

Cumhuriyet’in 100. yılı Türkiye’nin dört bir yanında coşkuyla kutlandı.

Afyonkarahisar Atatürk İlkokulu’nda 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenleri sırasında, sınıf öğretmeni Ş.Ş. öncülüğünde 24 öğrenci, üzerinde Atatürk fotoğrafı ve Türk bayraklarının olduğu tişörtlerle sahneye çıktı.

Gösteri başlayacağı sırada öğretmen Ş.Ş., disleksi rahatsızlığı bulunan M.E.D.’yi gruptan ayırıp, uzaklaştırdı.

Daha sonra diğer öğrenciler, çalan müzik eşliğinde gösterisini sundu.

Bu sırada kenarda duran M.E.D. ise elleri önünde katılımcıların alkışladığı arkadaşlarını izledi.

Prova görüntülerini paylaştı

Sosyal medyada yayılan görüntüler, tepkiye neden oldu.

M.E.D.’nin gösteri için sınıfta yapılan provalarda da sırada oturduğu ve arkadaşlarına dahil edilmediği görüntüler ortaya çıktı.

Sınıf öğretmeni Ş.Ş.’nin kendi sosyal medya hesabından paylaştığı görüntülerde, M.E.D.’nin sırasında oturduğu görüldü.

“Gerekli dikkat ve özen gösterilmemiş”

Konuyla ilgili İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nce başlatılan inceleme tamamlandı. İnceleme sonucunda öğretmen Ş.Ş.’nin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek, kutlamalar için okula gelen öğrenci M.E.D.’yi gösteriye katmadığı ve kenarda beklettiğinin anlaşıldığı, bu nedenle öğretmenin 657 Devlet Memurları Kanunu’nun 125’inci maddesi gereğince ‘kınama’ ile cezalandırılması kanaatine varıldığı belirtildi.

Görev yeri değiştirildi

Olayın ulusal ve yerel basında geniş yer bulması, öğrencinin okulda devam edecek olması, aile ile tekrar karşı karşıya gelme durumunda oluşabilecek olumsuz durumları önlemek, öğretmenin güvenliğini, saygınlığını korumak adına da Ş.Ş.’nin görev yerinin il merkezinde branşına uygun başka bir okulla değiştirilmesinin uygun görüldüğü belirtildi.

Haber Kaynağı: Demirören Haber Ajansı (DHA)

İHA

Kocaeli’de kendini istihbarat görevlisi olarak tanıtan M.G., 72 yaşındaki R.Y.’yi arayarak bankadaki parasına banka görevlisi tarafından el konulacağını söyledi.

Kadını sürekli telefonda tutan ve kimseyle konuşmasına izin vermeyen M.G., dediklerini yapması ve güven sağlamak için tek tek çocuklarının ismini söyledi.

İstihbarat görevlisiyim yalanıyla dolandırdı

Ne olduğunu şaşıran ve M.G.’ye güvenen yaşlı kadın, bankadan çektiği 198 bin TL’yi verilen hesaba yolladı. Bir daha da M.G.’den haber alamayan R.Y., dolandırıldığını anlayarak şikayetçi oldu.

Olaya ilişkin açılan davanın ilk duruşması Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya sadece müşteki R.Y. katıldı.

Çocuklarımın nerede oturduklarını ve isimlerini dahi söyledi: Kendisine güvendim

Nasıl dolandırıldığını anlatan R.Y., “Sanık beni telefonla arayarak kendini istihbarat görevlisi olarak tanıttı. Bankadaki paramın banka görevlisi tarafından el konulacağını söyledi. Bunun üzerine çok korktum. Beni sürekli telefonda tutmaya çalıştı. Telefonu kapatmama ve kimseyle iletişim kurmama izin vermedi. Çocuklarımın nerede oturduklarını ve isimlerini dahi söyledi. Bunun üzerine kendisine güvendim. Bankaya giderek hesabımda bulunan parayı çektim ve bana verdiği iban numarasına 198 bin TL yatırdım. Parayı yatırdıktan sonra şahısla bir daha iletişim kuramadım, şikayetçiyim” diye konuştu.

Mahkeme heyeti, kayıp olan sanık M.G. hakkında yakalama kararı çıkararak duruşmayı erteledi.

Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı (İHA)

ensonhaber.com

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 23 Kasım, Perşembe günü Merkez Bankası Hafize Gaye Erkan başkanlığında toplanacak.

Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının ardından saat 14.00’te bir haftalık repo faizine denk gelen politika faizi açıklanacak.

Bu rakam en son ekim ayında yüzde 35’e çıkartılmıştı.

Bu kez de faizin 250 baz puan artırılarak 37,5’e çıkartılması bekleniyor.

TCMB’den kasım ayındaki beklenti, artışı işaret etse de sıkılaşmanın da yavaşlayacağı düşünülüyor.

5 toplantıda toplam 2 bin 650 baz puan artış yaşandı

TCMB haziranda 650 baz puan, temmuzda 250 baz puan, ağustosta 750 baz puan, eylül ve ekimde 500’er baz puan olmak üzere 5 toplantıda toplam 2 bin 650 baz puan faiz artırmıştı.

AA Finans anketi beklentisi: Yüzde 37,5

Anket sonuçlarına göre, 250 ila 500 baz puanlık bir artırım öngören ekonomistlerin politika faizi beklentileri, yüzde 37,50 ile yüzde 40 arasında değişti.

Ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı ise yüzde 40,00 oldu.

Reuters’in anketi beklentisi: Yüzde 37,5

Reuters’in anketine katılan ekonomistlere göre bu ay da faiz artışının devam etmesi ancak hızının 250 baz puana yavaşlaması bekleniyor. Ankete göre politika faizinde 16 ekonomist 250 baz puan, üç ekonomist 500 baz puan, bir ekonomist 350 baz puan ve bir ekonomist ise 300 baz puan artış tahmininde bulundu.

JP Morgan beklentisi: Yüzde 37,5

JP Morgan da TCMB’nin Kasım’da sıkılaşmada yavaşlamasını bekliyor. JP Morgan Türkiye Ekonomisti Fatih Akçelik, Merkez Bankası’nın önümüzdeki toplantısında politika faizini 250 baz puan artıracağını öngördü. Akçelik, Aralık toplantısında da 250 baz puanlık artış yapılacağını tahmin etti.

Akçelik, ayrıca TCMB’nin 2024 sonuna kadar faizi yüzde 45 seviyesinde koruyacağını tahmin ettiklerini söyledi.