TV8’in sevilen yarışması MasterChef All Star yarışmacıları arasında tansiyonlar yükseldi. Dilara, Batuhan’la Hasan tartışmasının fitilini ateşledi…
ensonhaber.com
2021’de ikinci olan Hasan Biltekin’in liderliğindeki Mavi
Takım, elemeye gidecek olan ismi belirledi. 5 oy ile Dilara Başaran’ın potaya
gönderildiği bölümde, Batuhan Bayır ile Hasan Biltekin arasında yaşanan getir-götür
tartışması da dikkat çekti.
Dilara, Hasan için “iyi bir kaptan değilsin” dedi. Dilara’nın
sözlerinin hemen arkasında Batuhan takımın başarısızlığından dolayı Hasan’ı suçladı.
Tansiyonlar bir anda yükseldi
Batuhan, Hasan hakkında “getir-götür yapmak yerine şeflik
yapması gerektiği” dedi. Eleştirilere sinirlenen Hasan “O zaman yarın sen
getir-götür yapacaksın, ben kaptanlık” diyerek Batuhan’a karşılık verdi.
Eleme oylamasının ardından ikili atışmalarına devam
eden isimlerden biri olan Hasan, Batuhan’ı kendisini ezdiğini söyledi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Işıkhan, depremden etkilenen bazı iller ve ilçelerde ertelenen ödemelerle ve yapılandırmanın uzatılmasına dair bilgi paylaştı.
AA
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, depremden etkilenen illerde vatandaşlara desteklerin sürdüğünü belirterek şu bilgileri verdi:
Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep ilinin İslahiye ve Nurdağı ilçelerindeki işyerleri ile primini kendi ödemekle yükümlü sigortalıların 06.02.2023 tarihinden önce ödeme süresi dolmuş mevcut prim borçları ile 2023 yılının tamamı ve 2024 yılı Ocak, Şubat, Mart aylarına ait prim borçlarının ödeme süresini 31.05.2024 tarihine erteliyoruz.
Ayrıca, bu il ve ilçelerde afet kapsamında yer alan işveren, sigortalı ve hak sahiplerinin 7440 sayılı Yapılandırma Kanunu kapsamındaki başvurularını 31.07.2024 tarihine kadar yapabilmesine ve borçlarının ilk taksitini, başvuruyu takip eden ay sonuna kadar, diğer taksitlerini ise bu taksiti takip eden aylık dönemler hâlinde ödeyebilmesine imkan sağlıyoruz.
Türkiye ekonomisinin büyümesi üçüncü çeyrekte tahminlerin üzerinde gerçekleşti. Bu olumlu sonucu AB ülkeleri, OECD ülkeleri ve G20 ülkeleri ile karşılaştırıldığında Türkiye’nin konumundaki iyileşme gözler önüne seriliyor.
AA
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) bugün Türkiye’nin üçüncü çeyrek büyümesini yüzde 5,9 olarak açıkladı.
Türkiye, böylece yılın 3. çeyreğinde verisi açıklanan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ve G20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomi oldu.
OECD ve TÜİK verilerine göre, Türkiye, temmuz-eylül döneminde sergilediği performansla ekonomik büyümesini 13. çeyreğe taşıdı.
Türkiye’nin yüzde 5,9’luk büyüme oranı diğer ülkelerle karşılaştırıldığında, Avrupa Birliği (AB), OECD ve G20 ülkeleri arasında birinci sırada yer aldığı görüldü.
Türkiye’yi, OECD’de Kosta Rika takip etti
OECD’de Türkiye’yi, yüzde 5,9’luk büyüme oranıyla Kosta Rika takip etti. Bu ülkeyi yüzde 3,4 ile İsrail, yüzde 3,2 ile Meksika ve yüzde 2,9 ile ABD izledi.
OECD ülkeleri ekonomilerinin ortalama büyümesi yüzde 1,7
OECD ülkeleri ekonomilerinin ortalama büyümesi yüzde 1,7 olarak hesaplandı.
OECD’de ekonomisi en çok küçülen ülke ise yüzde 1,5 ile Norveç oldu.
Ekonomisi en fazla daralan ikinci ülke yüzde 1,3 ile İsveç olarak hesaplandı.
G20’de zirvede
Türkiye, 3. çeyrek büyüme verisi açıklanan G20 ülkeleri içinde de ilk sırada yer aldı. Türkiye’yi, yüzde 4,9 ile Endonezya ve Çin takip ederken bu ülkeleri yüzde 3,2 ile Meksika izledi.
AB’de ortalama büyüme yüzde 0,1
Söz konusu dönemde AB’de ortalama büyüme yüzde 0,1 oldu. AB ülkelerinin büyüme oranlarına bakıldığında Romanya’nın yüzde 2,1 ile ilk sırada yer aldığı, bu ülkeyi yüzde 1,9 ile Portekiz’in takip ettiği görüldü.
Türkiye ekonomisi, AB ülkelerinden daha hızlı ve güçlü büyüme performansı sergiledi.
Son zamanlarda artan mantar zehirlenmeleri ile ilgili uyarılarda bulunan uzmanlar, Türkiye’deki 100 çeşit mantarın zehirli olduğuna dikkat çekti. Uzmanlar mantar zehirlenmelerinin yüzde 95’inin ‘köygöçüren’ mantarından kaynaklandığını belirterek, ölüme bile yol açabileceğini kaydetti.
İHA
Sonbaharda mevsim yağmurlarının artması ile mantar bolluğu yaşanmaya başladı.
Ormanlık ya da çayırlık alanlarda mantar toplayan vatandaşların birçoğu ise zehirlenme şüphesi ile hastanelere başvuruyor.
Yüzde 70’i ormanlarla kaplı olan Kastamonu’da, mantardan kaynaklanan zehirlenme vakaları arttı.
Köygöçüren mantarına dikkat çektiler
Mantar sebebiyle yaşanan zehirlenmelere karşı uyarılarda bulunan uzamanlar, bazı zehirlenmelerin ölüme sebep olabileceğine dikkat çekti.
Konu ile ilgili konuşan Kastamonu Üniversitesi İhsangazi Meslek Yüksekokulu Veterinerlik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Gülay Giray, Türkiye’de yaygın olan ve zehirlenmelerin yüzde 95’ine sebep olan ‘köygöçüren’ mantarına karşı dikkatli olunması gerektiğini ifade etti.
“Mantarlar bitki değildir, fungus aleminde yer alırlar”
Mantarların bitki olmadığını söyleyen Giray şu ifadeleri kullandı:
Bazı kaynaklarda baktığımız zaman mantarları bitkiler gurubunda gösteriyorlar. Mantar bitki değildir. Mantar ayrı bir ‘fungus alemi’ dediğimiz grup içerisinde yer alır. İnsanların büyük kısmı mantarları bitki olarak düşünüyor. Mantarları incelediğimiz zaman mantarlar sonbahar ve ilkbahar aylarında yağışlar başladıkları zaman kendilerine uygun gelişecek bir ortam bulurlar ve bu mevsimlerde gelişmeye başlarlar. O yüzden daha çok biz, zehirlenmeleri sonbahar ya da ilkbahar aylarında görüyoruz. Makro mantarları sınıflandırdığımız zaman yenen mantarlar, yenmeyen mantarlar ve zehirli mantarlar olarak üç guruba ayırıyoruz.
“Türkiye’de tespit edilen 100 mantar çeşidi zehirlidir”
Türkiye’de tespit edilen mantar türlerinden 100 tanesinin zehirli olduğunu belirten Gülay Giray şunları söyledi:
Türkiye genelinde 2 bin 400 tane mantar tespit edilmiştir. Bu mantarların 100 tanesi zehirli, 10 tanesi öldürücü, 300 çeşit yenen mantarımız var. Bu yenen mantarların 40 tanesini de semt pazarlarında görebiliyoruz. Kastamonu pazarında da kanlıca, ayı mantarı, kestane mantarı, kuzugöbeği, tavukayağı, gelincik gibi mantarları da görebiliyoruz. Yenmeyen mantarlar zehirli değiller ama onlarında yapısının sert olması, görüntüsünün kötü olması ve kötü kokması sebebiyle bu mantarları tüketmiyoruz. Yenen mantarlar genellikle amatör dediğimiz kırsal kesimdeki insanlarımız tarafından toplandığı için bazen zehirli mantarlarla karıştırılabiliyor. Bu da insanlarda zehirlenmelere neden olabiliyor.
“Türkiye’deki zehirlenmelerin yüzde 95’i Köygöçüren mantarından kaynaklanıyor”
Mantarlar hakkında bazı yanlış inanışların olduğuna değinen Giray şöyle devam etti:
Bir de zehirlenmeye neden olan yanlış inanışlar var. Bu yanlış inanışlar yüzünden de halkımız zehirlenebiliyor. ‘Zehirli mantarı ve yenen mantarı yan yana görmeyiz’, diye düşünebiliyorlar. Halbuki yan yana bile yetişebiliyor. ‘Zehirli mantarı kopardığınız zaman içi mavileşir’ ya da ‘mantarımız zehirli değilse şapkasından kopardığınız zaman herhangi bir değişiklik meydana gelmez’, ‘çayırda yetişen mantarlar zehirli değildir’, mantar piştiği zaman zehri gider’, ‘mantarı tuz ya da sirke ile kaynattığımız zaman zehri gider’, ‘pişirirken içerisine gümüş ya da kaşık koyduğumuzda kararıyorsa bunlar zehirli mantardır’, gibi yanlış inanışlar var. Bunlar da insanların zehirlenmesine neden olabiliyor. Özellikle mantarların içerisinde köygöçüren (amanita phalloides) dediğimiz bir türümüz var. Bu tür genellikle saman mantarıyla çok fazla karıştırılıyor. Türkiye’deki zehirlenmelerin baktığımız zaman yüzde 95’i bu mantar yüzünden meydana geliyor. Köygöçüren mantarını yedikten 8 saat ile 12 saat içerisinde belirti vermeye başlıyor. Türkiye’de yaklaşık 100 kadar mantar zehirlenmesi kayıt altına alınmıştır. Fakat bunun dışında da kayıt altına alınmayan mantar zehirlenmelerini de biliyoruz. Bu yüzden 100’den daha fazla sayıda mantar zehirlenmesi meydana geliyor.
“Mantar zehirlenmeleri ölüme kadar götürebiliyor”
Mantar zehirlenmelerine dikkat edilmesi gerektiğin belirten Giray şunları kaydetti:
Mantar zehirlenmelerinin belirtileri mantarın zehir türüne göre 2 saat ile 6 saat sonrası meydana geliyor. 2 saat sonraki belirtiler sersemlik, uyku, tansiyon düşüklüğü, nabızda artış, ağızda metal tadının gelmesi, yüz ve boyunda kızarıklık gibi belirtiler meydana geliyor. 6 saat sonra ise bulantı, kusma, ishal, ateş, karın ağrısı, karaciğer ve böbreklerde metabolizmada bozukluklar. Hatta bunun sonucunda koma ve ölümde meydana gelebiliyor. Eğer mantar yedikten sonra böyle bir belirtimiz var ise evimizde halk arasında yine şöyle bir inanış var. ‘Yoğurt yiyelim, süt içelim, bir ilacı kullanalım’ gibi inanışlar var. Asla bunlar yapılmaması gerekiyor. En yakın sağlık kuruluşuna başvurulması lazım. Hatta mümkün ise yediğimiz mantarın bir örneğini de yanımızda götürmemiz lazım. Sağlık kuruluşuna gittiğimiz zaman da görevlilere ne mantarı yediğimizi, hangi saatte yediğimizi, ne kadar yediğimizi, evde başkasında da bu belirtilerin olup olmadığını söylememiz gerekiyor.
“Mümkünse kültür mantarı tüketelim”
Kültür mantarının tüketilmesi noktasında tavsiyelerde bulunan Giray açıklamasını şu şekilde tamamladı:
Eğer mantar tüketmek istiyorsak, mümkünse kültür mantarı tüketmemiz bizim için en sağlıklısı olur. Tabii ki kültür mantarını da satın alırken üstünde açıklayıcı etiketi olup olmadığına, son kullanım tarihine dikkat etmemiz gerekiyor. Mantar zehirli olmayabilir ama bu mantarların üzerinde de mikro-organizma gelişebilir. Eğer hemen mantarı pişirmezseniz bu mikro-organizmalar mantarın üzerinde üreyerek yine bizlerin gıda zehirlenmesi geçirmesine neden olabiliyor. Yine mantarlar alerjik yiyeceklerdir. Kişi mantar tüketirken dikkat etmesi gerekiyor, alerjik durumlarda ortaya çıkabilir.
Antalya’da golfseverler için özel bir turnuva düzenlendi. Bu turnuvada 97 bin euro dağıtılacak.
DHA
Antalya’nın Serik ilçesinde bu yıl 12’ncisi düzenlenen özel bir şirkete air golf turnuvası başladı.
Serik’e bağlı Belek turizm merkezinde bulunan bir golf kulübünün sahalarında düzenlenen ve 3 gün sürecek turnuvaya 25 ülkeden 232 profesyonel ve amatör golfçüden oluşan 58 takım katıldı.
97 bin euro dağıtılacak
Toplam 97 bin euro ödül dağıtılacak turnuvada birinci olan profesyonel golfçüye 5 bin euro ödül verilecek.
Tutuklu yargılanan Dilan Polat avukatı aracılığıyla verdiği röportajda merak edilen soruları yanıtladı.
ensonhaber.com
Milyonların takip ettiği Dilan Polat-Engin Polat davası sürüyor.
Fenomen çift, Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi, Vergi Usul Kanunu ile Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi kanunlarına muhalefet” suçlarından tutuklu bulunuyor.
5 Kasım’da cezaevine gönderilen Dilan Polat, ilk kez röportaj verdi.
Cezaevinde günlerini nasıl geçirdiğini anlatan Polat, bol bol dua ettiğini ve sürekli ağladığını söyledi.
Avukatı Hüseyin Kaya aracılığıyla ilk röportajını Odatv’ye veren Dilan Polat, davanın gidişatıyla ilgili “Ben davanın nasıl gittiğine dair çok bir şey bilmiyorum ama avukatım soruşturmanın normal gittiğini, vergiyle ilgili sorunlarımız olduğunu söylüyor. Davanın nasıl gittiğinden ziyade varsa bizim devletimize bir borcumuz cezası neyse ödeyeceğiz. Bu konuları ihmal etmişiz, bundan dolayı tabii ki mahcubuz” dedi.
“Cezaevindeki günleri nasıl geçiyor, koğuş düzeni nasıl?” sorularını yanıtlayan Dilan Polat şu ifadeleri kullandı:
“Burada günler zor geçiyor. Zaman zaman çok sakin oluyorum, zaman zaman yoğunlaşıp ağlıyorum. Vaktimin birI) kısmını kendimi anlamakla, tanımakla geçiyor. Gözyaşlarımın bir kısmı özlemden kaynaklanıyor. Buranın iki özelliği var: biri insan inanılmaz sigara içiyor bir de ibadet meselesi ile düşünme meselesi oluyor” ifadelerini kullandı.
Polat’ın sorulara verdiği yanıtlar şu şekilde:
“Ben davanın nasıl gittiğine dair çok bir şey bilmiyorum ama avukatım soruşturmanın normal gittiğini, vergiyle ilgili sorunlarımız olduğunu söylüyor. Davanın nasıl gittiğinden ziyade varsa bizim devletimize bir borcumuz cezası neyse ödeyeceğiz. Bu konuları ihmal etmişiz, bundan dolayı tabii ki mahcubuz.
O.O.: Geleceğinizi nasıl görüyorsunuz?
D.P.: Gençlikten, bir anda imkan sahibi olmaktan kaynaklanan sorumsuzluklarımız oldu bundan dolayı zaten üzüntülerimizi ve pişmanlıklarımızı dile getiriyoruz. Buradan daha basiretli, daha temkinli ve daha faydalı işler yaparak çıkacağız, öyle dua ediyorum.
O.O.: “Bazen günde 750 bin lira harcıyorum” sözünden dolayı pişmanlığınız var mı?
D.P.: Günlük para harcamam biraz medyayla ilgili. Birkaç kişiyle çekişmemizden kaynaklanan bir şey. Her gün bu kadar para harcanmasının mümkün olmadığını hepimiz biliriz. Bir tarafıyla ortalama bir Türk vatandaşı gibi yaşarken, işimiz gereği ve bu sosyal medyanın vermiş olduğu zihinsel mecburiyetler mi diyeyim sosyal dayatmalar mı diyeyim… Nasıl öyle yapıyorduk, şimdi yavaş yavaş anlıyorum. Yoksa ben savurganlık yapmakta istekli biri değilim ya da şimdi öyle hissediyorum. Tabii bunları hep muhakeme etmeye çalışıyorum bir taraftan. Üzüntü ve zor zamanlar yaşamın yanında her zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Daha çok kendimi, daha çok başka insanları tanımaya, bunlardan dersler çıkarmaya çalışıyorum.”
O.O.: Yardımcınız Şule’nin sizin montunuzla alışveriş yaptığı iddia edildi. Kendisiyle cezaevine girdikten sonra bir temasınız oldu mu?
D.P.: Bazen birçok şey hatırlamadığım da oluyor. Burada başka başka şeylere yoğunlaştım. Şule ve mont işini tam olarak hatırlayamadım.
O.O.: Kardeşiniz Sıla Doğu ile cezaevinde kavga ettiğiniz iddia edildi, aynı iddia diğer mahkumlarla aranızda da yaşandığı öne sürüldü. Bu iddialar doğru mu? Diğer mahkumların size bakışı nasıl?
D.P.: İnanın Oğuz Bey, burada insan bir başkasıyla değil, kendi kendisiyle bir kavga içinde oluyor. Doğru ile eğriyi ayırma hususunda yeterli zaman oluyor. Çocuklarım için endişelenmenin dışında hep düşünmek, mukayese etmek ve bunları not almakla zaman geçiyor. Kimseyle bir hır gürümüz yoktur.
O.O: Cezaevi günleri nasıl geçiyor? Koğuş düzeni nasıl? Alışverişte hangi yiyecekleri alıyorsunuz? Neye ihtiyaç duyuyorsunuz? Aileniz dışında en çok özlediğiniz şey ne?
D.P.: Burada günler zor geçiyor. Zaman zaman çok sakin oluyorum, zaman zaman yoğunlaşıp ağlıyorum. Vaktimin bir kısmını kendimi anlamakla, tanımakla geçiyor. Gözyaşlarımın bir kısmı özlemden kaynaklanıyor. Buranın iki özelliği var: biri insan inanılmaz sigara içiyor bir de ibadet meselesi ile düşünme meselesi oluyor.
O.O.: Cezaevinde intihar teşebbüsünde bulunduğunuz iddiaları doğru mu?
D.P.: İntihar gibi bir kararlılık halinde olmuyor insan ama çok sıkıştığım zamanlar oluyor. Çok sevdiğim biriyle telefon görüşmesi yaparken veya bir dostum avukat abilerim gelince onlardan ayrıldıktan sonra kısa sürede toparlanamıyor Hüseyin (Kaya) Abi, sanki avukat gibi değil de iç güzellik uzmanı gibi davranıyor bize. Bazen de sert konuşuyor ama bundan sonra iç güzellik merkezi açacağız gibi espri yapıyor öyle savrulup gidiyoruz…
Mart ayıdan yapılacak mahalli idareler seçimlerinde aday olmak isteyen kamu görevlilerinin yarın saat 17.00’ye kadar görevlerinden ayrılması ya da emeklilik dilekçelerini sunması gerekiyor.
AA
Yerel seçimlere sayılı aylar kaldı…
Yüksek Seçim Kurulunun (YSK), 27 Ekim’deki Resmi Gazete’de yayımlanan kararında, 31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak seçimin başlangıç tarihinin 1 Ocak 2024 olduğu ve aday olmak isteyenlerin 1 Aralık saat 17.00’ye kadar görevden ayrılmaları gerektiği belirlendi.
İstifalarını vermeleri gerekiyor
Bu kapsamda, kamu görevlileri, yargı mensupları, siyasi parti il ve ilçe yöneticileri, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensupları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, sendikalar, kamu bankaları, üst birliklerin ve bunların üst kuruluşlarının, katıldıkları teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alanların yarın mesai bitimine kadar görevlerinden ayrılmaları gerekiyor.
Yasal düzenlemeler uyarınca kamu görevlileri açısından istifa ya da emeklilik dilekçesini belirtilen tarihe kadar sunmuş olmak, görevden ayrılmak olarak kabul ediliyor.
İstifasına gerek olmayanlar
YSK’nin, önceki yıllarda aldığı kararlara göre, bazı kişilerin aday olabilmesi için görevden ayrılma şartı bulunmuyor.
Buna göre, belediye meclisi üyeleri arasından görevlendirilen belediye başkan yardımcıları, bu görevlerinden istifa etmeden aday olabilecek.
Milletvekilleri, belediye başkanları, il genel meclisi ve belediye meclisi üyeleri ile muhtarların da adaylıklarını koyabilmek için veya aday gösterilebilmek için istifa etmesi gerekmiyor.
Aday olacak milletvekilleri, belediye başkanı seçilmeleri halinde, seçildikten sonraki 15 gün içinde hangi görevi üstleneceklerine dair tercihte bulunacak, aksi halde yeni seçildiği görevi reddetmiş sayılacak.
Siz de bahar havasını sevenlerdenseniz, bu müjde size! Meteoroloji kaynakları vatandaşlara güzel haberi duyurdu. Resmen o tarihte yazlık kıyafetler ortaya çıkacak…
Sıcaklıkların yükselmesi ve hava durumunda meydana gelecek
değişikliklerle ilgili verileri paylaşan meteoroloji yetkilileri,
vatandaşlarına güzel bir haberi duyurdu.
Özellikle belirtilen tarihte, bahar mevsimine adım atılacağı
ve daha sıcak, güneşli günlerin başlayacağı belirtildi.
Bu müjdeli haberle birlikte, vatandaşlar, güneşli ve ılıman
havanın tadını çıkaracakları günlerin yaklaştığı düşüncesiyle sevinç içinde.
O tarihlere hazır olun…
Sıcaklık yola çıktı!
Meteoroloji kaynağı Hava Forum, bahar havası tadında bir hafta sonu yaşanacağını duyurdu. Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi:
“Yarın (cuma) tekrar lodosa dönüyoruz. Bu sefer, geçen geceki gibi olmaz. Lodosla sıcaklık normallerin üzerine tırmanacak. Hafta sonu 81 ilde güneşle ılık hafif bahar tadında bir hava bekliyoruz. İstanbul, İzmir 20’yi görür. Hafta sonunu değerlendirmek isteyenlere duyurulur.”